bugün
- icardi190529
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- nazar değdi sözlük8
- crop giyen erkek9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- icardi1905 silik olsun kampanyası21
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- hamas bir terör örgütüdür20
- erkeğe ne hediye alınır34
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- futbolcu ismiyle nick almak11
- anın görüntüsü12
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
insanın bir kütüphanesinin olması güzel bir şey. Değişken ruh halinize uygun kitapların bir ecza deposu misali her an elinizin altında olması en başta gelen güzelliklerden birisi belki de. insan bazen ağır bir felsefe kitabı bazen bir hikâye kitabı bazen de kendini silkeleyecek bir tasavvuf kitabı okumak ister. insanın ruh hali çok değişken olduğu için kitap sayısının ve çeşitliliğinin fazla olması ruhu en yüksek derecede tatmin için çok önemli. Yoksa aradığınızı bulamadığınızda aranıza bir soğukluğun girip kitaplarla bir küskünlük yaşamanız tehlikesi bile var hafizanalllah.
Bazen de şöyle kitaplığın karşısına kurulup sadece seyretmek ister içerisi çeşit çiçeklerle dolu bir bahçeyi temaşa eder gibi. Sadece kitaplara dokunmak ister kimi zaman, hiç kapağını bile açmadan, bir bebeği okşar gibi okşamak ister. Ara ara da genel bir temizlik yapıp candan dostlarının tozunu almak bile külfet değil keyifli bir yorgunluk haline gelir. Her hâlükârda kütüphanenize girdiğinizde sanki bu dünyada değil de başka bir âlemde, kendi cennetinizde yaşıyormuşsunuz gibi mutlu olur ve kimsenin gelip sizin rahatınızı kaçırmasını istemezsiniz.
Yatmaya gitmeden evvel şöyle hal hatır maksatlı kitaplara başvurup, bir çikolata tadımlığı birine göz atarak misafirliğimi saatlerce uzattığım çok olmuştur. En güzel elbiselerini giymiş süslenmiş püslenmiş bir şekilde sizi kapıda bekleyen can dostlarınızı bir türlü kıramazsınız. Kapağını açtığınız kitap sizi bir kara delik gibi içine çeker ve yutar. Kitabın tozu, büyüleyici bir efsuna dönüşür ve sizi kendinizden alıp çok uzaklara götür. Sırtınız veya bacağınız ağrımasa kafanızı kaldırıp onca saatin nasıl geçtiğini hiç anlamazsınız.
Sahip olduğunuz eşyalardan sadece kitaplar sizin için bir rahatlıktır. Onun haricinde her eşya, her mal size sadece külfettir ve ruhunuzun engin âlemlerle olan bağını zayıflatır. Yukarıya bir iple bağlı olduğunuzu düşünün. Her eşya ipi gerginleştirecek ve aşağı doğru bir baskı unsuru oluşturacaktır. ipten tutunup yukarılara gitme şansınız her bir mal ile daha bir zorlaşacaktır. Buna karşılık yükleri atıp hafifledikçe yükseliş imkânınız artacaktır. Bunun tek istisnası kitaplardır. Aldığınız her bir kitap sizin yukarıya gidişinizi hızlandıracak potansiyel bir enerjiye sahiptir. Bunu okuduğunuzda ise bu potansiyeli kinetiğe çevirirsiniz. Nihayetinde kitapların ve okumaların sayısı ile yukarıya çıkış hızı arasındaki bu doğru orantı paha biçilmez bir nimettir aslında insan için. Bu nimetin kıymetinin ne derece anlaşıldığı, kişi başına düşen kitap ve okuma rakamlarına bakıldığında anlaşılmaktadır maalesef.
yazının devamı için: http://www.genchacilar.or...ageID=KoseDetay&id=59
Bazen de şöyle kitaplığın karşısına kurulup sadece seyretmek ister içerisi çeşit çiçeklerle dolu bir bahçeyi temaşa eder gibi. Sadece kitaplara dokunmak ister kimi zaman, hiç kapağını bile açmadan, bir bebeği okşar gibi okşamak ister. Ara ara da genel bir temizlik yapıp candan dostlarının tozunu almak bile külfet değil keyifli bir yorgunluk haline gelir. Her hâlükârda kütüphanenize girdiğinizde sanki bu dünyada değil de başka bir âlemde, kendi cennetinizde yaşıyormuşsunuz gibi mutlu olur ve kimsenin gelip sizin rahatınızı kaçırmasını istemezsiniz.
Yatmaya gitmeden evvel şöyle hal hatır maksatlı kitaplara başvurup, bir çikolata tadımlığı birine göz atarak misafirliğimi saatlerce uzattığım çok olmuştur. En güzel elbiselerini giymiş süslenmiş püslenmiş bir şekilde sizi kapıda bekleyen can dostlarınızı bir türlü kıramazsınız. Kapağını açtığınız kitap sizi bir kara delik gibi içine çeker ve yutar. Kitabın tozu, büyüleyici bir efsuna dönüşür ve sizi kendinizden alıp çok uzaklara götür. Sırtınız veya bacağınız ağrımasa kafanızı kaldırıp onca saatin nasıl geçtiğini hiç anlamazsınız.
Sahip olduğunuz eşyalardan sadece kitaplar sizin için bir rahatlıktır. Onun haricinde her eşya, her mal size sadece külfettir ve ruhunuzun engin âlemlerle olan bağını zayıflatır. Yukarıya bir iple bağlı olduğunuzu düşünün. Her eşya ipi gerginleştirecek ve aşağı doğru bir baskı unsuru oluşturacaktır. ipten tutunup yukarılara gitme şansınız her bir mal ile daha bir zorlaşacaktır. Buna karşılık yükleri atıp hafifledikçe yükseliş imkânınız artacaktır. Bunun tek istisnası kitaplardır. Aldığınız her bir kitap sizin yukarıya gidişinizi hızlandıracak potansiyel bir enerjiye sahiptir. Bunu okuduğunuzda ise bu potansiyeli kinetiğe çevirirsiniz. Nihayetinde kitapların ve okumaların sayısı ile yukarıya çıkış hızı arasındaki bu doğru orantı paha biçilmez bir nimettir aslında insan için. Bu nimetin kıymetinin ne derece anlaşıldığı, kişi başına düşen kitap ve okuma rakamlarına bakıldığında anlaşılmaktadır maalesef.
yazının devamı için: http://www.genchacilar.or...ageID=KoseDetay&id=59
güncel Önemli Başlıklar