bugün
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi16
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak11
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım12
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
inananların "bak bakalım sana 14 milyar yıl gelen o'na 6 gün." deyince "allah zamandan üstündür." cümleleriyle ters düştüklerini görmemize vesile olan şeylerdir. neyse, ifade hatası diyelim...
tufan konusunda söylediklerim halen geçerli. özetleyeyim: bölgesel olsa bile ortadoğu'yu kaplayacak kadar büyük "ani" bir tufanın kanıtı yok. kuran'da kastedilen hayvanların sadece oradaki hayvanlar olduğu sadece zorlama bir yorum. böyle düşünmemizi gerektirecek bir ipucu verilmediği gibi açıkça "tüm hayvanlar" denmiş. hadi tufan bölgesel olmak kaydıyla tüm ortadoğu'yu kaplamış da olsa "lazım gelen" hayvanları önüne katıp, yürüyüp gitmek daha makul bir çözüm, üç beş kişinin bir gemi yapmasının yanında.
sinek meselesine gelirsek: tüm canlılarda kendini savunmak için kimyasallar bulunur. bu anlamda belki bilim insanları sinekteki bazı kimyasalları özel işleme tabi tutarak antibiyotik de yapabilirler. fakat bunun böyle olması, sineği komple yemeğe batırmakla zararlı mikropların öldürüleceği anlamına gelmez. sineğin özellikle kıllı bacaklarında insana zararlı kıyamet kadar mikrop bulunur. sineğin iç organlarında bulunan mikrop öldürücü kimyasalların yemeğe batırılan sinekle ortaya çıkacağı, çıksa da işe yarayacağı çok şüphelidir.
zaten böyle bir iddiayı test etmek çok kolaydır. en basit bir laboratuvarda bile yapılabilir. yemek iyice karıştırıldıktan sonra ve sinek batırılmadan önce yemekteki mikroplar analiz edilir. sonra yemek üç parçaya ayrılır. bir parçası olduğu gibi bırakılır. diğer bir parçasına sinek bir kanadı girecek şekilde sokulur. kalan parçaya ise tamamı batırılır. üç örnek de tekrar mikrobiyolojik analize tabi tutulur. hadiste iddia edilen sonuç alınırsa saygın bilimsel dergilerden birinde yayınlanır ve nobel alınır. neden kimse şimdiye kadar yapmadı ki? yoksa sonuçlar umulduğu gibi mi olmadı?
neden nobel diyorum? dalga geçmek için değil. özellikle afrika ülkelerinde hijyen büyük problemdir. belgesellerde de gördüğümüz gibi sinekler her yerde. böyle bir akıl vermekle bir çok hastalığın önüne geçilir.
not: bu başlığı aslında düzeyli bir şekilde tartıştığım aklı başında insanları üzmek için açmadım. malum "maymun" başlıklarını açanlar için hazır ettim. inancın kökenleri konusunda fikrim var. öyle dalga geçilerek hasar verilecek şeyler değildir.
tufan konusunda söylediklerim halen geçerli. özetleyeyim: bölgesel olsa bile ortadoğu'yu kaplayacak kadar büyük "ani" bir tufanın kanıtı yok. kuran'da kastedilen hayvanların sadece oradaki hayvanlar olduğu sadece zorlama bir yorum. böyle düşünmemizi gerektirecek bir ipucu verilmediği gibi açıkça "tüm hayvanlar" denmiş. hadi tufan bölgesel olmak kaydıyla tüm ortadoğu'yu kaplamış da olsa "lazım gelen" hayvanları önüne katıp, yürüyüp gitmek daha makul bir çözüm, üç beş kişinin bir gemi yapmasının yanında.
sinek meselesine gelirsek: tüm canlılarda kendini savunmak için kimyasallar bulunur. bu anlamda belki bilim insanları sinekteki bazı kimyasalları özel işleme tabi tutarak antibiyotik de yapabilirler. fakat bunun böyle olması, sineği komple yemeğe batırmakla zararlı mikropların öldürüleceği anlamına gelmez. sineğin özellikle kıllı bacaklarında insana zararlı kıyamet kadar mikrop bulunur. sineğin iç organlarında bulunan mikrop öldürücü kimyasalların yemeğe batırılan sinekle ortaya çıkacağı, çıksa da işe yarayacağı çok şüphelidir.
zaten böyle bir iddiayı test etmek çok kolaydır. en basit bir laboratuvarda bile yapılabilir. yemek iyice karıştırıldıktan sonra ve sinek batırılmadan önce yemekteki mikroplar analiz edilir. sonra yemek üç parçaya ayrılır. bir parçası olduğu gibi bırakılır. diğer bir parçasına sinek bir kanadı girecek şekilde sokulur. kalan parçaya ise tamamı batırılır. üç örnek de tekrar mikrobiyolojik analize tabi tutulur. hadiste iddia edilen sonuç alınırsa saygın bilimsel dergilerden birinde yayınlanır ve nobel alınır. neden kimse şimdiye kadar yapmadı ki? yoksa sonuçlar umulduğu gibi mi olmadı?
neden nobel diyorum? dalga geçmek için değil. özellikle afrika ülkelerinde hijyen büyük problemdir. belgesellerde de gördüğümüz gibi sinekler her yerde. böyle bir akıl vermekle bir çok hastalığın önüne geçilir.
not: bu başlığı aslında düzeyli bir şekilde tartıştığım aklı başında insanları üzmek için açmadım. malum "maymun" başlıklarını açanlar için hazır ettim. inancın kökenleri konusunda fikrim var. öyle dalga geçilerek hasar verilecek şeyler değildir.
güncel Önemli Başlıklar