bugün

doktor dövmek

daha çok acil servislerde yaşanan durumdur. acil servislerde insanlar ölüm kalım savaşı verir ve o arada hasta yakınları agresif olur. doktorlar ise gece herkesin uyuduğu saatlerde görevinin başındadır. sistem ise gariptir sabah 8 ertesi gün 8 e kadar nöbet tutulur. 24 saat. bazende 3 günlük nöbetler vardır. 72 saat orda kalırsınız ki bu genelde eğitim amaçlıdır.

acilde yaralıların hemen hepsi adli bir sebeple yaralanmıştır. öyle olmasa bile araştırması ve ifade alınması için bir veya iki polis vardır. mesela alkollü bir sürücü kaza yapar, gelir. hasta alkolünde etkisiyle kendine müdahale edilmesini istemez. doktor kendi kararını verecek durumda olmadığından mecburen hastaya müdahalelerde bulunma zorunluluğundadır. o arada hasta sinirlenip doktora saldırır. doktor dayak yer, polis karışmaz. çünkü o sadece olayları rapor eden bir görevlidir. sonra doktorum aynı hastaya yardımcı olması beklenir. bu kez yakınları gelir neden müdahale etmiyorsun veya şikayetçi oluyorsun diye doktora tekrar saldırır.

bu gibi nedenlerle doktorların bir çoğu acil servisleri istemez. nerde torpil bulupta iyi bir yere geçememiş, kıyıda köşede kalmış ve başka bir dal kazanamamış doktor varsa acilde görev yapar. kötü doktor diyemeyiz. sonuçta acil zannedildiği kadar zor bir yer değildir. standart hastalar ve standart müdahaleler vardır. doktor değil hasta bakıcı bile yapar.

birkaç gördüğüm örnekten bahsedeyim. gece saat 3 civarı hasta gelir. hastanın ameliyat olmasını gerektiren bir durum vardır. acil servis doktoru cerrahi servisinde nöbetçi cerrah olmadığından mecburen cerrahi servisinde o gün nöbetçi olan cerrahı arayıp evinden çağırır. cerrah gelir hastayı muayene eder. sonra ameliyatın acil olduğunu ama hastanın antikoagulan tedavisi almakta olduğundan ameliyat yapılırsa masadan kalkamayacağı için ameliyatın mecburen daha sonra yapılabileceğini anlatır. şu an yapışabilecek bir şey olmadığını, hastanın ölmemesi için ancak dua edilebileceğini anlatır. özetle ameliyat edilirse zaten ölecek ameliyat edilmezse düşük bir şansla yaşayabilir. hasta yakını bu durumu başka şeylere yorar. gece yarısı iş yapmak istemiyor diye düşünüp saldırır.

gece saat ikibuçuk gibi uzak bir ilçeden 12 yaşında kız çocuğu gelir. ailesi telaşlıdır. çocukta karın ağrısı vardır. aile çocuğun uzun zamandır arasıra karın ağrısı olduğunu ama şimdi gün boyu sürdüğünü, geçmediğini anlatır. muayene yapılır hastada birşey bulunamaz. muayene sırasında hastanın dikkatini dağıttığınız anlarda inlemelerinin geçtiğini ve normalleştiğini görerek psikolojik olduğunu bilirsiniz. literatürde 12 yaşın ergenliğe giriş olduğu, hormonal değişikliklerin olması sebebiyle karın ağrısıyla gelen kız çocuklarının %40'ında sebepsiz karın ağrısı olduğundan bahsedilmektedir. fakat hastaya veya ailesine bunu söyleyemezsiniz. hasta için çektiği acı gerçektir. ayrıca birşeyin yok dediğinizde hasta acıdan kıvranırken doktorun hastayla ilgilenmediği düşünülür. yapılacak en iyi şey hastayı ucuz ve zaman alan testlere gönderip yormak, sonra kızın uykusunun gelmesini beklemektir. uykusu gelirse zaten sabaha yaklaşmıştır, aileyi gözlem odasına yollar yatırırsınız. uyumazsa en son olarak apandisit için ultrasona yollarsınız. ultrasondaki doktor arkadaş herhangi bir sebep, bulgu yokken gecenin bir yarısı neden ultrason istiyorsun da beni uyandırıyorsun diye gelip kavga eder. ertesi gün mesai başlayınca ya hasta ağrım geçti sizde birşey bulamadınız diye söylene söylene gider, ya da mecburen cerrahiye gönderirsiniz. biraz da onlar avutur.

bazen de hasta saatler önce ölmüştür. yakınları sabahleyin farkedip ölüyü getirir. buna yapacak birşey yok, çok önce ölmüş dersiniz. ilgilenmedin diye yakınları saldırır. aslında ilgilenmeyip öldüğünü farketmeyenler kendileri...

