sözlük sayesinde öğrenilen şeyler

kuyruğu dik tutanın kuyruğunu tam kuyruk sokumundan kesiyorlar. zira, insanlar için böyle bir uzva gerek olmadığını herkes biliyor. dik burunlular, vakit kaybedilmeksizin estetik operasyona tabi tutuluyor ve burun ucu alışılanın tersine aşağı doğru indiriliyor çünkü herkesin burnu inikken birinin burnunun kalkık olması görsel bir kirlilik yaratıyor. sözlük, adeta gereksiz fazlalıkları alan bir törpü gibi, insanı toplum içine çıkmaya, farklı kültürleri, etnik grupları birlikte yaşamaya alıştıran ilginç bir hipnoz yeteneğine sahip. neden hipnoz diyorum? çünkü kişi aslında değişmiyor fakat karşı görüşün tepkisini adeta sönümleyen bir tavır sergiliyor. çoğu kez inanılmaz ve kendisinden beklenmeyecek derecede engin bir hoşgörüyle üstelik.

örneğin; tepesinin tası atmış komünist bir yazar, önüne gelene verip-veriştirirken, sikmeli-sokmalı cinsinden sunturlu bir küfürle nasibini alan ırkçı bir yazar şöyle diyebiliyor;

- adamım! anladığım kadarıyla, ereksiyon süresi de mal da epey uzun sende. buna mukabil, tatminsizlik de had safhada. hasbelkader, bir gün hücre hapsine düşersen dikkat et ibne olmayasın. zira anlaşılan, kendini güvende hissedeceği bir kovuk bulmadan sakinleşemiyor senin kuş.

ne diyeceksin şimdi, kazığa oturtsalar bu denli koymaz adama, pelte gibi oluyorsun haliyle.