uludağ sözlük tasavvuf kapışması

osmanlı'nın tasavvufu hoş karşılamadığını söylemek de boş bir görüştür. bir zahir adamı, bir batın adamını anlamadı diye -eğer varsa böyle bir şey- böyle bir genelleme yapılabilir mi?

osmanlı, baştanbaşa tasavvuf kültürü üzerine kurulmuş bir toplumdu. osmanlı'nın saltanat geleneneğinde, hemen her padişah, bir tarikat adamına bağlıydı. osanlı ordusu bektaşi, esnaf teşkilatı yesevi ve bayramiydi. osmanlı spor külüpleri bile tarikatlara iç içeydi.

osmanlı müziği, şiiri ve edebiyatı, hep tasavvuf kültürünün ürünüdür. mevlevilik tasavvuf değil mi? osmanlı'da vahdet-i vücud, mevlevlik, bektaşilik üç büyük tasavvuf geleneği olarak, toplumun her köşesine yaygındı. bunun dışında melamiler, nakşibendiler, kadiriler gibi tarikatler vardı. sonradan bozuldular, bozulmadılar bilmem.

doğrusu bu konuyu konuşmayı bile zahmet sayıyorum.