bugün
- icardi1905 silik olsun kampanyası21
- escort fiyatlarının güncellenmesi10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı11
- evlilik13
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır17
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu38
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi10
- karınıza range rover alır mısınız22
- kent lokantası niye bedava değil demek16
- anın görüntüsü16
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- ilk buluşmada çorumlu olduğunu ağzından kaçırmak8
- icardi190518
- ali erbaş18
- türkiye işçi partisi11
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss21
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi15
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
jean jacques rousseau başlığını yazana kadar canım çıktı, neyse buldum ve buraya kopyaladım. bu madde, jean jacques rousseau ile ilintilidir.
özetle, doğrudan demokrasinin uygulanmasının statik bazı engellerle karşılaştığı ülkelerde, roussa'nun nefret ettiği temsilciler meclisi oluşturulmalı ama ip bu halk temsilcilerinin ellerine verilmemelidir. buna istinaden, halk seçtiği temsilcere emir verebilmelidir.
benim dikkatimi çeken, virginia ve fransız yurttaş ve insan hakları bildirgeleri gibi geniş çapta yankı uyandırmış manifestolara, tarihin ilk cumhuriyet denemelerine kadar sirayet edebilmiş, ihtilalin aydınlanmacı kadrosunu yetiştirmiş roussa, nasıl olur da halk eğemenliği teorisinde çelişkiye düşer?
rousseau diyor ki, eğemenlik tamamen halka aittir, halk bunu devredemez ve temsili demokrasiyi benimsememeli. doğrudan demokrasi olmalı diyor. vefakat, o zamanların birleşik lehistanı gibi ülkelerde, nüfusun fazlalığı nedeniyle bunu uygulamak zor olduğundan, öğretisinde gevşiyor ve emredici vekalet denen bir sistem geitiryor. buna göre halk, doğrudan katılım sağlayamasa da, temsilcilerin elinde inlememek için, onlara istedğini yaptırmalı, gak-guk etme ihtimallerine karşılık, emretmelidir istediklrini.
buraya kadar çok iyi. tıpkı antik yunandaki gibi. (ki onlar da kölelik kurumu doğal göründüğünden net bir demokrasiden söz edilemez? ancak rousso ekliyor, toplumda çok oyla iktidar olan yasama erkini (demokrasi deyince üzerine basa basa yasamayı kasteder kendisi) seçme inisiyatifini alan çoğunluk, her zaman haklıdır. yani, çoğunluğunun ne dediği önemlidir. burada da sorun yok. ama çoğunluk haklıdır, azınlık her zaman haksızdır diyorsan, orada sorun vardır. bu apaçık bir çelişkidir.. roussoya kalsa, seçilememiş ve genel aykırı düşünenler (azınlıkta kalanlar) söz hakkına sahip değildir. zira genel, azınlığın tersine olanı seçmiştir.
hem "kuvvetlerin tek erkte toplandığı bir sistem önünde sonunda diktatörlüğe dönüşür" de, hem de "ben çoğunluğun sesiyim, istediğimi yaparım!!" bahanesiyle at koşturacak yığınla diktatörün zeminini hazırla. ondandır ki, hitler gibi bazı isimler roussa okumuşlardır. çoğunluğu ele geçirdin mi, tamamdır iş. bugün de gördüğümüz gibi. çoğunluk her zaman doğruyu söyler mi diye sorulursa da, "bu saatte o kadar kafam almaz" derim. ama net bir şey varsa, o da roussa'nun ekonomik temellendirme yapmadan direkt üst yapıdan girdiği teorisi sağlıklı işlememiş. gerçi, dünyanın ilk bin yılını doğrudan etkilemiş platon'un ideali anlattığı devlet eserinde, elde para kalmayınca diğer polis devletleri yağmalama hakkı tanıması sonrası düştüğü paradoks kadar değil onun ki.
özetle, doğrudan demokrasinin uygulanmasının statik bazı engellerle karşılaştığı ülkelerde, roussa'nun nefret ettiği temsilciler meclisi oluşturulmalı ama ip bu halk temsilcilerinin ellerine verilmemelidir. buna istinaden, halk seçtiği temsilcere emir verebilmelidir.
benim dikkatimi çeken, virginia ve fransız yurttaş ve insan hakları bildirgeleri gibi geniş çapta yankı uyandırmış manifestolara, tarihin ilk cumhuriyet denemelerine kadar sirayet edebilmiş, ihtilalin aydınlanmacı kadrosunu yetiştirmiş roussa, nasıl olur da halk eğemenliği teorisinde çelişkiye düşer?
rousseau diyor ki, eğemenlik tamamen halka aittir, halk bunu devredemez ve temsili demokrasiyi benimsememeli. doğrudan demokrasi olmalı diyor. vefakat, o zamanların birleşik lehistanı gibi ülkelerde, nüfusun fazlalığı nedeniyle bunu uygulamak zor olduğundan, öğretisinde gevşiyor ve emredici vekalet denen bir sistem geitiryor. buna göre halk, doğrudan katılım sağlayamasa da, temsilcilerin elinde inlememek için, onlara istedğini yaptırmalı, gak-guk etme ihtimallerine karşılık, emretmelidir istediklrini.
buraya kadar çok iyi. tıpkı antik yunandaki gibi. (ki onlar da kölelik kurumu doğal göründüğünden net bir demokrasiden söz edilemez? ancak rousso ekliyor, toplumda çok oyla iktidar olan yasama erkini (demokrasi deyince üzerine basa basa yasamayı kasteder kendisi) seçme inisiyatifini alan çoğunluk, her zaman haklıdır. yani, çoğunluğunun ne dediği önemlidir. burada da sorun yok. ama çoğunluk haklıdır, azınlık her zaman haksızdır diyorsan, orada sorun vardır. bu apaçık bir çelişkidir.. roussoya kalsa, seçilememiş ve genel aykırı düşünenler (azınlıkta kalanlar) söz hakkına sahip değildir. zira genel, azınlığın tersine olanı seçmiştir.
hem "kuvvetlerin tek erkte toplandığı bir sistem önünde sonunda diktatörlüğe dönüşür" de, hem de "ben çoğunluğun sesiyim, istediğimi yaparım!!" bahanesiyle at koşturacak yığınla diktatörün zeminini hazırla. ondandır ki, hitler gibi bazı isimler roussa okumuşlardır. çoğunluğu ele geçirdin mi, tamamdır iş. bugün de gördüğümüz gibi. çoğunluk her zaman doğruyu söyler mi diye sorulursa da, "bu saatte o kadar kafam almaz" derim. ama net bir şey varsa, o da roussa'nun ekonomik temellendirme yapmadan direkt üst yapıdan girdiği teorisi sağlıklı işlememiş. gerçi, dünyanın ilk bin yılını doğrudan etkilemiş platon'un ideali anlattığı devlet eserinde, elde para kalmayınca diğer polis devletleri yağmalama hakkı tanıması sonrası düştüğü paradoks kadar değil onun ki.
güncel Önemli Başlıklar