eski sevgilinin düğününe gitmek

eski sevgilinin düğününe gitmek zorunda kalmak tır aslı..

Nocturne dinliyordum..

anneciğim telefonda, "bak komşumuz mehmet amcanların kızının düğünü var" diye söylediğinde gözlerim dolmuştu, telefona aktı gözyaşlarım damla damla.

bilmiyordu mehmet amcaların kızının eski aşkım olduğunu. sadece "tamam" diyebilmiştim. annem "neyin var?" diye sordu "yok iyiyim." dedim."peki düğüne gelecek misin" dedi. "bakarız" dedim. telefon ellerimden kaydı, demek o evleniyordu gerçi ayrıldığımız üzerinden 2 yıl geçmişti.ne de çabuk unutmuştu beni. seviyordum ama neden ayrıldığımızı bile hatırlamıyordum şimdi.

geceydi hemen yattım düşünmeden edemedim, ne bulmuştu yeni sevgilisinde hatta sevgilisi değil kocası sayılırdı artık. anlamsız garip bir o kadar da karışık düşünceler geçti aklımın kıyısından. aman yarın ola hayrola dedim yattım.

sabah günün cumartesi olmasına bağlayarak bayağı uyumuştum, yatağımdan kalkıp düğün saatine kadar telefonumu kapatmayı düşündüm ve kapattım bilgisayara abandım son ses müzik dinledim, oyun oynadım. ta ki akşama doğru kapımın delicesine vurulduğu ana kadar. babam kalkmış benim eve gelmişti. gel dedi hadi gidelim. "bir merhaba deriz hayırlı olsun deriz sen yine ayrılırsın" dedi.

çaresiz boyun büktüm babama. "bekle kıyafetlerimi giyeyim" dedim. babam o sıra salona oturmuş evin dağınıklığını üstüme yüklemişti, başka kime yükleyecekti ki? sen adam olmazsın dedi bak haftada bir annen eve gelmezse evini bok götürecek dedi. aslında titiz biriydim ama değişik bir titizlik benimkisi. mesela ev dağınık olabilir ama oturduğum yer asla kırışık olmamalı. lan kız senden ayrılmakla iyi etmiş diyorsanız haklısınız birader.

en son lise mezuniyetimde giydiğim takım elbiseyi çıkarttırdı bana. hiç unutmam o takım elbiseyle dans etmiştik eski sevgilimle. "yokk" dedim "istemem onu. normal olduğum gibi gideyim hem ne gerek var? ben evlenmiyorum ya.." babam "ille de bunu giyeceksin" dedi.
güç bela kabul ettim ama artık 4 yılın verdiği gelişimle elbisenin içine sığamaz olmuştum. elbiseyi giyemeyecek olmanın verdiği garip bir sevinç ile günlük giysilerimi giydim. babam arabayı sen kullan dedi, tamam dedim aldım anahtarları elinden.

yollar bitmesin istiyordum ama bitti nihayetinde. düğün salonuna geldik eski sevgilim duvaklar içinde başını bükmüş nikah masasına oturmuştu.

aklıma şu şarkı geldi, "nikah masasına oturdun işte", sadece bu dizeyi biliyorum ama insanı ağlatmaya yetiyor da artıyor bile bazı anlarda.

yüzüne bakmamak için annemin yanına gidip küçük çocuklar gibi eteğine sarıldım. annemin elini öpüp hemen çıktım düğün salonundan, dayanamadım, aniden ağlarım ulu orta yere diye arkama bakmadan çıktım düğün salonundan. babamın arabasına binip ağlayarak sürdüm bilinçsizce kör bahtımın yollarına, bıkıp usanmadan.