bugün
- atatürk'ün diktatör ve eşcinsel olarak anılması15
- koltukta uyumak9
- akp belediyelerinin hiç yolsuzluk yapmaması28
- anın görüntüsü9
- otizmliye cennet garanti mi15
- 80 yaşında olmak11
- uludağ sözlük zirvesi27
- aykolik'in gönüllerin yetkilisi olması9
- ülkemde başı açık kadın istemiyorum15
- muhalifler neye muhalifler21
- müge anlı mı esra erol mu9
- sözlük yazarlarının akşam yemekleri26
- piyasadaki en adam gibi sigaranın rothmans olması13
- tas kafa saç modeli9
- faiz yemenin wow haram olması12
- ekrem imamoğlu21
- kemalizm9
- sözlüğün 18 yaş altına hitap etmesi9
- garanti bankası8
- masklavinin bu aralar çok gergin olması32
- vampirov'a sorular17
- küresel nerde yahu9
- eski bir anı hatırlamak16
- kemalist erkekler gizli eşcinsel midir15
- 9 yaşındaki felçli çocuğa yoğun bakımda tecavüz24
- cin görünce yapılması gerekenler18
- ölüm10
- bunlar çürük bunlar sürtük diyen cumhurbaşkanı21
- mühendis erkekler16
- true nun çaylak olması9
- 2 yaşındaki bebek öldüresiye dövüldü20
- gelmiş geçmiş en güzel türk kadın oyuncu12
- tayyip erdoğanın türkiyeyi fetöden kurtarması23
- 1 mayıs işçi bayramı25
- bir erkeğe alınacak en güzel hediye15
- reis dünya lideridir10
- cumhurbaşkanlığı yolunda kaç chp'li telef olacak18
- bir ilişkinin kısa sürme sebebi10
- putin doğalgazı kesince karanlıkta kalan avrupa9
- yazarların ruh hali9
- menzil şeyhinin çakarlı aracı20
- 1 115 000 tl lik restoran hesabı8
- aykolik'in eski sevgilisinden şok açıklamalar9
- 22 cm penise sakso çekmek9
- akepeye oy verenlerin tipleri29
- yobazlar ve gericilerdeki pakistan hayranlığı26
- pazardan ne alsam9
- hayvanseverlik adı altında insan düşmanlığı yapmak13
- mahmud abbas8
- iyi giyinen kadınlar14


entry'ler (5)
ulan internet kazan ben kepçe arayıp duruyorum. arkadaş benim bir kaç sorum var,
1. bu dolgu mine seviyesinde temiz bir kaviteye uygulanmazsa bir sorun oluşturur mu ?
2. mine seviyesinde ki küçük bir oyuğu dolgu yaptırmadan diş ipi fırça macun gargara ile korumak mümkün mü ? mümkünse niye doldurtuyoruz ?
3. dolgu büyük azı dişte dolgu alçak yapılmışsa sorun olur mu ?
4. ben niye diş hekimliği okumadım lan ?
5. baba sen haklıydın.
sonuncusu soru olmadı sözlük.evet.
1. bu dolgu mine seviyesinde temiz bir kaviteye uygulanmazsa bir sorun oluşturur mu ?
2. mine seviyesinde ki küçük bir oyuğu dolgu yaptırmadan diş ipi fırça macun gargara ile korumak mümkün mü ? mümkünse niye doldurtuyoruz ?
3. dolgu büyük azı dişte dolgu alçak yapılmışsa sorun olur mu ?
4. ben niye diş hekimliği okumadım lan ?
5. baba sen haklıydın.
sonuncusu soru olmadı sözlük.evet.
ilk olarak bu hastalığa özenen ve bende de var yeaa tarzında takılanlara tez elden başınıza gelsin derdim eğer bu kazma kürek hastalığın ne olduğunu bilmeseydim. ama samimi söylüyorum arkadaşlar rabbim düşmanıma dahi vermesin. bu hastalığa veya vesveseye yakalanan kardeşlerime de tez elden şifa nasip etsin. girizgahı böyle yapalım.
tabii burada kimsenin kimseyi yargılama hakkı yok. isteyen okb der isteyen vesvese isteyen de semiramis der. ancak kendi tecrübelerime dayanarak bu hastalığın inanç ve hormonlarla yakından bir ilişkisi var. özellikle bu hastalığın kendisinde de olduğunu düşünen arkadaşlara tavsiyem buna siz kendiniz böyle saçma sapan forumlardan okuyarak asla karar vermeyin asla çıkarım yapmayın. bir psikiyatr görmeden düşünmeyin bile.
