bugün
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- icardi190525
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü14
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım16
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
herkes konuşuyor, bir o susuyordu...
özünde gayet heyecanlı olan kadınım, dut yemiş bülbüle dönmüştü. yüzündeki ifade bana hiç unutamadığım bir huzuru anımsatıyordu. sessiz, mağrur, fedakar ve anaç...
nen var bir tanem dedim? niye solgunsun, neden hiç konuşmuyorsun dedim. kalk gidelim dedi. güzel gözlü kadın, sana ne oldu böyle, nedir bu son hallerin diye ekledim. çıkalım buradan anlatırım dedi. bir heyecan ve merak dalgasının esaretinde, üstün körü bir vedalaşmayla evin yolunu tuttuk. yol boyunca tek kelime etmedi, dünyanın en güzel gamzelerine sahip kadınım.
eve vardık, oturduk on yıllık kanepeye, ellerimi tuttu, gözlerime baktı; ben hamileyim dedi.ne, nasıl olur, diye diretecektimki, çocuğun benden olmadığını, bu duruma çok üzüldüğünü, aslında beni sevdiğini; ama kafasının karışık olduğunu bir çırpıda söyledi. öyle bir aceleydi ki konuşmaları, günlerdir hazırlandığını hissettim. bir çırpıda söyleyip bu kötü durumdan ruhunu azad etmek istediğini anladım. konuşamadım bir müddet; çünkü zihnim felaketin büyüklüğü karşısında görevlerini bir müddet askıya almıştı. böyle bir felakete vücudumun dayanamayacağını biliyordu akıllı zihnim.
bir müddet sonra, kekeleyerek; 'istersen doğurabilirsin dedim'. hayır dedi istemiyorum, aldıracam diye tutturdu. korkma dedim, ben hep yanındayım ve hep seveceğim seni dedim. sarıldı bana ağladı dakikalarca. allahım sevdiğim kadının bu denli yakınlığı beni öldürüyor. dayanamıyorum histerik ve kesik hıçkırıklarına...
kararlaştırdığımız gibi küretaj işlemi için hekime baçvurduk. randevu saati gelince işlem esnasında yanında olmamı istedi; lakin doktorun tutumu bizi bundan caydırdı. yarım saatlik bir işlem sonrasında, gözünde dehşet ve bitkinlikle belirdi sevgili kadınım. canından can alınmıştı, ancak bu kadar anlaşılabilirdi. sarıldıum ona, öptüm kokladım dünyanın en güzel bacaklarına sahip kadını.eve gittik . oturdum on yıllık kanepeye. onunla geçireceğim güzel yılları düşlemeye başladım. odada bir şeylerle uğraşıyordu. bir gün evlendiğimizde evin içinde aynı böyle salınmasını diledim tanrıdan, ardından tüm dillerde amin dedim. kapı aralandı; elinde küçük kahverengi bir bavul, dünyanın en güzel acımasız kadını belirdi. yanıma yaklaştı, öptü yanağımdan, kokusu kaldı tenimde ve ardına bakmadan çıkıp gitti. perdeyi araladım; bir araba vardı kapıda, aldı elinden bavulunu, sarıldılar birbirlerine. öyle bir sarıldıki, bana hiç öyle sarılmamıştı.
ve gitti beraber öldürdüğümüz çocuğun babasına, dünyanın en güzel giden kadını.
tanım: içinden çıkmanın mümkün olamdığı insanlık hali.
özünde gayet heyecanlı olan kadınım, dut yemiş bülbüle dönmüştü. yüzündeki ifade bana hiç unutamadığım bir huzuru anımsatıyordu. sessiz, mağrur, fedakar ve anaç...
nen var bir tanem dedim? niye solgunsun, neden hiç konuşmuyorsun dedim. kalk gidelim dedi. güzel gözlü kadın, sana ne oldu böyle, nedir bu son hallerin diye ekledim. çıkalım buradan anlatırım dedi. bir heyecan ve merak dalgasının esaretinde, üstün körü bir vedalaşmayla evin yolunu tuttuk. yol boyunca tek kelime etmedi, dünyanın en güzel gamzelerine sahip kadınım.
eve vardık, oturduk on yıllık kanepeye, ellerimi tuttu, gözlerime baktı; ben hamileyim dedi.ne, nasıl olur, diye diretecektimki, çocuğun benden olmadığını, bu duruma çok üzüldüğünü, aslında beni sevdiğini; ama kafasının karışık olduğunu bir çırpıda söyledi. öyle bir aceleydi ki konuşmaları, günlerdir hazırlandığını hissettim. bir çırpıda söyleyip bu kötü durumdan ruhunu azad etmek istediğini anladım. konuşamadım bir müddet; çünkü zihnim felaketin büyüklüğü karşısında görevlerini bir müddet askıya almıştı. böyle bir felakete vücudumun dayanamayacağını biliyordu akıllı zihnim.
bir müddet sonra, kekeleyerek; 'istersen doğurabilirsin dedim'. hayır dedi istemiyorum, aldıracam diye tutturdu. korkma dedim, ben hep yanındayım ve hep seveceğim seni dedim. sarıldı bana ağladı dakikalarca. allahım sevdiğim kadının bu denli yakınlığı beni öldürüyor. dayanamıyorum histerik ve kesik hıçkırıklarına...
kararlaştırdığımız gibi küretaj işlemi için hekime baçvurduk. randevu saati gelince işlem esnasında yanında olmamı istedi; lakin doktorun tutumu bizi bundan caydırdı. yarım saatlik bir işlem sonrasında, gözünde dehşet ve bitkinlikle belirdi sevgili kadınım. canından can alınmıştı, ancak bu kadar anlaşılabilirdi. sarıldıum ona, öptüm kokladım dünyanın en güzel bacaklarına sahip kadını.eve gittik . oturdum on yıllık kanepeye. onunla geçireceğim güzel yılları düşlemeye başladım. odada bir şeylerle uğraşıyordu. bir gün evlendiğimizde evin içinde aynı böyle salınmasını diledim tanrıdan, ardından tüm dillerde amin dedim. kapı aralandı; elinde küçük kahverengi bir bavul, dünyanın en güzel acımasız kadını belirdi. yanıma yaklaştı, öptü yanağımdan, kokusu kaldı tenimde ve ardına bakmadan çıkıp gitti. perdeyi araladım; bir araba vardı kapıda, aldı elinden bavulunu, sarıldılar birbirlerine. öyle bir sarıldıki, bana hiç öyle sarılmamıştı.
ve gitti beraber öldürdüğümüz çocuğun babasına, dünyanın en güzel giden kadını.
tanım: içinden çıkmanın mümkün olamdığı insanlık hali.
güncel Önemli Başlıklar