bugün
- icardi190526
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü16
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- vatandaşlık farkı alan otel21
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- artificialintelligence12
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım16
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
önemli konulardan biri de klonlanan cenine ruhun bağlanıp bağlanmayacağı sorusudur. Bu durumu anlayabilmek için önce normal süreci incelemek gerekir.
Anne karnına düşen bir bebek bir müddet sonra ruha kavuşur. Bu sürenin ne kadar olduğunu bilmiyorum ama doğumdan önce ile bir yaşına kadar bir süre içerisinde bu olayın gerçekleşmesi gerekir. Aslında anne karnında bu işlemin oluştuğunu düşünüyorum. Ruh bebeğe bağlandıktan sonra onun gözleriyle görüp onun kulaklarıyla duyacaktır ve bedenini kumanda etmeyi öğrenmeye başlayacaktır. Ruhun bedene bağlandığı anı ceninin rüya görmeye başladığı an olarak tespit etme imkanı var. Çünkü rüya ruhun getirisidir ve anne karnındaki bebekler bile rüya görürler.
Aslında bir eninin rüyasında ne göreceği bir muamma gibi dursa da geçmiş hayatını henüz unutmadığı için ondan esinlenerek rüyalar görebilir.
Bir ceninin rüya görmeye başladığı anı tespit ederek, ruhun giriş anı saptanabilirse de tüm ceninlerde aynı zamanda olmayabilir. Bu biraz da ruhun bedenin kontrolünü ne kadar zamanda ele geçireceğine bağlıdır. Çünkü bu süreç tahmin edilenden zordur. Öncelikle ruh beyin hemen her bölümüne nüfuz etmeli ve onun tüm almaçlarını kontrol edebilecek hale gelmelidir. Daha sonra bu kontrol sistemini kullanarak yürümek, konuşmak gibi işlemleri yerine getirmesi gerekecektir. Ve bu işlemler olurken bir taraftan da hafızasını kaybetmeye başlar. Bedeni kontrol altına almak ile hafıza kaybı birbirine paralel gider. Belki de aralarında bir bağ vardır. Yani beden kontrolünü sağlamak hafızayı otomatikmen silmek demektir.
Ruh kontrolü yavaş yavaş ele geçirmeye başlar. Bu epey bir süre alır ama sanırım ilk öğrenilen şey gülmektir. Bebek bilinçsizce gülmeye çalışabilir. Bazen başarır bazen gülüş yarım kalır. Ebeveynler tepki verdikçe bu eylemlerde uzmanlaşır. Yalnız ağlama eyleminin başlarda içgüdüsel olduğunu düşünüyorum. Daha sonra onun da ruh tarafından kontrol edildiğini zannediyorum.
Bu süreçler gelişirken bebekler şartlanmadıkları için bizim algımızın dışında olan şeyleri algılayabilirler. Özellikle rüyaları çok daha kontrolsuzdur. Ölmüş bir ebeveyn rüyada bebeğe çok daha rahat görünebilir. Bebeklerin melekleri görebildiği düşünülür. Büyükler şartlanmışlıkları yüzünden bu yeteneği kaybeder.
Normal doğum süreci yaşayan bir bebekteki bu durum klonlanmış bir bebekte de aynı olabilir mi? Bence olabilir. Çünkü rahmin dışında döllenen tüp bebeklerde de bir farklılık gözükmez. Hatta anne karnında değil de onun özelliklerini taklit eden bir makine olsa bile sonuç değişmeyecektir.
Klonlama tamamen madde bedenle ilgilidir. Bir klon iki ayrı bireyin değil tek bir bireyin DNA’sını içerir. Buda klonlandığı kişiye benzemesi demektir. Yani bedensel olarak ona benzer ama içine üflenen ruh ayrı olacağından benzerlik şekilde kalır. Kişilerin karakterini, zekasını belirleyen şey ruhudur. Onun için klonlanan kişi tamamen ayrı kişi olacaktır.
