bugün

death note

akıl ve düşünceyi ön plana cıkaran türünün eşsiz örneği olan bir animedir.öyle ki kitap dünyasında ''suç ve ceza'' ne ise anime piyasasında ''death note'' odur.hatta birebir diyebilirim.
zaman, mekan ve tasarı konularında eşsizdir.cizimleri mükemmeldir.

37 bölümü bir solukta izlemek istersiniz.ancak izledikten sonra derim bir boşluğa düşersiniz.''simdi ne izleyecem'' diye kara kara düşünce alır belleğinizi ve hiç bir film yada animede death note'ın verdiği tadı bulamazsınız.
bu şekilde 1 ay yaşar ve izlediğinizi unutmaya çalışırsınız.1 ay daha gecer ve coğu yerleri unuttuğunuzu sanır tekrar izlemeye calışırsınız.

L i sever light'a kin duyarsınız.Ancak ''o defter elimde olsa bende...'' diye kendi kendinize ''yargı'' verirsiniz.

misa misa'nın animeye yakışmadığını düşünürsünüz.ancak ondaki sevginin saflığına, büyüklüğüne saygı duyarsınız.

Mello'ya en başta uyuz olur, ardından acırsınız.Near'ın soğukkanlılığına hayran olur,oynadığı oyunlara bakıp ''daha çok küçük bir velet'' dersiniz.

L ile Light arasında ki savaşı, satranç müsabakası izler gibi izlersiniz.

ruyk'a bakıp bakıp gülersiniz.Rem'in misamisa'ya olan duygularından etkilenirsiniz.....

bu anlattıklarım bile boş şaçma....yukarıda bahsettiğim olaylar death note'ı anlatmanın kıyısından geçmiyor olabilir.
ya da
bu kelimelerle anlatılamaz bir anime olduğunu izleyerek öğrenebilirsiniz.