bugün

bir şeyi söylemeyi istemek ama söyleyememek

bir nevi iç savaştır. ya zaman doğru değildir, ya söyleyeceklerinizi anlayacak durumda değillerdir, ya da o kişi artık gitmiştir falan filan. düşünceler, konuşmalar aklınızda dolanır durur da ses çıkaramazsınız. akşamlar uykusuz, gündüzler geçmek bilmez olur. bir yerlerde yarım kaldığınızı düşünürsünüz. bazen cesaret gelir, hadi şimdi söyleyeyim dersiniz ama kırılıverir o cesaret hemen. bazen de yüz yüze gelirsiniz, tam yeri tam zamanıdır her şeyi açıklamak için. o zaman da söylenecekler listesi o kadar uzun gelir ki, nereden başlayacağınızı bilemez, karşınızdaki için de şu saatten sonra anlasa kaç yazar diye düşünerek, eehhh boş veeer dersiniz. kısaç, bir şeyi söylemek isteyip de söyleyememenin acısı da zamanla geçer.