bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

henüz doğmamış çocuğumun annesine...

ben bu yazıyı sana yazdım ve bu kez bu yazıyı yazabileceğim birisi daha var artık senden başka. ama onun daha bırak bu yazıyı okumak, gözleri bile yok henüz. zaten olsa da okuması herhalde en az bir 5 seneyi alacak.

soruyorsun ya "ne hissediyorsun?" diye. aslında hisler o kadar karışık ki. sevinç hali var bende, herkeste, ama seni öyle görmek. miden bulandığında "öüğh öüğh" diyişini izlemek, her türlü yağlı yiyecekten kaçtığını ve aslında çok sevdiğin şeyleri yiyemediğini görmek üzüyor. sonra bir de ağrın var. geçen gün bana: "bu sürecin bu kadar ağır geçeceğini ummazdım." deyişin içimi acıttı. ama sevincimizin yanında o ne ki? "ne" de olsa çektiğin acıyı sıkıntıyı paylaşamıyor olmak koyuyor biraz da. ağrı kesici bile içemiyorsun bebeğe zarar vermesin diye. elimden geldiğince ev işlerinde yükünü hafifletmeye çalışsam da sanki yetmiyormuş gibi geliyor, üzülüyorum. o halinle bile bana yemek yapamadığını söylüyorsun. kızım bu adam öğrencilik hayatı yaşadı. karnını haftanın 5 günü patatesli yumurta ile doyurduğu zamanlar oldu. yemek yapsam onu da yiyemeyeceksin ki. ama dün haşladığım patatesi götürdün löp löp *. açıkmışsın baya bebişim.

gelecekte ikinize birden yazabilmek dileğiyle yazdıklarıma son veriyorum. *
güncel Önemli Başlıklar