entry'ler (9)

medya

dizilerde, filmlerde planlı olarak genel olarak erkekleri mal, aptal, şapşal bir iş beceremez, konuşamaz, şehvet düşkünü, sözüne itibar edilmez, gülünesi ve acınası... ayrıca iyi olanları da kadınsı -ve metro seksüel- olarak gösteriyorlar. erkek gibi erkek olanları da vahşet tutkunu, mafya aktörleri, çeteciler olarak.... erkek kişiliğini silmeye, soldurmaya adanmışlar. erkeğin bilgeliğinden, koruyuculuğundan, fedakarlığından, güvenilirliğinden, zekasından, affediciliğinden bir çınar oluşundan söz eden yok... medyanın gerçek patronları sosyal yapıyı böyle değiştiriyorlar, dönüşümü bu şekilde yapıyorlar işte.

peygamber soyundan gelmek

iman kan bağı ile geçiyor olsaydı, herkes adem aleyhisselam ile aynı inançta olurdu. ne var ki bir oğlu katil, diğeri maktul.. torunlarının ise işlemediği günah kalmadı. hayvanlarla karı koca ilişkisi yaşamaktan, vahşice cinayetlere kadar iblisin bile bilmediği günahlar işliyorlar.

ölüm denince akla ilk gelenler

emaneti teslim edip hesap verme aşamasının ilk durağı.

türkülerde geçen mükemmel sözler

13-15 yaş kızlara düşkünlük içeren bazı türküler:
(içerik :Borgen Onedio Üyesi tarafından üretilmiştir. text alıntıdır.)

Dedim Dedi
Sabahtan uğradım ben bir fidana / Dedim mahmur musun, dedi ki yok yok / Ak elleri boğum boğum kınalı / Dedim bayram mıdır, dedi ki yok yok
Dedim inci nedir, dedi dişimdir / Dedim kalem nedir, dedi kaşımdır / Dedim on beş nedir, dedi yaşımdır / Dedim daha var mı, dedi ki yok yok

Yemeni Bağlamış Telli Başına
Yemeni bağlamış telli başına / Zülüfleri düşmüş hilâl kaşına / Henüz girmiş on üç on dört yaşına / Edâlı, işveli köylü güzeli

Nazife Hanım
Çıktım Şarkköy'ün yoluna / Sıra sıra zeytinler / On beş yaşında da Nazife de Hanım'a / Doyum olur mu?

Kar mı Yağmış Şu Harput’un Başına
Kar mı yağmış şu Harput’un başına / Kurban olam toprağına taşına / Henüz girmiş on üç on dört yaşına / Küçük yaşta bir yar sevdim Ermeni / Ermeni’ye nasıl gönül vermeli.

De Get Bayburt
De get Bayburt / De get Bayburt / De get sende nem kaldı/ Hasan kalasın da aman, konduram kaldı / O kondura gözel eder adamı / Ergen kızlar alsın benim gadamı

Evlerinin Önü Yoldur Yolaktır
Evlerinin Önü Bulgur Sokusu / Yel Estikçe Gelir Yarin Kokusu Yarim Küçüktür Cilve Kutusu / Ben Yarime Neler Neler Alayım

Yaş Altmış Beş
Aman bir güzel ki on yaşına girince gonca / Güldür henüz açılır / On birinde gonca diye koklarlar / On ikide elma deyip saklarlar / On üçüncü cevri cefa çekerler / On dördünde badem şekere benzer ey ey aman

Mavi Kırep Başında
Mavi Kırep Başında / Kalem Oynar Kaşında / Benim Bir Sevdiğim Var / On üç On dört Yaşında / Haydi Güzelim Hopla Da Gel Yanıma / Sarı Liraları Takayım Gerdanına

Eminem'in On Beşe Vardı Yaşı
Eminem'in (aman) on beşe vardı yaşı / Cihanda yok (aman) Eminem'in bir eşi / Yaktı beni o yosmanın ateşi / Eminem, Eminem duvağını tak da gel

Al Alma Allanıptı
Al alma allanıptı / Dalında sallanıptı / On beş yaşında bir kız / Kaftara aldanıptı Al ver sarı kız / Bahçaların barı kız / Goyma beni yalınız / Gel gidek sarı kız

Oturmuş Testi Elinde Çeşme Taşına
Oturmuş testi elinde çeşme taşına / Oyalı yemeni sarmış Ayşem başına / Fidan boylu Ayşem basmış on beş yaşına / Kıvrak Ayşe kız, oynak Ayşe kız, şakrak Ayşe kız

Sarhoş Baki
Sazımız var sözümüz var / Bu sabide gözümüz var / Sazımız var sözümüz var / Burcu kuşta gözümüz var

Turnam
Aşına da Karacaoğlan aşına / Yeni değmiş on üç on dört yaşına / Uzak durma Akpınar'ın başına / Turnam yare selam saldım gel deyi

Ardahan'ın Yollarında
Ardahan'ın Yollarında / Güller Açıp Bağlarında / Öyle Bir Yar Sevmişem Ki / On Üç On Dört Çağlarında

