bugün

ekonomik büyüme çevre ve doğa ilişkisi

çevre meselesine gelmeden önce ekonomik düzenin devamlılığını sağlayan tüketim hakkında, daha doğrusu döngüsel tüketim hakkında konuşalım biraz.
klasik piyasa ekonomisinin temelinde yatan şeyin şu anki sistemde işlemeye devam etmesini istediğimiz zaman, durmasına veya adamakıllı yavaşlamasına bile izin verilemeyen bir para değişim modelinden ibaret olduğunu görürüz. ekonomide 3 temel oyuncu vardır; çalışan, işveren ve tüketici. çalışan işverene kazanç karşılığı işgücü satar. işveren bunun üretim hizmetlerini ve ürünleri kazanç için tüketiciye satar ve elbette tüketici dediğimiz kişi de aslında döngüsel tüketimin sürmesini sağlamak üzere sisteme geri harcama yapan işveren ve çalışanın üstlendiği bir diğer roldür. başka bir deyişle, küresel piyasa sistemi şu varsayıma dayanmaktadır; bir toplumda devam eden tüketim sürecini koruyan bir oranda para dolaşımını sağlayacak ürün talebi her zaman olacaktır. tüketim hızı arttıkça "sözde" ekonomik büyümenin de o derece artacağı varsayılır. düzen böyle sürer gider. ama şöyle bir sorun var; tasarruf sağlama olayı nerde? bu terimin kendisi zaten muhafaza etme, yeterlilik sağlama ve savurganlığın azaltılması anlamına gelmiyor mu? peki tüm bunlara rağmen nasıl oluyor da tüketim talep eden ve "ne kadar çok, o kadar iyi" mesajını veren sistem yeterlilik ya da "tasarruf" sağlayabiliyor? sağlayamıyor işte. aslında piyasa sisteminin asıl amacı gerçek bir ekonomiden şu anda beklenenlerin tam aksine hayat için gerekli olan ürünlerin üretim ve dağıtımı için ihtiyaç duyulan materyalleri etkili ve tutumlu bir yolla yönlendirmektir.

biz sınırları olan bir gezegende sınırlı kaynaklarla yaşıyoruz. örneğin kullandığımız petrolün gelişmesi milyonlarca yıl sürüyor. bu nedenle "sözde" ekonomik büyümenin sağlanması için tüketim artışını kasten teşvik eden bir sisteme devam etmek doğayı parçalayan bilinçli bir deliliktir. yeterlilik, israfın olmamasıyla sağlanır ancak. ama şu anki sistem, şimdiye kadar dünya üzerinde varolmuş bütün sistemlerden daha da savurgan. şu an hayat düzeninin ve sisteminin her aşaması bir kriz, bir mücadele, bir çürüme ya da çökme durumunda. son 30 yılda yayınlanmış bağımsız değerlendirmeye dayalı hiçbir bülten size farklı bir şey söylemeyecektir. tüm yaşam sistemleri çökmektedir. sosyal programlar gibi, suya erişimimiz gibi çökmekte. şu an tehlike altında olmayan herhangi bir yaşam biçimi söyleyemezsiniz.