bu hastalığa müptezel arkadaşlara gelince buyrun beraber yiyelim bu tezeği. zaten profosyonel yardım alan arkadaşların çok iyi bildiği üzere iki aşamalı bir tedavisi var. ilaç tedavisi ilk aşama. kesinliği kanıtlanmamakla birlikte serotonin hormonunda ki düzensizliklerin okb yi tetiklediği veyahutta okb hastalarında bu düzensizliklere rastlandığı düşünülüyor. geri alım inhibitörleri grubunun kullanıldığı sık rastlanan bi durummuş en azından bana öyle anlatıldı.
ikinci aşama ise bilişsel terapidir ki bu terapi ilaçtan daha etkili denebilir. bir nevi kişinin saplantıları takıntıları ve davranışlarıyla yüzleşmesi durumudur. ilaveten alışkanlıkların yeniden düzenlenmesini de içerebiliyor. tam da daha önce ki arkadaşlarımın anlattığı zorluk yine bu aşamadadır. bazen o kadar bunalırsınız ki (hele ki kısıtlı imkanlar nedeniyle psikoloğa gidemiyorsanız)adeta deli gibi hissedersiniz. en önemli zorluk da budur aslında. deliler deli olduklarını bilmedikleri için düzeltilmesi gereken bişey olduğuna inanmazlar ve yaşamaya devam ederler. (asla imtihanlarını hafife almıyorum. akıl en büyük nimet, ve deli olma durumu eminim ki kendileri ve yakınları için en zor durumlardan biri rabbim yardım etsin, sadece durumu kıyasla ifade ediyorum )okb hastaları ise başkalarının delice kabul edebilceği düşüncelerin saçma ve delice olduğunu kabul ederler. hatta bir başka okb hastasının takıntı ve kompultasyonlarını gereksiz saçma olarak yorumlayabilir.
obsesyonlar kişilerde genetik, çevresel, çocukluğa dayalı öğretiler vb. sebeplerle ortaya çıkabilir. takıntıyı siz belirleyemezsiniz ya da hep aynı yönden gelmez. bu nedenle birini çözdüm bitti diyemezsiniz. ya da ataklar belli bir süre kesildikten sonra tekrar başlamayacağı özellikle bazı hastalar da asla garanti edilemez.
kompulsif (zorlayıcı) davranışlarsa kaçınılmaz bir şekilde takıntıları rahatlatmaya yönelik bir arayış sonucunda spontane gelişebilir. hedefler koyma, sayı belirleme, kendini sürekli onaylatma vb.
ilaç tedavisi ve bilişsel tedavi tamamen bitirebiliyormuş. ancak benim gibi doğası gereği detaycı bir insan, inançlı olduğuna inanan bir müslüman ve okb li iseniz kaçınılmaz şekilde hayat boyu bununla yaşamak zorundasınız. her gün yeni bir mücadele anlamına geliyor bu durumda!
bazen takıntı ve kompulsfi davranışları aşabiliyorsunuz. bazen saplanıp kalıyorsunuz. bir şey duyuyorsunuz. (hangi konu da hassassa zihniniz) ve artık o konuyu irdelemeye başlıyorsunuz. esasen kompulsif davranışlara bi süre sonunda ket vurulabiliyor ancak gerçekten yorucu olabiliyor. esas zorlayıcı kısım obsesyonlar benim için.
bazen içinden öyle çıkılmaz hale geliyor ki. hele çevrenizdekileri artık bıktırmışsanız. herkesin size yarı deli gözüyle bakması da canınızı yakabiliyor bittabii.
mesele buraya kadar karamsar. ancak bu meselede keşfettiğim bir şey var en azından benim için. şu an umursadığınız ve gözünüzde büyüyen bir mesele bir kaç ay içerisinde boş verip unutursanız ve dikkatinizi başka yöne çekebilirseniz daha ilerde takıntı havuzunuzdan çıkıyor. yerini eğer gerçekten ilginizi çekecek bir uğraşla doldurmazsanız takıntılar başka meselelerde karşınıza çıkabilir. yani hızlı çalışan zihninizi gerçekten meşgul etmeniz lazım. ilaveten fiziksel uğraşlar gözle görülür seviye de takıntılarınızı azaltıyor.
