rüyada uçmak

''aha'' dedim sözlük şimdi. başıma gelendi...

lise döneminde hep aynı rüyaları görürdüm, koridorlar. siz deyin abazanlık, ben deyim abazanl... neyse.

karanlık koridorlarda yine koşa koşa ilerliyorum. o gecenin gündüzünde de eski sevgilimle kavga etmiştik (yani şimdi eski, o zaman bildiğin sevgiliydik yahu. insan eski sevgilisiyle niye kavga etsin. ben niye bu kadar uzun bir parantez kullandım yine, amıma koyayım ben benim). kafam bir dünya uyumuştum. ama rüyada nasıl koşuyorum. bir sağa çarpıyorum bir sola...

sonra uyandım. ''yeter amk sikicem koridorunu, bi kere de düzgün rüya görsem ya amk'' su içip uyudum.

ulan bir de ne göreyim (rüyada) adımlarım astronotların aydaki adımları gibi. bi' basıyorum, tövbeee, 5 gramlık ceylan gibi sekiyorum. ulan dedim fırsat bu fırsat, koridor da yok. yardır tosbik. sıçrıyorum, sıçrıyorum böyle ortam rengarenk. sanki lgbt yürüyüşü var gibi cıvıl cıvıl. müzikler falan böyle arkadan, kopuyorum. sonra mc donald's 'ın palyaçosunu gördüm. o da zıplıyordu benim gibi. çok korktum ama onun o tipini görünce sözlük. sanırım yorgan sıyrılmış, götüm açılmıştı zıplarken. hızla kaçmaya başladım ibneden. bir şey keşfetmiştim. ne kadar sert vurursam yere, o kadar yükseğe sıçrıyordum. zaten daha ne olabilirdi. gayet de mantıklıydı. ayakları yere vurduğum gibi göklere çıkıyordum. inerken de yavaşlıyordum. ben bunları keşfederken kodumun palyaçosu yine yakaladı beni. bir yandan sekiyor, bir yandan korkuyor, bir yandan da yükseklere çıkmanın zevkini yaşıyordum. ama tabii bana bu çok normal gelmişti rüyada olduğum için. o yüzden ''uçuyorum lan, o zaman şuraya gideyim'' demedim.

eve doğru koşmaya başladım seke seke koşuyordum. hatta uçuyordum artık. iç organlarım sanki kasisten geçmişcesine çekiliyordu.

ibne palyaço ise peşimdeydi hala...