bugün

entry'ler (21)

fenerbahce nin schalke 04 u fifa ya sikayet etmesi

kevin kuranyi'yi ucuza getirme çabasıdır.

whisper

josh holloway'in ne kadar düz bir oyuncu olduğunu anlamama neden olmuş filmdir. sanki lostda da whisperda da kendisini oynamış, her cümlenin sonunda "freckle" gelecekmiş gibi geldi filmi izlerken.

pek medyatik olmayan ama süper müzik yapan gruplar

kavak yelleri'ne kadar pinhani...
zardan adam...

kavak yelleri

dizinin tanıtımlar ilk dönmeye başladığında güzelim pinhani albümü folloş olacak diye ödüm kopmuştu. "hele bi gel" dolmuşta vapurda markette asansörde şirkette milyon kişinin cep telefonuna melodi olacak diye ödüm koptuydu. ama henüz olmadı çok şükür. diziden çok müziklerden keyif alıyorum desem yeridir. ben nası büyük adam olucam...

yaran videolar

kim beş yüz bin ister yarışmasından bir soru... herkes kopuyor.. ama videoya yapılan ilk yorum daa içler acısı...

http://www.youtube.com/watch?v=NZ5Tuv5kvic

saçma radyo reklamları

en saçma reklamlardan biridir sanırım yerel bir radyoda duymuş olduğum fotoğrafçı reklamı:

-herşey gider, BETA COLOR...

imam çağdaş

yıllarca bize fıstıklı baklava diye ezilmiş büzülmüş kırılmış parçalanmış defolı fıstıklarla dolu baklavayı kakalamışlardır. oysa imam çağdaşta fıstıklar baklavanın içinde tane tane yer almaktadır. her gün olsa yenilir. tatlıdan başlasamda patlıcanlı kebabından şişinden lahmacunundan bahsetmemek kesinlikle haksızlık olur. çünkü mevzubahis kalori depolarının tamamının belki de türkiyede en güzel yenilebileceği yer imam çağdaştır. ayranı da tas için de gelir kepçeyle içilir çok da güzeldir.

bebek

sanırım dünyadaki en güzel starbucks'ın yerleştiği istanbul semti. deniz ayağınızın tamamen altındadır, çok dipte kalmadıysanız daima bir esinti olur. brownie cheesecake'inizi yer, caramel frappucinonuzu yudumlarsınız yazın sıcağında. bu semtin en ironik esnafı "bebek kasabı"dır, düşününce tüylerim diken diken oldu yine...

emek

yeniköyde bir çaybahçesimsi. boğaza nazır,dar bir açı ama güzel manzara. gelirsiniz en ön sırada, deniz kıyısında yer bulamazsınız. tam biri kalkar heveslenir, oraya geçersiniz, birden bir dalga çarpar kıyıya ve önce bahtınıza sonra da oradan teknesiyle geçip dalga yaratan adama küfredersiniz. ucuzdur yalnız baya....

ozel gundogdu koleji

1994-1998 yılları arasında ikamet ettiğim Konya'nın meram yeni yolu'nda bulunan, benim dönemimde kızlarının güzelliği ile meşhur özel okul. sahibi güven öten aynı zamanda bir dönem konyaspor basınsözcülüğünü yapmış olup, bizim dönemimizde okula hiçbir iyileştirme yapılmaması ile tanınırdı. bizden sonra artan özel okul rekabeti ile okul otel haline dönüşmeye başladı. sezarın hakkını verecek olursak, konyanın tek halı saha sahibi okulu idi hala da öyledir belki.

altunizade

şirketimin bulunduğu her sabah akşam yollarını arşınladığım ama karşıya geçiş kolaylığı sebebiyle de gayet sevdiğim mahalle. muhtarının psikolojik sorunlarının olduğu iddia edilir,amman diyim arabanızı muhtarlığın önüne koymaya kalkmayın fırça yersiniz. civarda beleş parkyeri cidden zordur. en ucuzu başken hastanesinin yanı, sanırım en pahalısı da aköz iş merkezininkisidir. eğer ki arabanızı yerden 1-1,5 mt yukarda bir çekicinin üstünde giderken görmek gibi bir fanteziniz varsa Koç Allianz'ın önüne koyabilirsiniz, nitekim pusuda bekleyen polisler her zaman mevcuttur.

