bugün

adalet

aklın yolu birdir gibi temelsiz bi sözümüz mevcut. kimse düşünmez ulan aklın yolu bir olsa bu filozoflar dünyası neden sürekli birbiriyle çarpışıyor diye. bu fikri savunanlar avam kısmını temsil ederler toplumda. avam bir olayın en yüzeysel yönü hakkında konuşurken kendini orjinal bi tespit yapıyor zanneder de daha derine inen insanları sapkınlıkla suçlar.

adamın biri çalışır da ortaya bi pasta koyar akabinde insanlar o pastayı yerken fırına teşekkürlerini sunarlar. arabayı üreten mühendisi es geçip tanıtımda ki mankenin elini sıkmak ahmakların tavrı. bilmiyorum, sanırım çalışmakla hata ediyorum. çünkü farkına vardım; çalışıp ortaya bi şeyler koymama karşın sonunda elimde ki pasta dilimi diğerlerinin elindekinden fazla olmuyor ama az olma ihtimali her zaman mevcut!!! insan bu durumda o pasta için çalıştığına yada pastanın tamamını çöpe atmadığına pişman oluyor.

belki de ibn-i arabi gibi bireye yönelmeliyim. toplum olumsuz işini görünce seni hor görür zira eğer iyi bi iş çıkarırsan işi sahiplenmekten daha hızlı bi şey yapmayacaklardır. anlıyorum artık filozofların, mucitlerin neden insanlardan kaçtığını. çünkü iş bölümü diyor üretim dünyası. bu sistem fazlasıyla üretmek için geçerli bi kanun ama çalışmayanların gönlünü hoş tutarken çalışana haksızlık etmek gibi kötü bi huyu var.

örneğin;6 film çekersin de 1 tanesinde geçen kötü bi sahne için yuhalarlar seni, 3 film dereceye girince ise kimse teşekkür sunmaz, öyle bi cafeye çay içmeye gidersin. aklın yolu bir mi??? çalışan hakkını mı alır?? sanmıyorum. doğrusu, çalışmayan çalışanın hakkını yer ve bu gerçeği bilip susan insanlar varsa mesuliyet onların omuzlarındadır.

***

herkes pastadan dilim alma uğraşındayken ben '' bana da herhalde dilim bırakırlar?! bu kadar düşüncesiz değillerdir!!!'' diye geride duruyorum. halbuki o pastanın yapımında en çok ben çalıştım ve bana dilim kalmıyor. adalet mi bu sence??