bugün

ermenilerden ele geçirilen fabrika ve işletmeler

ermenilerin ülkemizden ayrılması sonrası türk girişimcilerin eline geçen ve bugünkü pek çok dev şirketin temellerini oluşturan, sayıları binlerle ifade edilen işletmelerdir.

şimdi bunlardan herkesin bildiği sadece birkaçını yazacağım.

milli mensucat (adana): Aristidi Kozma tarafından Simyonoğlu Fabrikası adıyla kurulmuştur. 1915'ten sonra ittihat ve terakki denetimine geçmiş ve "milli fabrika" adını almıştır. birinci dünya savaşı sonunda fransız işgaliyle tekrar ermenilere geçmiş, ama kurtuluş savaşı sonrası yine türklere geçerek türkiye'nin ilk milli fabrikalarından biri olmuştur. kadir has'ın babası ve hacı ömer sabancı'da bu fabrikanın ortaklarındandır.

bakırköy pamuklu sanayi (istanbul): basmahane adıyla barutçı ohannes tarafından kurulan tekstil fabrikasıdır. sümerbank tarafından işletilmiştir.

basmahane (izmir): 1790 yılında ermeniler tarafından kurulan ve izmir'in aynı adlı semtine ismini veren fabrika. tcdd binası olarak uzun yıllar hizmet vermiştir.
görsel

fabrika-i hümayün (bursa): 1850'lerde Krikor Ağaton tarafından ipekli dokuma yapmak amaçlı kurulan osmanlı'nın ilk fabrikalarındandır. kirkor ağaton'dan ele geçirildikten sonra fabrika-i hümayun ismini almıştır. günümüzde restore edilmiş ve faruk saraç tasarım meslek yüksek okulu olarak hizmet vermektedir.
görsel

romangal fabrikası (bursa): bursa'nın muradiye semtinde bulunan ermenilere ait ipekli kumaş fabrikası. daha sonra tekstilci yılmazipek ailesine geçmiştir. bugün fabrika binası faruk saraç tasarım meslek yüksek okulu dahildir.
görsel

hasırcıyan kardeşler fabrikası (kayseri): dokuma fabrikasıdır.

beykoz kağıt fabrikası (istanbul): 1820 yılında Hovahannes Dadyan tarafından kurulan fabrika. daha sonra kundura fabrikası olmuş, cumhuriyetin ilanından sonra da sümerbank bünyesine katılmıştır. 2004 yılında da özelleştirilerek yıldırım holding'e satılmıştır. aynı hovahannes dadyan'a ait bir de eyüp'te dokuma fabrikası vardır.

--spoiler--
Hovahannes Dadyan bunlardan başka osmanlı devleti için istanbul'da bir demir, izmit'te bir çuha ve yine istanbul'da bir tekstil fabrikası kurmuştur. bu fabrikalarda da işletmeciler, müdürler, şefler ve teknisyenler hep ermeniler olmuş, devlete hizmet edip, millet yararına işlemesi gereken bu fabrikalar adeta ermenilerin birer çiftliği haline gelmişlerdir.
--spoiler--

yeni fabrika (adana): gülbenkyan ailesine ait tekstil fabrikası. sabancılar'a geçmiştir.

yukarıda da belirttiğim üzre rakamlar yüzlerle, binlerle ifade edilmekte.

manisa kırkağaç'taki Karakin Şahbazyan’a ait çırçır fabrikası ve zeytinyağı fabrikası, yine kırkağaç'ta şapkalı aznavuryan'a ve ohanisan efendiye ait çırçır fabrikaları.

çukurova'da her biri onlarca fabrikaya bedel onbinlerce dönüm verimli arazilere sahip çiftlikler.(ermeniler çukurova'nın bütün verimli topraklarının sahipleriydi)

bitlis'te hakobyan ailesine ait ayçiçek yağı fabrikası.

