bugün

kardeşinizin kardeş olduğunu anladığınız anlar

kalan eşyalarınızı da almak için artık sizin olmayan o eve gidip deyim yerindeyse pılınızı pırtınızı toplayıp kapıdan çıktığınız an. kimse istifini bozmaz. genelin aksine derin bir sessizlik vardır evde. gidecek yerinizin olmadığı zamanlardaki güvenle hırslı gözler üzerinize dikilmemiştir, kıpkırmızı bir şaşkınlıkla boşluğa bakıyordur. gözler dolu, çeneler kenet. kimse sizi uğurlamaz, tek kelime etmez. sadece o küçük kardeşiniz... uykudan uyanmış üstelik, pijamaları ve dağınık kıvırcık saçlarıyla. bir yandan bavullarınıza yardım etmeye çalışırken bir yandan hıçkıra hıçkıra sessiz olmaya çalışarak ağlar. büyütürken birlikte büyüdüğünüz canınız. bu fırtına ne zaman dinecek, dinecek mi bilmezken, sesini kaç ay sonra duyacağınızı bile bilmeden sarılırsınız kapıda. kokusunu çekersiniz. son görevlerinizi yerine getirirsiniz, son öğütler, son harçlık... öyledir ki o kardeş, tek başına dünyadır, yaşama sebebidir.