bugün
- icardi1905 silik olsun kampanyası21
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız9
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi17
- hamas bir terör örgütüdür16
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190527
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak11
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü12
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- artificialintelligence8
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım10
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
--spoiler--
o kurucuya b.k atıldığı ve izinden yürünmediği için,
bütün çiftlikleri kapatılmış.
orduları tarumar edilmiş.
tersaneleri özelleştirilmiş.
milli varlıkları taşeron yabancı firmalara devredilmiş.
bütün nehirleri satılmış.
kamu iktisadi teşekkürlerinin tamamı yabancılara teslim edilmiş.
bankalarının merkezi yurdun binlerce kilometre ötesindeki holdingler olmuş.
bütün otoyolları paralı olmuş.
her adım atıldığında nereye gittiği belli olmayan vergiler ödenen.
ülkedir!
--spoiler--
az kitap okusanız az araştırsanız, loytt diye atlamasanız her yere amk.
1856-1922 yılları arasında 8619 km demiryolu inşa edilmiş.
1923-1950 döneminde ise mevcut 4086 km'lik demiryoluna sadece 3578 km ilave edilmiş.
Karayollarından söz etmiyoruz bile...
ilk cumhurbaşkanının maaşı 13 bin TL'dir. Bu rakamın bugünkü değeri altın üzerinden hesap edildiğinde 2006 yılı için 620 bin TL'dir.
2006'da cumhurbaşkanı maaşı Türkiye'de 14 bin liraydı.
ilk cumhurbaşkanının aldığı maaş bugünkü cumhurbaşkanının aldığı maaştan reel olarak 350 kat daha fazlaydı.
ismail Cem'in Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi adlı kitabında ilk cumhurbaşkanının servetinin dökümü dört sayfa tutmakta. Bu servetin içinde bugünkü değeri 20 milyon dolar olan Hintli Müslümanlar'ın Kurtuluş Savaşı'na yardım olarak gönderdiği para da var.
Türkiye ekonomisi, 1927'de % 12,8
1932'de %10,6
1935'te %3
1940'ta %5
1941'de %10,3
1943'te %9,8
1944'te %5,1
1945'te %15,3
1949'da %5,5 küçülmüştür.
1895 yılında Türkiye sınırları içinde yaklaşık rakamlarla 25.800 ilkokul, 2 milyon ilkokul yaşında çocuk ve 1 milyon 200 bin öğrenci vardır, okuma oranı, %60'tır.
1938'de ise 6.700 ilkokul, 2.335.000 ilkokul çağında çocuk ve 765.000 öğrenci vardır, okuma oranı %33'tür. 1925-38 arasında Türkiye'de sadece 173 yeni ilkokul açılmıştır.
1895'te Türkiye toprakları içinde ortaokul ve lise sayısı 830, ortaöğretim çağındaki nüfus 2 milyon 550 bin, öğrenci sayısı 98.000, okuma oranı %3,8'dir.
1938'de ise 208 ortaokul ve lise, 3 milyon küsur ortaöğretim çağında nüfus, 95 bin küsur öğrenci vardır ve okuma oranı %3,2'dir.
Cumhuriyet, Abdülhamid döneminin eğitim seviyesine ancak 1950'lerde ulaşabilmiştir!
1914'e gelindiğinde tek üniversitemiz, 7 fakültesi ve 4.600 öğrencisi ile istanbul Üniversitesi idi. 1938'de de yine tek üniversitemiz vardır, fakülte sayısı 8 olup, öğrenci sayısı 5.700 civarındadır.
1934'e gelindiğinde Türkiye'de din eğitimi bitirilmiştir!
Bir de yer yer halk açlıktan ölür.
Pek çoğu sehpalarda can verir.
Halk Jandarma dipçiği ve tahsildar baskısı altında inlerken, kaymak tabakasını kripto-ecnebilerin oluşturduğu asker-eşraf-tüccar-bürokrat koalisyonundan oluşan CHP ve Cumhuriyet 'seçkin'leri, arsa spekülasyonculuğu, ihtikâr, tefecilik, müteahhitlik, komisyonculuk ve savaş şartları istismarıyla zenginleşmekte, halk çullar-çuvallar içinde iken Kalgurisi'den, Fegara'dan Paris modellerini kapışmakta, kuyruklu ceket, silindir şapka, klak, makferlanlarla balolarda danstan dansa ve kutlamadan kutlamaya koşmaktadır."
Tam da Necip Fazıl Kısakürek'in dediğine tekabül eden bir durum söz konusu:
Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp.
