bugün

philips eğrisi

bazı arkadaşlarımızın da dediği gibi bu eğri negatif eğilimlidir. mesela ülkede % 40 oranında enflasyon ve % 10 oranında işsizlik olduğunu varsayalım. devlet bu enflasyon oranını azaltmak için daraltıcı politikalara başvuracak. yani kemer sıkma politikası. özellikle vergi oranlarını artırarak mal ve hizmet alımını kısar. bu da üretken sektörü ne yapar? daraltır. talepte bir daralma olacağı için enflasyon nispeten ne yapmaya başlar? düşmeye başlar. e sen şimdi halkın ve firmaların satın alma gücünü kırdın. toplam talepte bir daralma oldu. tamam toplam talepte bir daralma olacağı için mal ve hizmetlere dönük talep azalacaktır ve fiyatlar düşecektir. işte bu durumdan dolayı bazı firmalar üretim kapasitelerini düşürecek. üretim kapasitesini düşürmek demek marjinal verimsiz işçilerin işten çıkarılması demek. peki bunun sonucu nedir? işsizliğin artmasıdır. yani kısa dönemli uygulanan daraltıcı bir maliye politikası enflasyonu düşürebilir ama neticede işsizliği artırır. peki tam tersi olsaydı, genişletici bir politika izlenseydi ne olurdu? işsizlik düşecekti ve insanların reel ücret düzeyi artacaktı. ama bu sefer de toplam talebe bağlı olarak enflasyon artacaktı.

peki nasıl çözülür bu iki ucu boklu değnek? bu tür daraltıcı ve genişletici mali politikalarda kısa dönemde gemiyi yürütebilirsiniz ama uzun dönemde işsizlikle enflasyon arasındaki ilişkiyi yok etmelisiniz. yani yatırım kapasitenizi en üst düzeye taşırsanız işsizlikle enflasyon arasındaki bu olumsuz ilişkiyi kırarsınız. yatırım kapasitesini artıramadığınız sürece, istihdama gereken önemi veremediğiniz sürece, ülkeye yabancı yatırımları gerekli düzeyde teşvik edemediğiniz sürece, özelleştirme politikalarında yanlış yönelimlere gittiğiniz sürece istihdam yaratma şansınız hiçbir şekilde olmayacak ve dolayısıyla bu ters ilişkiyi kırma şansınız da hiçbir zaman olmayacaktır.