bir de meselenin dini boyutu var. kabul etmek isteyen ve buraya kadar dayanabilen arkadaşlar vesvese konusunu da iyice bir incelemeli kanaatimce. ancak fıkıhta bu konuyla alakalı gerekli literatüre tam anlamıyla ulaşamıyorum çoğu zaman. ya da kendi takıntılarım beni ileri seviye de zorluyo. ben meselenin hormonal ve diğer sebeplerle birlikte kesinlikle bir başka varlığın ki adına şeytan diyoruz vesvese yoluyla etki ettiğine ve duanın bu konu da etkili olduğuna inanıyorum. bilhassa muvazetteyn surelerini okumanızı, muminun 97-98 ayetleri dua şeklinde okumanızı,ayetel kursiyi okumanızı tavsiye ederim. ısrarcı olmanız gerekiyor. ibadetleri ısrarla takip ederseniz, bilhassa namazı bir süre sonra rahatlayacaksınız.
en büyük yanlışım her gördüğüm dini vesveseli meseleyi araştırma cesaretim. buna dur diyebilirseniz, yani gelen vesveseye cevap vermeden yokmuş gibi (bakın zıddını kendinize telkin edin demiyorum ) davranırsanız, yani orda dursun vesvese, gelsin, aksın işinize bakın reddetmeyin kabul etmeyin, düşünmeyin devam edin hayatınıza. aşan insanların bu şekilde aştığını biliyorum. yok ben illa vesveselerimi araştırcam derseniz burnunuz benim gibi tezekten çıkmaz.
konuyla alakalı buraya kadar ulaşmış, dini konularda salahhiyetli arkadaşlardan dm de mesaj da beklerim vesveseler konusunda yardımcı olabilirlerse bana ne ala.
ne kadar çok yazmışım arkadaş dolmuşum resmen. rahatladım biraz sözlük.
tabii burada kimsenin kimseyi yargılama hakkı yok. isteyen okb der isteyen vesvese isteyen de semiramis der. ancak kendi tecrübelerime dayanarak bu hastalığın inanç ve hormonlarla yakından bir ilişkisi var. özellikle bu hastalığın kendisinde de olduğunu düşünen arkadaşlara tavsiyem buna siz kendiniz böyle saçma sapan forumlardan okuyarak asla karar vermeyin asla çıkarım yapmayın. bir psikiyatr görmeden düşünmeyin bile.
bu hastalığa müptezel arkadaşlara gelince buyrun beraber yiyelim bu tezeği. zaten profosyonel yardım alan arkadaşların çok iyi bildiği üzere iki aşamalı bir tedavisi var. ilaç tedavisi ilk aşama. kesinliği kanıtlanmamakla birlikte serotonin hormonunda ki düzensizliklerin okb yi tetiklediği veyahutta okb hastalarında bu düzensizliklere rastlandığı düşünülüyor. geri alım inhibitörleri grubunun kullanıldığı sık rastlanan bi durummuş en azından bana öyle anlatıldı.
ikinci aşama ise bilişsel terapidir ki bu terapi ilaçtan daha etkili denebilir. bir nevi kişinin saplantıları takıntıları ve davranışlarıyla yüzleşmesi durumudur. ilaveten alışkanlıkların yeniden düzenlenmesini de içerebiliyor. tam da daha önce ki arkadaşlarımın anlattığı zorluk yine bu aşamadadır. bazen o kadar bunalırsınız ki (hele ki kısıtlı imkanlar nedeniyle psikoloğa gidemiyorsanız)adeta deli gibi hissedersiniz. en önemli zorluk da budur aslında. deliler deli olduklarını bilmedikleri için düzeltilmesi gereken bişey olduğuna inanmazlar ve yaşamaya devam ederler. (asla imtihanlarını hafife almıyorum. akıl en büyük nimet, ve deli olma durumu eminim ki kendileri ve yakınları için en zor durumlardan biri rabbim yardım etsin, sadece durumu kıyasla ifade ediyorum )okb hastaları ise başkalarının delice kabul edebilceği düşüncelerin saçma ve delice olduğunu kabul ederler. hatta bir başka okb hastasının takıntı ve kompultasyonlarını gereksiz saçma olarak yorumlayabilir.
obsesyonlar kişilerde genetik, çevresel, çocukluğa dayalı öğretiler vb. sebeplerle ortaya çıkabilir. takıntıyı siz belirleyemezsiniz ya da hep aynı yönden gelmez. bu nedenle birini çözdüm bitti diyemezsiniz. ya da ataklar belli bir süre kesildikten sonra tekrar başlamayacağı özellikle bazı hastalar da asla garanti edilemez.
kompulsif (zorlayıcı) davranışlarsa kaçınılmaz bir şekilde takıntıları rahatlatmaya yönelik bir arayış sonucunda spontane gelişebilir. hedefler koyma, sayı belirleme, kendini sürekli onaylatma vb.