Bir dönemler bir koyun klonlanmıştı. Koyun Doli… Fakat DNAsının alındığı koyunun yaşından yaşamaya devam ettiği söylenmişti. Yani uzun yaşamamıştı. O sorunu çözüp çözmediklerini bilmiyorum. Henüz insan klonlandığını duymadım. Zaten pek çok insan etik bulmayacağı için büyük sansasyona sebep olacaktır. Onun için açıkça kimsenin cesaret edeceğini sanmam ama gizli kapılar arkasında olanlardan da haberimiz yok…
KAYNAK: http://www.seyfullahdemir.com
Anne karnına düşen bir bebek bir müddet sonra ruha kavuşur. Bu sürenin ne kadar olduğunu bilmiyorum ama doğumdan önce ile bir yaşına kadar bir süre içerisinde bu olayın gerçekleşmesi gerekir. Aslında anne karnında bu işlemin oluştuğunu düşünüyorum. Ruh bebeğe bağlandıktan sonra onun gözleriyle görüp onun kulaklarıyla duyacaktır ve bedenini kumanda etmeyi öğrenmeye başlayacaktır. Ruhun bedene bağlandığı anı ceninin rüya görmeye başladığı an olarak tespit etme imkanı var. Çünkü rüya ruhun getirisidir ve anne karnındaki bebekler bile rüya görürler.
Aslında bir eninin rüyasında ne göreceği bir muamma gibi dursa da geçmiş hayatını henüz unutmadığı için ondan esinlenerek rüyalar görebilir.
Bir ceninin rüya görmeye başladığı anı tespit ederek, ruhun giriş anı saptanabilirse de tüm ceninlerde aynı zamanda olmayabilir. Bu biraz da ruhun bedenin kontrolünü ne kadar zamanda ele geçireceğine bağlıdır. Çünkü bu süreç tahmin edilenden zordur. Öncelikle ruh beyin hemen her bölümüne nüfuz etmeli ve onun tüm almaçlarını kontrol edebilecek hale gelmelidir. Daha sonra bu kontrol sistemini kullanarak yürümek, konuşmak gibi işlemleri yerine getirmesi gerekecektir. Ve bu işlemler olurken bir taraftan da hafızasını kaybetmeye başlar. Bedeni kontrol altına almak ile hafıza kaybı birbirine paralel gider. Belki de aralarında bir bağ vardır. Yani beden kontrolünü sağlamak hafızayı otomatikmen silmek demektir.
Ruh kontrolü yavaş yavaş ele geçirmeye başlar. Bu epey bir süre alır ama sanırım ilk öğrenilen şey gülmektir. Bebek bilinçsizce gülmeye çalışabilir. Bazen başarır bazen gülüş yarım kalır. Ebeveynler tepki verdikçe bu eylemlerde uzmanlaşır. Yalnız ağlama eyleminin başlarda içgüdüsel olduğunu düşünüyorum. Daha sonra onun da ruh tarafından kontrol edildiğini zannediyorum.
Bu süreçler gelişirken bebekler şartlanmadıkları için bizim algımızın dışında olan şeyleri algılayabilirler. Özellikle rüyaları çok daha kontrolsuzdur. Ölmüş bir ebeveyn rüyada bebeğe çok daha rahat görünebilir. Bebeklerin melekleri görebildiği düşünülür. Büyükler şartlanmışlıkları yüzünden bu yeteneği kaybeder.
Normal doğum süreci yaşayan bir bebekteki bu durum klonlanmış bir bebekte de aynı olabilir mi? Bence olabilir. Çünkü rahmin dışında döllenen tüp bebeklerde de bir farklılık gözükmez. Hatta anne karnında değil de onun özelliklerini taklit eden bir makine olsa bile sonuç değişmeyecektir.
Klonlama tamamen madde bedenle ilgilidir. Bir klon iki ayrı bireyin değil tek bir bireyin DNA’sını içerir. Buda klonlandığı kişiye benzemesi demektir. Yani bedensel olarak ona benzer ama içine üflenen ruh ayrı olacağından benzerlik şekilde kalır. Kişilerin karakterini, zekasını belirleyen şey ruhudur. Onun için klonlanan kişi tamamen ayrı kişi olacaktır.
Bir dönemler bir koyun klonlanmıştı. Koyun Doli… Fakat DNAsının alındığı koyunun yaşından yaşamaya devam ettiği söylenmişti. Yani uzun yaşamamıştı. O sorunu çözüp çözmediklerini bilmiyorum. Henüz insan klonlandığını duymadım. Zaten pek çok insan etik bulmayacağı için büyük sansasyona sebep olacaktır. Onun için açıkça kimsenin cesaret edeceğini sanmam ama gizli kapılar arkasında olanlardan da haberimiz yok…
KAYNAK: http://www.seyfullahdemir.com
güncel Önemli Başlıklar