bugün

entry'ler (12)

kitap okumanın gereksiz bir şey olması

Buraya üye olmadan önce nasıl bir ortamı olduğunu bilmiyordum.
Normalde böyle düşünen bir insanın sözlükte işi olmaması gerekir diye düşünürdüm ama zaten burada ki ortamı, açılan başlıkları, yazılan yazıları ve özellikle de bu başlığı görünce benim burada ne işim var diye düşünmeye başladım. Böyle olacağını bilmiyordum ben ya.

yazarların kişisel çöküşünün başladığı yıl

28.09.2015 o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.

gecenin şiiri

Ağlasam sesimi duyar mısınız, 
Mısralarımda; 
Dokunabilir misiniz, 
Göz yaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, 
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum; 
Her şeyi söylemek mümkün; 
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; 
Anlatamıyorum.

Orhan Veli Kanık

geçmişi özlemek

Geçmişi hatırlamak neyse de, oradan kurtulamamak benimkisi. Bir daha geri dönemeyeceğimiz bir zamanı, belki bir daha karşıma çıkmayacak insanları ve bir daha asla hissedemeyeceğim hisleri özlüyorum. Hemde çok özlüyorum. Ve bu çok çaresiz hissettiriyor.
Geçti çünkü, değişti her şey. Ben bile aynı değilim ki. Sanırım zaten bende en çok eski kendimi özlüyorum. Ben eskiden güzeldim. Zaten o yüzden eskiler bu kadar güzeldi. Çocukluğumdaki masumiyetimi, kıpır kıpır atan kalbimi, karnımda uçuşan kelebekleri, içten gülmelerimi, kurduğum hayalleri ve gerçekleşeceklerine olan inancımı... Hepsini özlüyorum işte. Hep özlüyorum ve özlediğimle de kalıyorum.

gecenin şarkısı

Boş gemiler geçiyor gönlümün kıyısından
Ruhum yorgun ve bezmiş düşman sayısından
Ne anlamam lazım bu bakışından
Belli miydi zaten kaçışından

https://youtu.be/I9ANXU7nHT4

sözlük yazarlarının psikolojileri

Dört bir yandan kuşatılmış şehir gibiyim
Hiç tadım yok yine zehir gibiyim
Öyle doluyum ki nehir gibiyim
Çok zor durumdayım iyi değilim...

sokağa çıkma yasağı isteyen bir halk

Böyle bir durumdayken kendimize ve çevremizdekilere zarar vermemek için zorunda kalmadıkça dışarı çıkmamayı kendimiz akıl edebiliriz. Birilerinin illa bizi yönlendirmesi, yasaklar koyması gerekmiyor. insanların gerekli önlemleri alıp ihtiyaçlarını karşılamak için dışarı çıkmasında bir sakınca olduğunu sanmıyorum. Aksi halde temel ihityaçlarımızı karşılamadan nasıl sürdüreceğiz yaşantımızı? Eve yemek depolama fikri de hiç sağlıklı değil, marketlere yapılacak olan izdiham durumu daha kötüye götürebilir. Umarım bir an önce bu virüs belasından kurtuluruz. Allah yardımcımız olsun.

öğretmen dizisi

ilkercim Kaleli oyunculuğunu konuşturmuş yine. Fragmanda yere çöküp "yalvarıyorum size değişin." dediği sahnede çok etkilendim. Bazen benim de yolun ortasına çöküp "yalvarıyorum size değişin." diye bağırasım geliyor... Yarın yayın hayatına başlıyormuş, bakalım nasıl olacak.

Edit: ilk bölümünü izledim, efsane bir dizi.
Öğretmenin çocuklara kötü örnek olduğu gerekçesiyle diziyi hatalı bulmuş bir çok insan. Ama bence asıl kötü olanlar iftiraya uğrayan arkadaşını dışlayan, onun ölümüne sebep olan ve kız öldükten sonra kendilerini biraz bile suçlu hissetmeyen insanlar.

hayallerden vazgecmek

Vagzeçmek değilde, gerçekleşmeyeceğini kabullenmektir aslında. insanlar büyüdükçe hayalleri küçülürmüş. Gün geçtikçe hayallerimize ulaşacağımızı sanarken, gün geçtikçe onlardan uzaklaştığımızı fark ederiz aniden. Çünkü büyüdükçe görürüz dünyanın ne kadar çirkin bir yer olduğunu. Büyüdükçe görürüz aslında her zaman iyilerin kazanmadığını. Büyüdükçe görürüz dünyaya zalimliğin hakim olduğunu. Böylesine çıldırmış bir dünyada bizim masum hayallerimize yer yoktur. Bu durumla yüzleşincede kabullenmekten başka çaremiz kalmaz. Yine de yitik bir umut taşımaya devam ederiz içimizde. Zaten insanı ayakta tutan bu küçük umutlar değil midir?

sezen aksu nun da dediği gibi

Hani herkes arkadaş
Hani oyunlar sürerken
Hani çerçeveler boş
Hani körkütük sarhoş gençliğimizden
Hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken
Eskidendi, eskidendi, çok eskiden...

kitaplara sığınmak

Belli bir süreliğine de olsa başka bir hayatın içinde olma fırsatıdır. Okuduğum kitabın karakterlerinden biri olurum, böylece gitmediğim yerlere giderim, yeni insanlarla tanışır, onlarla vakit geçiririm. Başka biri gibi hisseder, onun gözünden bakarım dünyaya.

yalnızlık

Eğer istediğinde yalnız kalabiliyorsan çok güzeldir.
Ben severim yalnızlığı, kendimle baş başa kalmayı, sahilde oturup müzik dinlemeyi, gece geç saatlere kadar oturup kendimle dertleşmeyi. Sonra şarkı söylemeyi, dans etmeyi, sesli sesli kitap okumayı. Güzel şeyler bence bunlar. insan kendisiyle vakit geçirmeyi sevmeli bence.
Ama eğer kendi tercihinin dışındaysa ve sürekliyse, yani Dertleşeceğin, teselli bulacağın, yardım isteyebileceğin biri yoksa çok acı vericidir. Çok kırıcıdır. Ve çok yorucudur.