bugün
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler11
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi10
- aleyna tilki10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız17
- sözlük kızından gelin olmaz21
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- anın görüntüsü14
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- hamas bir terör örgütüdür11
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- şehirler arası aşk yaşamak8
- vatandaşlık farkı alan otel21
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası17
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı12
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın9
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
zannedildiği gibi devletin kazanmasına değil, kapsamlı düşünüldüğünde kaybetmesine yol açan düşüncedir. şöyle ki;
çoğu devlet kuruluşu zarar eder. çünkü işin içinde para kaybetme riski, para kazanma hırsı ve rekabet durumu bulunmayan ticari işletmeler gelişmezler. tekel gibi yaygın bir devlet kurumu bile her yılı yüzde 30'a yakın zararla kapatır. limanlar ve şeker fabrikaları da böyledir.
işin içinde para kaybetme riski olmadığı için halka yeterli hizmet veremezler. sonsuz bir kaynağa sahip oldukları için karşısında rekabet edebilmek imkansızdır. bu yönüyle sektörün çoğulcu gelişmesinin önüne geçerler. çoğulcu gelişmenin önüne geçmesiyle de halk hizmet yönünden zarar eder. kurum devletin olduğu için şikayet etsen bile, kimi kime şikayet ediyorsun gibi bir durum ortaya çıkar.
halbuki özelleştiğinde durum böyle değildir. bi defa en başta özelleştirilirken kurum zarar ediyor olsa bile para alınır. bir süre sonra bu kurumların kar eder hale gelmesi de devletçi mantığın ne kadar zararlı olduğunun göstergesidir. bununla birlikte artık para kazanma ve kaybetme durumları geçerli olduğu için ve doğacak olan rekabet ortamında bir veya bir kaç kurum daha bu sektöre gireceği için her kurum daha iyi hizmet vermek durumunda kalacaktır. bundan da en çok halk hizmet yönünden karlı çıkar.
devlet, vergi alırken karlı çıkar.
daha çok işletme daha çok işçi demektir. işçilik azalır.
daha çok işletme daha çok sanayi ve gelişim demektir. zaten modern sosyolojinin yapı taşı sanayileşmedir. sanayi varsa; herşey vardır. yoksa hiçbirşey yoktur.
peki tüm bunlara rağmen atatürk neden devletçiydi?
bi defa atatürk yaptı diye doğrudur gibi bir durum zaten çağdaş bir insan için geçerli değildir. ancak atatürk doğru birşey yapmıştır. neden? nedeni şu, o zamanın türkiyesinde geniş sermaye sahipleri yoktu. sermaye sadece osmanlı'dan kalan altınlar ve sscb-usa ikilisinden gelen cömert yardımlardan oluşuyordu ve sadece devletin elindeydi. başka kimse de zırnık yoktu. bu yüzden ticaretin gelişmesi için atılımları sadece devlet yapabilecekti, öyle de oldu.
ki gerçek tarihi incelersiniz atatürkün böyle bir ilkesi olmadığını, yabancı sermayeye ve özelleştirmelere iyi gözle baktığını görebiliriz.
bugün devletçilik, türkiye sermayesinin yetmeyeceği teknolojileri türkiye'ye getirirken yine kullanılabilir. ama anlayış aynı olmalıdır; yap işlet devret.
sermayeden korkmak gereksizdir.
çoğu devlet kuruluşu zarar eder. çünkü işin içinde para kaybetme riski, para kazanma hırsı ve rekabet durumu bulunmayan ticari işletmeler gelişmezler. tekel gibi yaygın bir devlet kurumu bile her yılı yüzde 30'a yakın zararla kapatır. limanlar ve şeker fabrikaları da böyledir.
işin içinde para kaybetme riski olmadığı için halka yeterli hizmet veremezler. sonsuz bir kaynağa sahip oldukları için karşısında rekabet edebilmek imkansızdır. bu yönüyle sektörün çoğulcu gelişmesinin önüne geçerler. çoğulcu gelişmenin önüne geçmesiyle de halk hizmet yönünden zarar eder. kurum devletin olduğu için şikayet etsen bile, kimi kime şikayet ediyorsun gibi bir durum ortaya çıkar.
halbuki özelleştiğinde durum böyle değildir. bi defa en başta özelleştirilirken kurum zarar ediyor olsa bile para alınır. bir süre sonra bu kurumların kar eder hale gelmesi de devletçi mantığın ne kadar zararlı olduğunun göstergesidir. bununla birlikte artık para kazanma ve kaybetme durumları geçerli olduğu için ve doğacak olan rekabet ortamında bir veya bir kaç kurum daha bu sektöre gireceği için her kurum daha iyi hizmet vermek durumunda kalacaktır. bundan da en çok halk hizmet yönünden karlı çıkar.
devlet, vergi alırken karlı çıkar.
daha çok işletme daha çok işçi demektir. işçilik azalır.
daha çok işletme daha çok sanayi ve gelişim demektir. zaten modern sosyolojinin yapı taşı sanayileşmedir. sanayi varsa; herşey vardır. yoksa hiçbirşey yoktur.
peki tüm bunlara rağmen atatürk neden devletçiydi?
bi defa atatürk yaptı diye doğrudur gibi bir durum zaten çağdaş bir insan için geçerli değildir. ancak atatürk doğru birşey yapmıştır. neden? nedeni şu, o zamanın türkiyesinde geniş sermaye sahipleri yoktu. sermaye sadece osmanlı'dan kalan altınlar ve sscb-usa ikilisinden gelen cömert yardımlardan oluşuyordu ve sadece devletin elindeydi. başka kimse de zırnık yoktu. bu yüzden ticaretin gelişmesi için atılımları sadece devlet yapabilecekti, öyle de oldu.
ki gerçek tarihi incelersiniz atatürkün böyle bir ilkesi olmadığını, yabancı sermayeye ve özelleştirmelere iyi gözle baktığını görebiliriz.
bugün devletçilik, türkiye sermayesinin yetmeyeceği teknolojileri türkiye'ye getirirken yine kullanılabilir. ama anlayış aynı olmalıdır; yap işlet devret.
sermayeden korkmak gereksizdir.
güncel Önemli Başlıklar