ilaç tedavisi ve bilişsel tedavi tamamen bitirebiliyormuş. ancak benim gibi doğası gereği detaycı bir insan, inançlı olduğuna inanan bir müslüman ve okb li iseniz kaçınılmaz şekilde hayat boyu bununla yaşamak zorundasınız. her gün yeni bir mücadele anlamına geliyor bu durumda!
bazen takıntı ve kompulsfi davranışları aşabiliyorsunuz. bazen saplanıp kalıyorsunuz. bir şey duyuyorsunuz. (hangi konu da hassassa zihniniz) ve artık o konuyu irdelemeye başlıyorsunuz. esasen kompulsif davranışlara bi süre sonunda ket vurulabiliyor ancak gerçekten yorucu olabiliyor. esas zorlayıcı kısım obsesyonlar benim için.
bazen içinden öyle çıkılmaz hale geliyor ki. hele çevrenizdekileri artık bıktırmışsanız. herkesin size yarı deli gözüyle bakması da canınızı yakabiliyor bittabii.
mesele buraya kadar karamsar. ancak bu meselede keşfettiğim bir şey var en azından benim için. şu an umursadığınız ve gözünüzde büyüyen bir mesele bir kaç ay içerisinde boş verip unutursanız ve dikkatinizi başka yöne çekebilirseniz daha ilerde takıntı havuzunuzdan çıkıyor. yerini eğer gerçekten ilginizi çekecek bir uğraşla doldurmazsanız takıntılar başka meselelerde karşınıza çıkabilir. yani hızlı çalışan zihninizi gerçekten meşgul etmeniz lazım. ilaveten fiziksel uğraşlar gözle görülür seviye de takıntılarınızı azaltıyor.
bir de meselenin dini boyutu var. kabul etmek isteyen ve buraya kadar dayanabilen arkadaşlar vesvese konusunu da iyice bir incelemeli kanaatimce. ancak fıkıhta bu konuyla alakalı gerekli literatüre tam anlamıyla ulaşamıyorum çoğu zaman. ya da kendi takıntılarım beni ileri seviye de zorluyo. ben meselenin hormonal ve diğer sebeplerle birlikte kesinlikle bir başka varlığın ki adına şeytan diyoruz vesvese yoluyla etki ettiğine ve duanın bu konu da etkili olduğuna inanıyorum. bilhassa muvazetteyn surelerini okumanızı, muminun 97-98 ayetleri dua şeklinde okumanızı,ayetel kursiyi okumanızı tavsiye ederim. ısrarcı olmanız gerekiyor. ibadetleri ısrarla takip ederseniz, bilhassa namazı bir süre sonra rahatlayacaksınız.
en büyük yanlışım her gördüğüm dini vesveseli meseleyi araştırma cesaretim. buna dur diyebilirseniz, yani gelen vesveseye cevap vermeden yokmuş gibi (bakın zıddını kendinize telkin edin demiyorum ) davranırsanız, yani orda dursun vesvese, gelsin, aksın işinize bakın reddetmeyin kabul etmeyin, düşünmeyin devam edin hayatınıza. aşan insanların bu şekilde aştığını biliyorum. yok ben illa vesveselerimi araştırcam derseniz burnunuz benim gibi tezekten çıkmaz.
konuyla alakalı buraya kadar ulaşmış, dini konularda salahhiyetli arkadaşlardan dm de mesaj da beklerim vesveseler konusunda yardımcı olabilirlerse bana ne ala.
ne kadar çok yazmışım arkadaş dolmuşum resmen. rahatladım biraz sözlük.
herkes eş aramaya gelmiş başlığa. bana da lazım diş hekimi varsa aranızda fıkhi bi mesele danışmak için şöyle müslüman olanından.
inme geri mümkünse.
tamam bak susmayı da öğrenmem lazım. maalesef büyüklerim konuşmayı öğretmek konusunda başarılı oldukları kadar bu konuda başarısızlar. ayı ayıdır dayı da dayıdır gibi bir görüşün olmasına saygı duyuyorum ama bilmiyor musun insanlar bunun için sadece bir gençlik heyecanı diyecek ve geçecek. her doğru her yerde söylenmez demişler, söz gümüşse sükut altındır demişler, boşuna mı konuşmuş bunca adam. gel sanal çöplükte zırvala sonrada siktir git. hatta bunu behzat amirimin söylediğini düşün. fikirlerini o koca kafanın içinde tut. diline de kelepçe vur.