bugün

bayburt

hayatı boyunca kimseye bir şey vermeyip herkesten koşulsuz saygı, itaat ve tapınma bekleyen bir babadır bayburt. parayı kendi kazanıp, evi kendi temizlediği halde adam onu bırakırsa dünyanın sonunun geleceğini sanan, kocasından it gibi korkan bir kadındır. kaynanasının 'sen benim oğlumdan iki bağırsağı mı esirgiyorsun?' cümlesiyle 40 günlük bebeğini kısır kayınbiraderine veren bir annedir. 18 yaşındaki kızı gece yarılarına kadar çay bahçelerinde garsonluk yaparken ses etmeyen ama aynı kız arkadaşıyla buluşmaya kalkışınca kıyameti koparan babanın ikiyüzlü ahlakıdır. bir kızı sırasıyla üç oğluna da isteyen mantalitedir. (bkz: biz birine alalım da kardeş kardeş kullanırlar)
ilk aşkınızın alabildiğine acılı ve acıklı olmasının nedenidir bayburt. daha 18 yaşındayken, (elalemin sevgilisiyle el ele tutuşup sinemaya gittiği çağlarda yani) siz kirayı nasıl ödeyeceğinizi, elektrik faturasını nasıl halledeceğinizi, ayakta kalmayı nasıl becereceğinizi düşünürsünüz. çünkü sevgilinizin 5-10 senesi yoktur bir evin sorumluluğunu almak için. eğer birlikte çekip gitmezseniz bilirsiniz ki onu evlendirecekler, ona bir başkası dokunacak ve siz hayatınızın sonuna kadar eksik birisi olarak yaşayacaksınız.
ilk sevişmenizin iç parçalan bir dram olarak anımsanmasıdır bayburt. ilk aşkınız ve onun saçları yatağın içinde ağlamaktadır ve siz bir daha hayatınız boyunca hiç bu kadar yalnız, hiç bu kadar çaresiz hissetmeyeceğinizi bilirsiniz.
yıllar geçer. istanbul, bayburtlu aileyi kendine benzetmeyi başarır. küçük kız kardeşlerin liseyi okuması her an kaybedilebilecek (bkz: bir erkekle görmeyeyim okuldan alırım) (bkz: zayıf getirme okuldan alırım) (bkz: kaşlarını alma okuldan alırım) bir hak ya da bir lutuf değildir artık. ilk sevgiliniz yani büyük kız da o acılı aşkın kahramanı değildir. 6 sene sonra, soğuk bir şubat günü, bir başkasına aşık olup gitmiştir. dünya çok ama çok değişmiştir. buna karşın size sorsalar ki 'bayburtlular nasıl insanlardır?' diye aklınıza elektrik faturası için saçlarını satmaya kalkışan o bayburtlu kız gelir ve siz dersiniz ki çok ciğerli insanlardır.
özetle bayburt kökü çoruh nehrinde bir kadını sevip üniversiteyi bitirememek, obsesif kişilik yapısını aktif hale getirmek ve ilk aşkınızın iç parçalayan bir sızı olmasıdır. tüm bunlara karşın iyi ki yapmışsınızdır çünkü ufacıkken kökü çoruh nehrindeki o kadını sevmemiş olsaydınız siz asla siz olamayacaktınız.
bayburtla ilgili güzel şeyler:
(bkz: lor sarması)
(bkz: turşu kavurması)
bayburtla ilgili çirkin şeyler:
(bkz: tatlı çorba)
bayburt'tan bir deyim:
(bkz: gıçıyla yağlı guymağa düşmek)
bayburt türküleri:
(bkz: de get bayburt)
(bkz: gavurma goydum tasa)
bayburt şivesiyle ilgili bir anektod:
(bkz: sana=sehen)