---

her neyse...
yazıyı buraya kadar okuyanlar, haklı olarak "vay be, ulan adamların mallarını da gasp etmişiz..." diye düşünebilirler.

ama bunu düşünürken sevgili arkadaşlar, ermeni fabrikatörler, büyük toprak sahipleri, zenginler bu malları nasıl elde ettiler bir de bunu ele alalım.

hepinizin bildiği üzre osmanlı coğrafyasında ticaret gayrimüslim unsurların elindeydi ve bu unsurlar çeşitli alavere dalavereler ile hem yerel yöneticilerin, hem de payitahtın gözüne girmişler, yaptıkları işlere bunları da ortak ederek, büyük rüşvetler vererek önemli imtiyazlara sahip olmuşlardır.

bu ticareti elinde bulunduran zümre, yüzyıllarca türklerin bu işlere girmesine engel olmuşlar, müslüman ahali'nin kendi işlerine el atmasını engellemiş ve halkın fakir kalması için çalışmışlar adeta bir kartel oluşturmuşlardır.

para getiren tüm işler bu gayrimüslim kartelin elindeydi ve türkler ve sair müslüman halklar ise ancak zor zahmet geçimini sağlayacak işler yapıp bu kartel tarafından sömürülmekteydi.

türkler için para kazanmak, zengin olmak için yegane yok askerlik yapmak, orduya katılmaktı ki, zaman içinde osmanlı güçsüzleşip toprak kaybetmeye başladıkça ganimet olayı ortadan kalkarak askerlik de para getiren bir meslek olmaktan çıkmış, yoksul halkın ancak şehit olmasına vesile olan bir zul haline gelmişti.

işte osmanlı için, vatan için türkler şehit düşer, gazi olurken bu gayrimüslim zümre de katlanarak zenginleşip, kanla kazanılan bu toprakların nimetlerini iyiden iyiye sömürür hale gelmişti.

ermeniler de bu zümre içinde en fazla gelir getiren işleri yapar, fabrikalar, işletmeler kurar, bu da yetmezmiş gibi tefecilik ile iştigal ederek sömürüye ara vermezlerdi.

işte bu sömürü 1915 itibariyle bu topraklarda son buldu.
ermenilerin, bu toprakları sömürerek elde ettikleri tüm zenginlikler yine bu topraklarda kaldı ve arkalarına bakmadan çekip gittiler.
ermenilerden kalan mülkler ve ganimetler, balkanlardan gelen evladı fatihan'a, kafkaslar'dan gelen şeyh şamil'in torunlarına, türk ve kürt köylüsüne, gazilerimize devrolundu. ve cumhuriyet döneminde yapılan Emval-i Metrukeler kanun ve nizamnamesi ile geri dönüşü olmayacak bir şekilde halledildi.

aynı şekilde lozan antlaşmasında da ermenilere ait mal ve taşınmazların hiçbir surette iade olunmayacağı batılı devletlerin de onayı ile hükme bağlandı ki, bu genç türkiye cumhuriyeti'nin pek bilinmeyen, ifade edilmeyen ama en önemli başarılarından biridir.

hatta ve hatta bu Emval-i Metrukeler kanununun devlet için ne denli önemli olduğuna sembol olması bakımından ankara'da bulunan kasapyan ailesine ait araziye çankaya köşkü inşa edilerek bunun artık geri dönüşü olmayan bir yol olduğu dosta düşmana gösterildi.

şimdi geldiğimiz bu noktada ermeniler soykırım yalanları ile birlikte bir de bu malların tazmini için taleplerini dile getiriyorlar sürekli olarak.
evet, mal büyük ve iştah kabartıcı gerçekten.

1909'dan itibaren el konulan ermenilere ait malların ederini hesap etmek için dolar cinsinden sıfırlar yetmez bugün.
ama şöyle de bir gerçek var.

bu mallardan bir kısmı ermenilerin katlettiği boğazlıyan kaymakamı kemal bey'in ailesi ve buna benzer ailelere devrolundu.

şimdi soruyorum sizlere, dünya üzerindeki tüm ermeni menkul ve gayrimenkullerini toplasanız, boğazlıyan kaymakamı kemal bey'in ailesinin acılarını ve o'nun aziz hatırasını satın alabilir misiniz?
ermeniler tarafından şehit edilen binlerce türk'ün acısının bedelini ödeyebilir misiniz?

bakınız biz bu toprakları bir değil, birkaç defa kan ile suladık, tapusunu kan ile aldık.
bu topraklarda yaşayıp da türk'e ihanet eden her zümre yarın öbür gün bütün malını mülkünü bu vatana bırakıp gidecektir tıpkı ermeniler gibi...

ha, ermenilere bir uyarı daha yapayım.
şu an bayraklarının dalgalandığı toprakları da bedel ödemeden sahiplendiler. tıpkı türkiye'de eskiden sahip oldukları gibi. aman ha, dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayın, bakın işinize de ermenistan elinizden gitmesin...
güncel Önemli Başlıklar