bugün

kaybolan aşkı bulmak

şimdi fırtına vadisinden geçerken aşağı düşen bir çakıl taşının sessiz düşüşünü sayıyorum içimden. mesafe ölçer bir derinlikte sonsuzluk kadar uzun bu yol. oysa atımın ayak bastığı yer bir kulaç önümde. bütün bu mesafelerden korkuyor muyum yoksa çok mu cesurum bilemiyorum. netleştirdiğim bu resim, bu koku, bu tat yani aşk, bir kimyasal bileşim. elimde tuttuğum bu sihir şatafatlı bir şişenin içindeki kızıl iksir. elimden düştüğünde ya kırılırsa diye korkmam gerekir mi acaba. kırılırsa kokusundan çok sarhoş olur, ölürüm. ölüm ise en güzel kurtuluş. sebebi aşk...