bugün

kanguru

bi halta yaramayan hayvan. neymiş efendim, kesesi varmış. benim işime yaramayacaksa napayım ben o keseyi. daha pazar yerinde durma adabını bilmiyosun, kesem var diye dolaşıyosun densiz. koyduğumuz da, yarım kilo ebegümeci, 3 kilo domates, arapsaçı filan. öyle kabak filan da koymadık yani. selçuk'a rezil oldum lan, "tutun kaçmasın, ebegümeçlerim var içinde" diye bağıran bir adamı belediye başkanı seçerler mi? seçmezler, siyasi kariyerimi bitirdin.

lan hadi aldın ebegümeçlerini kaçtın, bari millete tepik atma, bakkal yusuf'un oğlu komada, hasta olunca oğlu da kıymetli oldu pezevengin tazminat istiyor, daha düne kadar, "askere gitse de kurtulsam hayırsızdan" diye dolanıyodun ortalıkta, 3 kaburga kırılınca mı aklına geldi "vay benim, zeki oğlum efendi oğlum", yaş olmuş 19, orta sonda, daha dün babasının kafasında rakı şişesi kırdı, ama bizim kanguru bi tepikleyince, oldu sana hababam sınıfındaki ahmet.

ne sikime getirdiysem avustralya'dan, uçakta da zor oldu, koala alsaydım daha iyiydi, ama o ipnede de bi numara yok ki, yatsın bütün gün.