bugün
- nervio yeter artık bırak peşimi12
- esenyurt'un aslında muhteşem bir yer olması13
- huzur veren kadın10
- şikeci deyince suspus olan fenerli27
- bildiklerimi anlatsam sozlukte yer yerinden oynar10
- anın görüntüsü25
- kaçak bahis sitesinin galatasaray'a sponsor olması25
- konuşma ses tonu çok güzel olan kadın10
- türkiyede neden herşey pahalı35
- kır pidesi kokan erko9
- young boys'un hala ligde galibiyet alamaması8
- kabak tatlısı11
- sabaha bir şarkı bırak9
- hiçbir kadının reddedemeyeceği yakışıklılık15
- yüzünde yara izi olan erkek19
- liseyi bitireli 7 yıl geçmesi19
- evinde robot süpürge ve air fryer olmayan insan14
- öğretmen maaşının fazla olması15
- sözlük yazarlarının çayları22
- zeki erkekten hoşlanan kadın21
- jose mourinho22
- türkiyedeki insanların en büyük sorunu17
- yazarların en kötü özelliği9
- idil bilgen10
- iki dizelik şiirler9
- fakirler cennetin olmadığını öğrenirse ne olur15
- bazı yazarlarla araya mesafe koymaya karar vermek16
- gereksiz bilgi ver9
- her kızın fotosunu beğenen erko18
- alışveriş krizine az sevişen kızlar girer16
- menuet13
- yazarların kendinde övündüğü özellikleri22
- gocu32
- gocunmakla ilgili şakaları artık bitirelim please8
- seninle şöyle böyle olabilirdik8
- sözlük kızlarının tarzları23
- the merich9
- koltuğa bir dolu bardak çay dökmüş olmam10
- sözlük erkeklerinin tarzları16
- oğlum siz birbirinizi tanıyorsunuz lan13
- narin ne gördü15
- küresel ikinma'nın tavanda asılı durması12
- türkiye'nin en kötü partileri8
- albay kemal nickli sözlük azizi8
- malum şahsın instagrama foto atması8
- aniden gelen alışveriş isteği9
- güzellik kişiye göre değişir mi20
- şort mevsiminin kapanması13
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim9
- arkadaşlar bakar mısınız bi8
--spoiler--
bazen çok düşünüyorum bu hayatı fazla mı ciddiye alıyorum yoksa fazla mı ciddiye almıyorum diye. bilmiyorum bana pek yaşanası gelmiyor burası, çekilecek gibi değil be abi. bazen işte bir kadın giriyor hayatına, işte o zaman unutuyorsun onu düşünmekten bazı şeyleri düşünmeyi. bir o zaman çekilir gibi geliyor burası. sonra o kadın gidiyor yine aynı şeyler hatta fazlası. zira bir nebze acına acı katıyor giden insanlar sonuçta. bir de becereksiziz ki sorma. o kadın arkadaştan öte olduktan sonraki tüm anlar tekrar arkadaşın olamıyor. hep eksiye gidiyoruz, hep kaybediyoruz yani. bir de şunu anladım ben, herkes fazlasıyla dertli. önceleri "ulan tüm dertli kadınları üstüme mi çekiyorum ben?" derdim. ama anladım ki herkes dertli. herkes geçmişteki dertleri yüzünden şimdi bile mutlu olamıyor, yarın da olamayacaklar. çünkü biz bu dertler yüzünden güzel bir şey yaşamıyoruz. geçen olaylara "geçti" diyemiyoruz. her gün bir dert ekleniyor dert dağarcığımıza.
ben çok şaşırıyorum biz insanlara. hani bu kadar dert sahibi olup, hala nasıl katlanabiliyoruz ki buraya? tamam gayet optimist insanlar da var ama bunlar azınlıkta, ben kalan kişiler için konuşuyorum. nasıl katlanıyoruz bu bataklık gibi bizi içine çeken yere. her yerimiz çamur oldu be arkadaş yeter, el insaf. biraz bize de temizlik ver.
hep dertliyiz, hep şikayet ediyoruz. ama biz insanlar çok dayanıklıyız he... maddi manevi tüm bu dertlere göğüs geriyoruz ya. kralı gelsin bizi kesmeye! o yeni bileylenmiş metale gülerek koşmayacaksak ben de bir bok bilmiyorum. gözümüzü o kadar dert bürümüş, o kadar korkusuzuz. hani cesur yürek'te savaş sahnesinde iskoçyalılar götünü açıp, düşman askerleri selamlıyordu ya. biz de götümüzle güleceğiz bir gün o kana susamış dertlerimiz karşısında.
heh... bir de şunlar döküldü lan ağzımdan, ilginç.
ah be kadın!
deniz çok güzel dalgalanıyordu.
