bugün

woman in red

--spoiler--
bahar şenliklerinde omuz omuza eğlendik belki de.. kaç tramvay beraber gittik.. gökkuşağında yemek yerken, ay ışığında çay içerken göz göze geldik.. dolmuşta para uzattın bana.. muhakkak bir gün geçtim yanından..
--spoiler--

demiştin ya,
nedendir bilmem ama tengri dostluğumuzu bir süreliğine ertelemiş ki tanışmamışız- bu sebeple kulesitede window shopping yapamadık, rampalı çarşı da üniversite kitaplarının fotokopilerini çektiremedik, mevlana taraflarında bir restorantta etli ekmek yerken abazanlar tarafından kesilmedik...

uludağ sözlüğe nasıl oldu da üye olmaya karar verdiğimi hala hatırlayamazken, cebrail yaz demese yazmayı unutmuşken, buraya gelme sebebimi tengrinin dostumu bulmak için küçük bir oyun oynadığı gerçeğine bağladım.

biz konya'da birbirimizden habersiz aynı havayı teneffüs ederken, uludağ sözlüğün mesaj aparatıyla fiilen başlayan arkadaşlığımız istanbul'da bir kafede resmen dostluğa dönüştü.

bunca boş, ürkek, yalancı, akılsız, sahipli ruhların arasında güçlü bir kadının, değerli bir kadının, hem cinsimin farkına vardım.

"seçilmem seçerim" demiştim sana ki seçtiklerim bu lafı benden bir kez işitmişlerdir.
"çok iddialı" deyip gülümsemiştin bana, sevgilimi, dostlarımı hatta düşmanlarımı bu felsefeyle buldum.
bir de seni.
ben çok şey borçluyum bu titizliğe.

feysbukumu, telefonumu, yüzümü dahi esirgemedim senden, burası kasıyor mesene var mı dersen de işte bir tek o yok, prensipleri olan bir psikomanyağım.

bu iki kişilik en kaliteli zirveden aklımda kalan harıl harıl konuşurken yıldız asyalı'nın bir süreliğine dedikodusunu bitirip bizi dinlemeye gayret etmesidir. bi' de senin onunla ilgili "keman çalıyor sözde dışardan entel ama dedikoducunun teki" yorumun.- güldürdün peri.(piç mi diyecektim yuh artık)

ha bi' de ıslanmış hamburger mi ıslak hamburger mi yoksa sırılsıklam hamburger miydi hatırlayamadım o da güzeldi. teşekkürler.

not: unutmadan-26.01.2012 taksim, istanbul. (dilekçe gibi oldu, olsun.)

arz ederim.