bugün

bir insana kendini değersiz hissettirmek

en güzel sevişmelerinin sonunda yatakta yalnız bırakılmış bir kadın.
aldığı çiçekler elinde, terkedilmiş bir adam.
geleceğe dair en temiz ümitleri yok edilmiş bir çocuk.
hayalleri ellerinden alınmış insanlar.
güvenleri sarsılmış, yalnız bırakılmış, umutsuz kalmış insanlar.
hepsinin arkasında bir insan.
kötü mü?
kötü elbet.

bir kötüye sahip insanların kaçınılmaz sonu, değersiz hissetmek.
ne oluyor?
önce kocaman bir boşluk. sonra kabullenememe. böyle hissediyor muyum gerçekten? dersin. ben böyle hissediyor olabilir miyim?
biri gerçekten bana bunu yapmış olabilir mi? bu kadar değersiz, bu kadar önemsiz olabilir miyim birinin hayatında?
kendi hayatının baş rolüne sahip insanların başkalarının hayatlarında ötekileştirilmesi, kaçınılmaz ve en acıklı sondur. birinin hayatına girmek yükünü sırtladığında insan, bu hazin sona da kendini hazırlamalı. ancak ne yazık ki, öyle bir hazırlık yok. buna kendini hazırlayabilecek kadar güçlü, bu kadar gerçekçi bir insan yok. alıştığımız baş rolü oynamak için dahil olduğumuz hayatlarda kısa kesilmiş sözsüz rollerimizle bazen bir yatakta, bazen bir sokağın ortasında yalnız başımıza kalıverdiğimizde, arkamızda yalnızca "çek git" repliği bırakarak açık bırakıp gittiğimiz kapılar kapanır. iki kez kitlenir. ve hayat devam eder. bu sefer daha değersizdir.

kaldırımda bir kadın ağlıyor. insanlar uzaktan bakıyorlar. belki acıyorlar ya da belki umursamıyorlar. rahatsız olanlar var mı?
yanına gidip ne olduğunu soruyorum. bunu soramayacak kadar yabancı olmama aldırmadan anlatıyor. aynı hikaye. aynı vasat hikaye.

ne zaman bu kadar duyarsızlaşabilir insan?
bir insana kendini kötü hissettirebilecek egoya ne zaman ulaşır?
nasıl bu yükün altına girip acı çekmeyecek kadar umursamaz olabilir bir insan? ardında bıraktığı mutsuz bir insanla ne kadar yaşayabilir? geçmiş, o kadar uzakta mı gerçekten? o kadar sessiz mi?

vicdan yoksunu insanlardan korkuyorum. çünkü biliyorum, onları durdurabilecek hiçbir şey yok.
hüzünleniyorum sonra, anasını satayım. dünyanın bu kadar berbat bir yer olmasına, insanın bu denli çirkinleşebilmesine üzülüyorum.
ve bırakıyorum. insanlar duvarların ardında kalmalı.