şimdi seninle oturup,
o denizin kenarında simit yemek vardı,
martıları seyretmek vardı.
geçen vapuru görüyor musun kadın?
insanlar bir yerlere yetişme çabasında.
yetişmeye çalıştığı yer var ya,
işte tam burası kadın.
biraz sevgi, ardından biraz bulut,
birkaç martı ve deniz.
herkes mutluluğa yetişme çabasında kadın.
biz ise mutluluğu bulmuşuz, denize döküyoruz.
kim bilir belki de deniz bu yüzden bu kadar güzeldir.
bu deniz çok güzel kadın,
bu dalgaların muhabbeti çok iyi.
ben hep buradayım, kayalıklarda.
elimde simit, dilimde dalgalara anlatılacak birkaç kelam.
simiti koparıp martılara atan adam varya, o benim işte.
çabuk doyarım zaten ben.
deniz beni çağırıyor ama kadın.
olur da bir gün görmeye gelirsen beni ve yoksam.
dalgaların davetine icabet ediyor oluyorumdur.
eğer karnın aç olursa,
kayalıkların üstüne bıraktığım simit senindir.
sana almıştım zaten.
--spoiler--
kaynak: http://uc-noktam.blogspot...bne-oldugunu-anladgm.html
bazen çok düşünüyorum bu hayatı fazla mı ciddiye alıyorum yoksa fazla mı ciddiye almıyorum diye. bilmiyorum bana pek yaşanası gelmiyor burası, çekilecek gibi değil be abi. bazen işte bir kadın giriyor hayatına, işte o zaman unutuyorsun onu düşünmekten bazı şeyleri düşünmeyi. bir o zaman çekilir gibi geliyor burası. sonra o kadın gidiyor yine aynı şeyler hatta fazlası. zira bir nebze acına acı katıyor giden insanlar sonuçta. bir de becereksiziz ki sorma. o kadın arkadaştan öte olduktan sonraki tüm anlar tekrar arkadaşın olamıyor. hep eksiye gidiyoruz, hep kaybediyoruz yani. bir de şunu anladım ben, herkes fazlasıyla dertli. önceleri "ulan tüm dertli kadınları üstüme mi çekiyorum ben?" derdim. ama anladım ki herkes dertli. herkes geçmişteki dertleri yüzünden şimdi bile mutlu olamıyor, yarın da olamayacaklar. çünkü biz bu dertler yüzünden güzel bir şey yaşamıyoruz. geçen olaylara "geçti" diyemiyoruz. her gün bir dert ekleniyor dert dağarcığımıza.
ben çok şaşırıyorum biz insanlara. hani bu kadar dert sahibi olup, hala nasıl katlanabiliyoruz ki buraya? tamam gayet optimist insanlar da var ama bunlar azınlıkta, ben kalan kişiler için konuşuyorum. nasıl katlanıyoruz bu bataklık gibi bizi içine çeken yere. her yerimiz çamur oldu be arkadaş yeter, el insaf. biraz bize de temizlik ver.
hep dertliyiz, hep şikayet ediyoruz. ama biz insanlar çok dayanıklıyız he... maddi manevi tüm bu dertlere göğüs geriyoruz ya. kralı gelsin bizi kesmeye! o yeni bileylenmiş metale gülerek koşmayacaksak ben de bir bok bilmiyorum. gözümüzü o kadar dert bürümüş, o kadar korkusuzuz. hani cesur yürek'te savaş sahnesinde iskoçyalılar götünü açıp, düşman askerleri selamlıyordu ya. biz de götümüzle güleceğiz bir gün o kana susamış dertlerimiz karşısında.
heh... bir de şunlar döküldü lan ağzımdan, ilginç.
ah be kadın!
deniz çok güzel dalgalanıyordu.
şimdi seninle oturup,
o denizin kenarında simit yemek vardı,
martıları seyretmek vardı.
geçen vapuru görüyor musun kadın?
insanlar bir yerlere yetişme çabasında.
yetişmeye çalıştığı yer var ya,
işte tam burası kadın.
biraz sevgi, ardından biraz bulut,
birkaç martı ve deniz.
herkes mutluluğa yetişme çabasında kadın.
biz ise mutluluğu bulmuşuz, denize döküyoruz.
kim bilir belki de deniz bu yüzden bu kadar güzeldir.
bu deniz çok güzel kadın,
bu dalgaların muhabbeti çok iyi.
ben hep buradayım, kayalıklarda.
elimde simit, dilimde dalgalara anlatılacak birkaç kelam.
simiti koparıp martılara atan adam varya, o benim işte.
çabuk doyarım zaten ben.
deniz beni çağırıyor ama kadın.
olur da bir gün görmeye gelirsen beni ve yoksam.
dalgaların davetine icabet ediyor oluyorumdur.
eğer karnın aç olursa,
kayalıkların üstüne bıraktığım simit senindir.
sana almıştım zaten.
--spoiler--
kaynak: http://uc-noktam.blogspot...bne-oldugunu-anladgm.html
güncel Önemli Başlıklar