en kötüsü fazla bulgu vermeyen apandisit hastalarıdır. dünyadaki en iyi hastanelerde en modern aletlerle de olsa apandisit teşhisi konan hastaların sadece % 25'inde gerçekten apandisit çıkar. kırsalda çalışan doktor apandisit'den emin olamayıp şüphelendiğinde şehre yollar. şehirde hastayı uzun uzun muayene ederler ve geçen zamanla ilerleme olmamasından artık apandisit olmadığına kanaat getirilir ve eve yollanır. hasta yakınları bizi boş yere şehre yollandın diye gelip kavga ederler veya kötü şeyler söylerler. sonra benzer bir başka hasta gelir. önceki olayın baskısıyla bu kez yollamazsınız. bir yere yatırıp gözlem altında tutarsınız. zamanla ilerler ve apandisit patlar ve durum ağırlaşır. acilen şehre yollarsınız. yolda ölür veya ağır hasta şekilde günlerce hastanede yatar. erken göndermediğiniz için hasta yakınları sizi öldürebilir. yapılacak en iyi şey karın ağrısı gördüğünde bir sebep bulamazsan şehre yollamak. çoğunlukla bir şey çıkmaz ama bin hastadan bir tanesinde de olsa ölüm riski yaratan bir problem çıkmaktadır. gönderdiğiniz 999 hasta ve yakınları size boş yere gittik, bu doktor bir boka yaramaz diye küfürler ederken hayatı kurtulan bir kişi sizi unutmuştur bile. hiçbirini göndermezsiniz, 999 hastanın ağrısı geçer veya geçmez. 1 hasta ölür, yakınları doktoru öldürür.

aslında önemli olan hasta veya yakınıdır. hastalık önemli değil. iyi doktor olmak için çok şey bilmeye gerek yoktur. insanlar iyi doktor diye iyi imaj veren doktoru görür. bilgisizliğiyle, umursamazlığıyla hastayı öldüren doktorlar görürsünüz ama insanlara tepeden bakar, ağzı iyi laf yapar, cool adam imajı verir. hasta yakınları ona güvenir. ama hastasının başından ayrılmayan, çabasıyla bilgisiyle üstün ve elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan doktor hastanın ölmesine üzülür dertlenir, o arada yakınlarına diğeri gibi ölümü haber veremez ve dayağı yer. hasta yakınlarının çoğunluğunun bu yanılgı içinde olduğunu gördüm.

yoğun bakımda görevli doktor uyuyor ve uyuyabilmek için devamlı alarm veren solunum aletinin alarmını kapatıyor, hasta ölüyor. sabahleyin hoca vizit yaparken hastanın çoktan ölmüş olduğunu farkediyor. hoca kızıyor falan ama kendi de sorumlu tutulacak. hemen ölüye kalp masajı yapılıyor. uyuyan doktor traşını olmuş, kravatını takmış, dinç bir vaziyette hasta yakınlarına hastanın öldüğünü, ellerinden geleni yaptıklarını soğuk bir dille anlatıyor. hasta yakınları sessizce hastayı alıp gidiyor. bir diğer doktor sabaha kadar bekliyor. bitkin bir haldeyken sabaha doğru hasta ölüyor. canlandırmak için uzun süre tek başına kalp masajı yapıyor, gücü tükeneceğinden başkasını da yardıma çağrıyor. ama hasta yine ölüyor. o halde hasta yakınlarına öldüğünü bildiriyor. samimi biri olduğundan acılarını onlarla paylaşıyor ama ciddiyetsiz olduğundan, halinde adam hali kalmadığından doktoru suçlayanlar çıkıyor. doktorluk ye kürküm ye sözünü anlatan en iyi mesleklerdendir. insanlara göre iyi doktor iyi görünen doktordur.

bu konularda yapılacak pek bir şey yok. bilerek hastaları öldüren doktorlar bile iyi görünümüyle kendini kurtarır ve iyi doktormuş havası verebilir. her şeyi yapan da haksızlıkla karşılanabilir. sonuçta herkesin bilmediği bir iş yapıyorsunuz ve insanlar ya güveniyor ya güvenmiyor. doktorun ne yaptığı pek önemli değil, nasıl göründüğü önemli. bir doktor en pahalı enkuvvetli ilaçları vererek hastasını iyileştirir, yan etkilerle başka hastalıklar ortaya çıkar. diğeri ucuz, yan etkisi az, etkisi de az ilaçlar verir. hasta uzun sürede iyileşir. ama ilki iyi doktordur. o arada böbreğin, karaciğerin iflas etmiş pek önemli görünmüyor.