bugün

10 eylül 2014 bddk açıklaması

içinde "bir bankanın itibarının korunmasında ve sağlıklı bir şekilde faaliyetlerini sürdürmesinde öncelikli görev banka yönetimine aittir" şeklinde abuk bir cümlenin geçtiği açıklama!

tam hali burada
https://www.bddk.org.tr/w...13460basin_aciklamasi.pdf

***
bddk neden yaptı bu açıklamayı?

bank asya'nın 05.09.2014 tarihinde internet sitesinden yayımladığı kamuoyuna duyurusu sebebi ile!
http://www.bankasya.com.t...ler/kamuoyuna-duyuru.aspx

ne deniyordu bu duyuruda!
- bankacılık kanunu ve sermaye piyasası kanunu'nun emredici hükümleri hiçe sayılıyor
- bankamıza; bankamız ortaklarına, müşterilerine ve yatırımcılarına ait ticari sırlar ve bankacılık sırları yandaş medyada çarşaf çarşaf yayınlanıyor, spekülasyon üretiliyor!
- bankaları korumakla yükümlü olan bddk'ya defalarca başvurulmasına rağmen onlar olan biteni izliyor!
- yapılanlar sadece bize değil türk bankacılık sistemine ve türkiye'nin uluslararası itibarına da zarar veriyor!
- yalan haberlere ilişkin olarak bank asya 287 adet suç duyurusu ve 95 adet tekzip girişiminde bulunmuştur.
- sonuncusu ve en önemlisi ticari sırlarla ilgili yalan haber yapanlar kaynak olarak bddk'yı gösteriyor, buna karşın düzenleyici otorite adli ya da idari girişimde bulunmuyor! haberlerle ilgili yalanlama bile gelmiyor. spekülasyonlara örtülü izin veriliyor!
- iktisadi linç kampanyası yürütülen dönemde görevini yapmayan kamu yetkilileri hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır!

***

peki bank asya bu açıklamayı neden yaptı?
4 eylül 2014 tarihinde önce yandaş medyada sonra tüm ana akım medyada yer alan
"bddk, bank asya‘yı 70. madde kapsamına aldı"
haberleri nedeni ile!
***
özetle
bank asya diyor ki!
hakkımda haksız bir kampanya yürütülüyor. bu bankayı zor durumda bırakıyor ve kanuna aykırı! ayrıca bddk’yı kaynak olarak gösteriyorlar. görevinizi yapın!

bddk'dan gelen cevap: banka itibarını korumak bankanın görevi!

***
zamanında demirel’in anlattığı fıkrayı hatırlayalım.

osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü karakuşi adında bir kadı varmış. bir gün karakuşi kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş.vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek var.... karakuşi kadı, fırıncıya:
- 'ben bunu aldım' demiş. kadıya itiraz edilir mi? fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş. az sonra ördeğin asil sahibi gelmiş:
- 'hani bizim ördek?' fırıncı boynunu büküp:
- 'uçtu' deyince iş kavgaya dönüşmüş. kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış... gayrimüslim de peşinde kovalıyor...
bir duvardan atlarken, bilmeden duvarın öteki tarafındaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış... sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak karakuşi kadı'nın karşısına çıkarmışlar. kadı sırayla sormuş...
ördeğin sahibi,
- 'bu adam ördeğimi hiç etti' diye şikáyet etmiş.
karakuşi kadı, fırıncıya sormuş:
- 'ne yaptın bu adamın ördeğini?'
fırıncı
- 'uçtu' demiş.
kadı, kara kaplı defterini açmış:
- 'ördeğin karşısında tayyar yazılı. tayyar 'uçar' anlamına gelir. o halde ördeğin uçması suç değil' diyerek, fırıncının ördek işinden beraatına karar vermiş. gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş. onun şikáyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş:
- 'her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü çıkarıla...
davacı:
- 'benim tek gözüm çıktı. şimdi ne olacak?' diye sorunca karakuşi kadı
- 'şimdi' demiş, 'fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız. tabii gayrimüslim şikáyetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.
çocuğunu düşüren kadının kocasına da karakuşi kadı:
- 'tamam' demiş, 'karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.' böyle olunca adam da şikayetini anında geri almış, fırıncı bu davadan da kurtulmuş. kadı dönmüş yahudi'ye:
- 'senin şikáyetin nedir bre?' yahudi bir süre düsündükten sonra ellerini açmış,
- 'ne diyeyim kadı efendi' demiş, 'adaletinle bin yaşa sen, e mi !'
demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra kendisini dinleyen topluluğa dönerek, kıssadan hisse:
- ananı "öpen" kadı ise, kimi kime şikayet edeceksin?
bugün ülkedeki durum bu!

devam edecek...
güncel Önemli Başlıklar