bekle beni

son nefestir. usulca verilen, içi kanata kanata, yüreği yaka yaka verilen son nefestir.
bekle diyen adamın tarafından bakmayız çünkü, ya dışardan bakarız bu söze, ya ters tarafına empatiyle yaklaşırız..
anlamayız bekle diyen adamı. sevdiceğin kollarına bırakmak varken kendisini, o huzuru yaşamak varken, o sıcaklığı hissetmek varken, o mutluluğu yaşamak varken uzakta kalmasının sebebini anlamayız, işimize gelmez çünkü. biz bekleriz, o bekle dediği andan itibaren artık bizden çıkmıştır iş, çünkü biz o gittiği için bekleriz. o geldiğinde bir anlamı olmaz. o elini uzattığında bir önemi kalmaz. böylece değersizleşir o tüm beklemeler, o hasretler değersizleşir. hemen yeni bir sevgili ararız. hemen yeni insanlarla tanışırız. yeni hikayelere katarız kendimizi. hemen yeni bir güne uyanırız. hemen yenilikler oluverir hayatımızda. bir anda. hani deli divaneydik ya, hani kopamıyoduk ya, geçiverir. bir anda..
çünkü gelmiştir ve bir anlamı kalmamıştır artık. şimdi çekilen acının tek sebebi yanlız olmaktır. etrafında çocuklarımın babası/annesi olabilecek bir aday bulamadığın içindir. ve sağa sola duyurma çabasıdır, yanlızım hey tadında. o acı artık çirkinleşmeye başlamıştır. çünkü beklenen gelmiş ve önemini yitirmiştir. kabul etmessin geldiğinde ve artık tamam dersin. o acı bitti, şimdi biri bana gelsin, acilen, hemen gelsin...

kabullenmek gerek, herkes gerçekten hangi kalpte ne kadar yer ettiğini bilir. kendine itiraf ettiğinde gerçekten bilir bunu. ama itiraf edemez bunu, ya da itiraf edemez neyi neden beklediğini, ya da itiraf edemez o söylemeye korktğu şeyi...

hadi yalan de *