Her şey çok açık, demek bu millet CHP'yi bu yüzden iktidara getirmiyor. Çünkü Türkiye ilerlemeye ve büyümeye ancak 1950'den sonra, CHP iktidarı bittikten sonra geçiyor!
o kurucuya b.k atıldığı ve izinden yürünmediği için,
bütün çiftlikleri kapatılmış.
orduları tarumar edilmiş.
tersaneleri özelleştirilmiş.
milli varlıkları taşeron yabancı firmalara devredilmiş.
bütün nehirleri satılmış.
kamu iktisadi teşekkürlerinin tamamı yabancılara teslim edilmiş.
bankalarının merkezi yurdun binlerce kilometre ötesindeki holdingler olmuş.
bütün otoyolları paralı olmuş.
her adım atıldığında nereye gittiği belli olmayan vergiler ödenen.
ülkedir!
--spoiler--
az kitap okusanız az araştırsanız, loytt diye atlamasanız her yere amk.
1856-1922 yılları arasında 8619 km demiryolu inşa edilmiş.
1923-1950 döneminde ise mevcut 4086 km'lik demiryoluna sadece 3578 km ilave edilmiş.
Karayollarından söz etmiyoruz bile...
ilk cumhurbaşkanının maaşı 13 bin TL'dir. Bu rakamın bugünkü değeri altın üzerinden hesap edildiğinde 2006 yılı için 620 bin TL'dir.
2006'da cumhurbaşkanı maaşı Türkiye'de 14 bin liraydı.
ilk cumhurbaşkanının aldığı maaş bugünkü cumhurbaşkanının aldığı maaştan reel olarak 350 kat daha fazlaydı.
ismail Cem'in Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi adlı kitabında ilk cumhurbaşkanının servetinin dökümü dört sayfa tutmakta. Bu servetin içinde bugünkü değeri 20 milyon dolar olan Hintli Müslümanlar'ın Kurtuluş Savaşı'na yardım olarak gönderdiği para da var.
Türkiye ekonomisi, 1927'de % 12,8
1932'de %10,6
1935'te %3
1940'ta %5
1941'de %10,3
1943'te %9,8
1944'te %5,1
1945'te %15,3
1949'da %5,5 küçülmüştür.
1895 yılında Türkiye sınırları içinde yaklaşık rakamlarla 25.800 ilkokul, 2 milyon ilkokul yaşında çocuk ve 1 milyon 200 bin öğrenci vardır, okuma oranı, %60'tır.
1938'de ise 6.700 ilkokul, 2.335.000 ilkokul çağında çocuk ve 765.000 öğrenci vardır, okuma oranı %33'tür. 1925-38 arasında Türkiye'de sadece 173 yeni ilkokul açılmıştır.
1895'te Türkiye toprakları içinde ortaokul ve lise sayısı 830, ortaöğretim çağındaki nüfus 2 milyon 550 bin, öğrenci sayısı 98.000, okuma oranı %3,8'dir.
1938'de ise 208 ortaokul ve lise, 3 milyon küsur ortaöğretim çağında nüfus, 95 bin küsur öğrenci vardır ve okuma oranı %3,2'dir.
Cumhuriyet, Abdülhamid döneminin eğitim seviyesine ancak 1950'lerde ulaşabilmiştir!
1914'e gelindiğinde tek üniversitemiz, 7 fakültesi ve 4.600 öğrencisi ile istanbul Üniversitesi idi. 1938'de de yine tek üniversitemiz vardır, fakülte sayısı 8 olup, öğrenci sayısı 5.700 civarındadır.
1934'e gelindiğinde Türkiye'de din eğitimi bitirilmiştir!
Bir de yer yer halk açlıktan ölür.
Pek çoğu sehpalarda can verir.
Halk Jandarma dipçiği ve tahsildar baskısı altında inlerken, kaymak tabakasını kripto-ecnebilerin oluşturduğu asker-eşraf-tüccar-bürokrat koalisyonundan oluşan CHP ve Cumhuriyet 'seçkin'leri, arsa spekülasyonculuğu, ihtikâr, tefecilik, müteahhitlik, komisyonculuk ve savaş şartları istismarıyla zenginleşmekte, halk çullar-çuvallar içinde iken Kalgurisi'den, Fegara'dan Paris modellerini kapışmakta, kuyruklu ceket, silindir şapka, klak, makferlanlarla balolarda danstan dansa ve kutlamadan kutlamaya koşmaktadır."
Tam da Necip Fazıl Kısakürek'in dediğine tekabül eden bir durum söz konusu:
Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp.
Her şey çok açık, demek bu millet CHP'yi bu yüzden iktidara getirmiyor. Çünkü Türkiye ilerlemeye ve büyümeye ancak 1950'den sonra, CHP iktidarı bittikten sonra geçiyor!
güncel Önemli Başlıklar