bugün

gezi olaylarında dış mihrakların farkında olunması

tıpkı kahramanmaraş katliamı'nda, sivas katliamı'nda, çorum katliamı'nda olan şeyin, gezi parkı olaylarında da olması durumudur.

lan daha çocuktum sivas olayları yaşandığında ve o zaman da birileri çıkıp "dış mihraklar bilmemne" diyordu, aradan 20 sene geçti ve hala birileri çıkıp da "dış mihraklar bık bık" demiyor mu delleniyorum, sikesim geliyor cinsel istekten bağımsız olarak.

kimse kusura bakmayacak arkadaş böyle bir durumda hala daha halkına;

"biz kararımızı verdik, ne yaparsanız yapın"

diyen bir siyasi figürün oluşturduğu etkiye bakacak önce. mihrak aranıyorsa kendisidir, ana tarafından "dış" sayılması da mümkündür madem ırklara gireceğiz.

he sen millete "ne bok yerseniz yiyin" üslubu ile kışkırtacaksın, sokaklara dökülmelerine sebep olacaksın sonra da vay efendim "dış mihrak" idi, yok efendim "faiz parlamentosu" idi kıçının kılcal damarını yırtacaksın bok atacak yer ararken.

anlamıyor musun arkadaş artık insanlar "tahammülsüzlüğüne" karşı "tahammül" edemez bir noktaya geldiler. paketi 2 liraya malolan herhangi bir sigara için 5 lira vergi ödemeyi, şişesi 2 lira maliyetle tükettiği biraya 4 lira vergi ödemeyi kabul etmez bir hale geldiler. he dersin ki "sağlıklı yaşam için" o zaman da siktiğimin pırlantasının sağlıklı yaşama etkisi ne ola ki vergisiz tüketiliyor, cebimdeki iletişim aracı için dahi "özel" vergi uygulaması, gündelik yaşantımda kullandığım onlarcası için "lüks" vergisi uygulanırken.

ulan anlayın artık azcık. millet yaşantısından, baskı altına alınma çabasından memnun değil. sesini çıkartma sebebi budur. he ama bu sik kafalılıkla gidilirse yakındır insanlar "ölürsek de bir kere ölürüz amınakoyim" diyecektir. çünkü sıkıntı "olaylarda" değil, "yaklaşımda" gizlidir.

hala dış mihraklar da bilmem ne. ulan insan evladı(hakarettir kibarından) ben biliyorum sivas olayları için de "dış mihrakların oyunu bunlar hep" diyen zevatlar gene vardı. ne oldu peki?

yok artık farkındaymışız. kafasının farkındayız afedersiniz de. rüzgâra karşı işemenin sonu, pek hayır değil benden söylemesi.