bugün

tecavüze uğramadan 18 yaşını doldurmak

bu benim. büyürken hiç tacize-tecavüze uğramadım ya da uğradım ama anımsamıyorum. çünkü paranoyaklık sınırlarında korumacı bir annem vardı. kaç yaşına kadar bakkala bile yollamadı beni bakkalın sapık çıkma ihtimaline binayen. servisçiden kapıcıya, kapıcıdan akrabalara, akrabalardan tonton doktor amcaya varana kadar herkesten kuşkulanırdı. kimseyle yalnız kalmamamı tembihler, servisin eve son bıraktığı çocuk olmamam için kavga çıkarır, her allah'ın günü 'öğretmenin sana dokunuyor mu?' 'servisçi seni öne oturtmaya çalışıyor mu?' gibi sorular sorardı. ve sonuç olarak beni 'büyürken hiç tacize uğramamış insan' yapmayı başardı. ancak 'insanlara güvenmeyi bilen insan' yapmayı başaramadı. eeee o kadar da olacak canım, her nimetin bir külfeti var sonuçta.
(bkz: hakkı olanı nimet olarak gören türkiye kişisi)