Bir Kız Bana Emmi Dedi
Değirmenden gelirim beygirim yüklü / Şu kızı görenin del olur aklı / On beş yaşında kırk beş belikli / Bir kız bana emmi dedi neyleyim

evlenmek istemek ama korkmak

erkek için çok yerinde bir korku. çünkü ek bir sorumluluk bu. ne kadar keyif verse bile sorumluluk her zaman sorumluluktur. müdür olmak gibi, makam tatlı ve hoş görünür fakat o sorumluluk omuza bir yüklenince insan sağlığından ve benliğinden olur. o sorumluluğu gerçekten huzurla taşıyabileceği bir evlilik kuramazsa korktuğu başına gelir artık. kendine güvenen kadın açısından bu korku yersiz sayılır. çünkü kadın günümüzde sadece kendi sorumluluğunu taşıyor. kendine güveni varsa en kötü olasılık bir macera yaşamış olur. kendine güveni yoksa sorumluluğu taşımada eşine gerçekten yardımcı olmalıdır. yoksa onun için sonu tam bir psikolojik ve sosyolojik yıkım olabilir. herkes için huzurlu olmasını dileyelim. toplum ancak sağlam aile yapısıyla güçlenir. dağılmışlık bizi yıkan gerçek sorundur.

baş düşmanımız rusya ve iran dır

baş düşmanımız ayna gördüğümüzdür. insana kendinden daha fazla zarar verebilen biri var mı! ülke olarak gerek yakın komşularımız gerek uzak devletler ne dost ne düşman değillerdir. bir ormana girdiğimizde zararlılar var diye o orman düşman olmaz veya yararlılar var diye de tümden dost olmaz. prensip bellidir: zarar verme, zarar görme, faydalı getireni kovala. çoğu insan işyerindeki olumsuluklardan yakınır ve belki de idareciye- patrona düşman gözüyle bakar fakat başka çıkarı yoktur dostluk yürütmeye devam eder. ve bunu değiştirececeği günün umuduyla yaşar. ülkelerin de ajandası böyle olmalıdır. senden olana bile yaslanamazken, bir yabancıya da tümden dostum diye asla yaslanamazsın. bunu yapacağına hepsini dostum diye kucakla, işin düştükçe ara onarı olsun bitsin. çünkü onların da sana yapacakları bu zaten. işin özü: sen gerçekten ne istediğini bil yeter.

erkeklere ikinci eş tavsiye eden doktor

söylediğinin doğruluğunu tartışmayacağım fakat uzmanlığı ile ilgili konuşsa daha doğruydu. belki de bir projedir. diyanette müftü olsa neyse. bunun dışında kamu personeli dışında herkes düşüncesini özgürce dile getirebilmeli. tepkilerin de aşırı ve yersiz olduğunu kanaatindeyim. insanlar kendilerini özgürce dile getirebilmeliler. muhalif-bizden kıstasına takılmadan daha anlayışla karşılamalıyız. önyargı, gereksiz reaksiyon, hınçla hareket etmek gerçekten bizi geriye götürüyor. lehte - aleyhte bireysel görüş beyan edenlere daha açık olmalıyız. fakat kitle temsilcileri biraz daha dikkatli konuşmalılar. yoksa bilerek veya bilmeyerek diğerleri için malzeme oluyorlar.

suriye nin perişan olma sebebi

Suriyeye hükmedenler bir cemaat üyesi ve kendi açılarından her şey yolunda. iç savaş sürecinde ülkede ellerine geçirmedikleri ne menkul ne gayri menkul kalmadı. arayıp bulamadıkları fırsattı. zaten bu savaşı bilerek derinleştirdiler. hafızın kardeşi eski general amca esat boşuna muhalif olmadı. istedikleri her yere el koyup kolayca sahiplenebiliyorlar. zaten evini terkedip göç eden herkesi ayrılıkçı, bölücü ilan ettiler, ülkeden çıkanları bir daha almayacaklarını vatandaşlıktan çıkaracaklarını da duyurdular. kendilerine kendilerinden olan bir ülke inşa ediyorlar. kaldı ki bu sürecin mimarisi 95 li yıllarda kurulmaya başlanmıştı. dera- damascus-halep iranlı istilasındaydı. koloni köyleri çok hızla arttı. iran, vatandaşlarına teşvik veriyordu suriyeye gidip yerleşmeleri için. suriyeye gidenlerden yurtdışı çıkış harcı bile almıyordu. kısaca bu işin 15 yıllık bir alt yapısı vardı. hem onlar hem de ideoloji babası rusya tümüyle hazır olduklarında düğmeye bastılar. iran-rusya ilişkilerinin tarihi de o günlere uzanıyor. halkların cehaleti konusunda yorumlar gördüm fakat ne yazık o cehalet sadece onlara ait değil... insanlar sadece iş ve aş ister.. ideoloji veya prensip hedeflerle ortaya çıkanlar her zaman az bir kesim olur. bunlar da güç sahiplerinin ilgisini çeker. -esasa- itaat ederlerse yönetimde yer bulabilirler, -esas-a karşı çıkarlarsa da illegal olurlar. bu iş her yerde böyledir.

nato

Dostlar - Düşmanlar'ın değiştiği şu süreçte artık ayak bağı olmaya başladı. Güney Kore'nin yanında yer alarak başlamıştık, Kuzey Koreyle stratejik ortaklıklar yaparak bitirsek yeridir. Doğrusu Temsil düzeyimizi düşürmenin zamanıdır. Böylece nato grubunun stratejik mühimmat vb. konularda önümüze ikide bir attığı ambargo ve/veya tehditlerinden kurtulmak için farklı alternatiflerimiz olur. Bir gruba giremiyor, girsek te kısıtlanıyorsak Grubu biz oluşturmalıyız. O Alfa ruhu var bizde.