bugün

abdal

Türk tasavvufunun daha radikal formlarında karşılaşılan en üst mânevî mertebenin bir adı olup Sünnî islam dışında kalan birçok Türkmen dinsel topluluğunda rastlanmaktaydı. Derviş veya baba da denmekteydi.

Bir abdal Allah hariç dünyadaki her şeyden vaz geçmiş kişidir. Abdallık mertebesine ermiş kişi Hakikatın mutlak ve doğrudan bilgisine erişebilmektedir. Toplumsal bir şahsiyet olarak abdal zayıf, ezilmiş ve baskı altında olanlara yardım elini uzatan, ve dinsizlere (kâfirlere) karşı mücadele veren bir otoritedir. Daha ziyade göçebe Türkmenler arasında yaygın olan abdallar Selçuklu veya Osmanlı yerleşik devlet otoritesi karşısında çevre halkının hoşnutsuzluklarını dile getirmişler ve çeşitli isyan hareketlerinin başlatıcısı olmuşlardır.

Abdallar islam dini ile Türklerin islam öncesi şamanizmini şahıslarında birleştirmişlerdi. Eskiden Kök Tengri ile mânevî bağlantı kurabilen kam karakteri islamlaşmayla beraber yerini abdala bırakmıştır.

15.yüzyılda abdallar giderek Osmanlı Devleti'nin merkezîleşme ve bürokratik bir imparatorluğa dönüşme sürecinin dışında kalmışlar, ve Sünnî islam'ın Edirne ve 1453'ten itibaren istanbul'da yerleşmesi sonucunda düzendışı bir niteliğe bürünmüşlerdir. iran'da Safevî Devleti'nin kurulması ve Kızılbaş etkinliğinin Anadolu'da yayılması ile birlikte abdallar Kızılbaş hareketiyle bütünleşmiştir.