besinci kat

cihangirde taxim ilk yardım hastanesinin tam karşı sokağında bulunan müthiş boğaz manzaralı restoranımsı. ilk olarak bir arkadaşın doğumgünü vasıtasıyla orda bulunmuş idik.mekan ve manzara fazlasıyla hoşumuza gittiğinden bir daha gittik, yalnız cuma ve cumartesi akşamları sadece yemek yiyecek aç misafirleri ağırlayabildiklerini söyleyip tatlı yiyip içki içme işini alt kattaki köhne barlarında yapabileceğimizi söylediler. ne güzel de yiyip gitmiştik kaşarlı dürümlerimizi bambiden...

berlin

nedense herbir yerini abuk subuk sebeplerden ötürü istanbulla kıyaslamaya çalıştığım şehirdir. daha önceki entrylerde adı geçen her yeri illaki bir yerlerte benzetmişliğim vardır fazlasıyla. postdamer platz bi leventtir yeni yeni yükselen binalarıyla,alışveriş merkezleriyle...brandenburger tor unkapanındaki surlar, reichstag bir 360dır, lebi deryadır restoran olmasa da... alexanderplatz'da hafif bir taxim edası vardır ama taxim sıcaklığı asla yoktur, sadece buluşma yeridir, saati vardır televizyon kulesi vardır. kreuzberg ise istanbulun ta kendisidir zaten ki zaten almanlar bu semti "klein istanbul" olarak çoktan nitelendirmişlerdir bile... bir çözemediğim konu şudur: nasıl olurda bir döner kebab denen yemek memlektinden kilometrelerce uzakta, bu kadar güzel bu kadar güzel olur... yemin ediyorum ne bursada yedim öyle döner nede başka bir yerde...
bir eşi benzeri olmayan "loveparade"i vardı eskiden o da kalmadı... tiergarten dan brandenburger tora kadar 750.000 kişi ve ot kokusu içinde hayvan gibi dj lerle coşarak yürümenizi sağlayan. 2002 de katılmıştım,garip de bir şapka bulup gayet de popüler olup artarda röportaj teklifleri almıştım ama tek kelime almanca bilmeyen peder olur da sat 1 de başka şeyler ararken falan denk gelir de "okusun diye gönderdik maymun olmuş" tepkisinden çekindiğimden reddettiydim...

nar votka

ilk defa kadıköy'de isis'te bundan seneler önce içme şerefine nail olduğum, o günden sonra da favorim olan karışım.nar suyu için "çok pahalı" eleştirileri yapılsa da smirnoffa dökülen kamyonlarca paranın yanında çok koymadığını belirtmek isterim.

nart

"nar votka" yazmaya çalışırken nası olsuysa yazıp enter'a basılan sözcüktür. aynı zamanda Türkiye'nin en önemli sigorta brokerlarındandır.

sigorta

hali hazırda underwriting ile meşgul olduğum meslektir. güzeldir hoştur, kafa patlatır. acentenin indirim, brokerın wording talebi bitmek bilmez.

meram anadolu lisesi

7 senelik safkanlarından olmasam da 98de gündoğdudan anadolu lisesi sınavıyla transfer olduığum 2001de mezun olduğum, kısmen sevdiğim ama asla özlemediğim, her zaman "gündoğdu çocuğu" - ne demekse - olduğum, hatta "gündoğdu çocuğu" diye hitap edenlere de "zübbeyim ama para bende" diye haykırma isteği uyandıran okuldur. ayrıca bizim zamanımızda son olarak kalan birkaç iyi öğretmenin çocukları, ne tesadüf kendilerinin dersine girdikleri sınıfa verilirdi, hala böyle bir uygulama var mı yada hala iyi öğretmen kaldımı bilmiyorum. son olarak din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeninden olma müdüre sahip okul furyasına katılmış diye duydum.

baybora

hayır ben... ama bunu yazmama tek engel çaylaklık mıdır? evet öyledir... birkaç sezon kiralayın beni uleb de felan oynayım bari, ezmeyin...

tasucu

hakkında yazılacak çok şey olan sahil kasabası... bi ara başlıyacam yazmaya ama şimdilik : bekle beni taşucu cumartesi sabah ordayım...

dikcehan

kendisi ilk ismim olup, yeryüzünde başka birinde rastlanmadığı gibi rastlanmasına da ihtimal verilmemektedir. google da tek kaynağı benimdir...