bugün

saçmalamada sınır tanımamak

panda'yı kutuplarda yaşayan bir hayvan sanarak büyüdü bu nesil. sorumlusu ben değilim bunun, ne annem ne babam. hatta her şeyin sorumlusu olan televizyonlar da değil bunun sorumlusu. tek sorumlu "panda" markasına sahip dondurma üreticisi... yüzyıllardır bambu yiyen panda'nın çin'de yaşadığını ancak nesli tükenirken öğreniyoruz. yazıklar olsun... dondurmalı bambu falan yese hadi neyse; konuşturmayın beni.

paranın kölesi olacaksın. kölesin ya; büyüklerini sayacaksın; para sayacaksın... milyonlarca parayı sayan adamlar, parayı saya saya kölesi oldular paranın, paraya saygı duyuyorlar. ne diyorum ben? ruhumu da paraya satmışım.

work and travel'i zevk-ü sefa içerisinde sadece travel haline getiren arkadaşlarım var.

çoktan seçmeli üstten usturuplu çok ısırganlı unutkan... nedir bu? biniyorsun hafif raylı taşıma sistemine; zaten ağır raylısını da görmedim ya neyse. önündeki boş olan yirmi koltuktan birini seçiyorsun, tam otururken elin sıkışıyor kenara, koltuk arasına, herşeyi unutuyorsun...

"almanya'dan geldi". çocukluğumda duymaktan en çok nefret ettiğim cümleydi bu. apartmanımızda almancı akrabalara sahip olan çocuklara bu almancı akrabalar almanya'dan oyuncak getirirdi hep. "nereden aldın bunu" sorusuna "teyzem getirdi,almanya'dan" cevabını vereni görmedim. cevap hep aynı, "almanya'dan geldi". nasıl geliyor ulan bu almanya'dan? kendi kendine? ev sahibi hacı bilmemne emminin bile almanya'dan oğlu kendi kendine gelemiyor. o almanya'dan kendi başına gelen oyuncak tırlarınıza binin de almanya'ya gidin sizi gidi veletler sizi; gelmeyin bir daha.

çok idealist bir kimyager olsaydım bulduğum hipotezler için "kimya tersine dönse vazgeçmem" diyerek ortalığı inletirdim. kanun olurdu o hipotezler.

deprem zamanı anında inşaat mühendisi kesilen teyzeleri de gördüm, trafik kazası olduğunda ileri sürüş teknikleri uzmanı olan amcaları da gördüm. ben de hasta ola ola doktor kadar olmuşumdur, ben olmasam da olanlar var. hatta deprem olurken fayların sağ bilmemne atımlı faylar olduğunu anlayabilen babaanneleri de gördüm, eğitime gerek yok bu ülkede.

zaman makinesindeyim. bugün tarih 23 temmuz 2007... cem uzan başbakan oldu. öss'yi kaldırdı; son girilen öss'yi de geçersiz saydı. onca aday boşuna çalışmış oldu. şu an ortalık vasıfsız mühendis,doktor dolu. hatta az önce bahsettiğim ani mühendis,uzman teyze ve amcalar şu an profesör oldular.

bardağın dolu tarafı mı? buzdağının görünmeyen kısmı mı? ikisi de ileride su olacak...