bugün

entry'ler (57)

trt 2 ayrıntı programı

Ömer laçineri davet ederek bu hafta kare asını tamamlamış programdır.kerem ünüvar, ahmet insel,tanıl bora,bütün birikim ekolünü çıkartılar.bir halı saha maçı da yapsalar tam olacak. entellektüel düzeyinden hiçbir şey kaybetmiyor bu arada. yıldırım türkeri de çıkartsalar hiç şaşırmam:)

trt 2 ayrıntı programı

Türkiyenin en cesur programıdır. Programda en ilginç konular korkusuzca ele alınıyor. Dün akşam alevilerin kemalizmle imtihanı adlı bir progam yaptılar cafer solgun'la, adam inanılmaz şeyler söyledi. Alevilerin neden kemalist olamayacağından tutunda,cem evlerinde atatürk portrelerinin kaldırılması gerektiğine kadar. Hele alevi ve atatürk,kemalizm,chp ilişkisini stockholm sendromu'na benzetmesi oldukça ilginçti.

Programın sunucusu da oldukça entellektüel birisi. her hafta farklı ve zor konuları nasıl kavrayabiliyor anlaşılır gibi değil. Sanırım oldukça okuyan bir tip.Bir de her konuştuğunda bir yerlere referans vermesi yok mu.işte o beni çıldırtıyor) nasıl hatırlıyorsun be adam o kadar ismi. bize de öğretsene yahu. Bir de program da bazen kitap ismi de zikretse fena olmaz hani. Bir keresinde chp ile ilgili bir program yapmışlardı bir genç çocuk çıkmıştı ismini hatırlamıyorum ama oldukça kaliteli tespitleri vardı. Trt böyle bir programa nasıl izin veriyor onu da merak etmiyor değilim hani..

medyasaha

Gelecek vaat eden bir spor sitesidir.Tek sorunu yeterli yazarının olmayışı değil,birde iyi bir yazı redaktörüne de ihtiyacı vardır.Yazar duyurusundan sonra birde yazıları düzeltecek bir redaktör aranıyor.duyurulur:) Bu da oldu ikinci arama:)

engin ardıç liberal değil faşisttir

taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı medyacasusu'na verdiği özel röportajda Engin Ardıç için çok ağır kelimeler kullandı!

http://www.medyacasusu.co...lifiye-bir-fasisttir.html

Köşende medyaya dair, medya içinde olup bitene dair pek bir şey yazmıyorsun, oysa bir yandan Taraf, bir yandan Reha Muhtar'ın danışmanlığı dolayısıyla medya ilişkilerinin epey içindesin...

Evet, ben herhangi bir köşe yazarını merkeze alan hiçbir yazı yazmadım bugüne kadar... Medyanın kendi içindeki ilişkileri, kimin kimle bilmem ne yaptığını merkeze alarak kurduğu sanal dünyadan ve bu tip fikri-felsefi içeriği olmayan, salt kişisel polemiklerden hiç hoşlanmam...

Yazsaydın kimin hakında yazardın peki?

Valla ben, bir insanın önce kendine yakın kesimi eleştirmesi gerektiğini savunurum hep... Kendine liberal diyen ama liberalizmin ahlakına ve değerlerine tabandan düşman bir köşe yazarı var mesela, o kişi hakkında yazardım...

Kim o isim?

Engin Ardıç... Öteden beri, kendine "liberal" diyenlerin de içinde olduğu, kimi kişilerde bir Ardıç sevgisi var olduğunu görürdüm... Ardıç'ın solcu olarak bilinen kimi kesimlere ve merkez medyanın birçok tanınmış simasına "geçirmesi"nden, "giydirmesi"nden libidinal bir haz duyan tipleri bilirdim. Fakat bu tarz kişisel komplekslerini Ardıç üzerinden tatmin eden tipleri pek önemsemezdim...

Fakat son dönemde Ardıç'ın Sabah'taki yazılarıyla birlikte, Ardıç'a bir "özgürlükçü-demokrat" yazar olarak referans verenlerin, Ardıç'ın yazdıklarını ahlaki bir kıstas olarak alanların, Ardıç'ı ulusalcı-faşizme cephe alan, Kemalist tabuları yıkan bir adam olarak görenlerin sayısı iyice artmaya başladı... Engin Ardıç gibi bir adamın bu tür sıfatlarla anılması beni çok rahatsız ediyor... Aklı ve vicdanı olan her insan bu duruma itiraz etmek zorundadır... Bu ülkenin insanları, özellikle de bu ülkenin sahici özgürlükçü-demokratları bu derece unutkan, bu derece kör olamaz...

Engin Ardıç ne demiş ki, unutkan olsunlar, üstelik sana da "genç Engin Ardıç" diyenler var, Ardıç'ın liberal çizgisinde neyi eksik görüyorsun?

Engin Ardıç'ın faşizmi eleştirebilmesi için önce kendi faşizmiyle hesaplaşması gerekir... Ardıç, bu ülkenin medyasında yazılagelmiş en faşist yazılardan bazılarını yazabilmiş bir adamdır. Korkunç bir dille nefret suçu kapsamında ifadeleri hiç çekinmeden yazabilmiş bir adamdır. Bu ifadeleri kullandıktan sonra da hiç bir zaman geri adım atmamış, özür dilemeye tenezzül etmemiş, bu yaptıklarından ötürü hiç utanmamış, sıkılmamış, yüzü kızarmamış bir adamdır... Nasıl olur da böyle biri "özgürlükçü-demokrat" gibi bir sıfatla anılabilir?

Var mı somut örneklerin?

Elbette var... Şimdi "ortama uyup" Kürt halkının haklarını ve özgürlüklerini savunmaya kalkan, bu amaçla ant içme törenlerinin kaldırılmasını savunan bu pek "anti-faşist" adam daha iki yıl önce "Törenize tüküreyim" diye baştan aşağı Kürtleri aşağılayan bir yazı yazabilmişti... Öyle ki töre cinayetiyle katledilen Gülistan'ı dahi küçümseyen alçak ifadelerle doluydu Ardıç'ın yazısı... Delik deşik edilerek katledilmiş bir kadın vardı ortada... Oysa bu vicdansız zihniyet, Gülistan'la alay eden cümleler kuruyor, bu alay ettiği kadını katleden caniler üzerinden de tüm bir Kürt halkına nefretini kusuyordu o yazıda... O yazı şu cümlelerle bitiyordu:

"Biz de bu canlılar bizden ayrılmasınlar diye binlerce çocuğumuzu şehit verdik..."

Günümüzün ulusalcılığa ve Ergenekonculuğa cephe almış pek "liberal" Ardıç'ı daha üç sene evvel böylesine ırkçı, böylesine faşist yazılar yazabilen bir adamdı... Şimdi sağda solda kendi söylediği tabirle "Başbakan'ın gazetesi"nin kalemşörü olan adam, bundan yedi sene evvel de Türk lumpen neo-faşizminin lideri Cem Uzan'ın tetikçisi olarak hareket ediyordu...

Sabah, Başbakan’ın gazetesi mi?

Engin Ardıç her yerde öyle söylüyormuş, biraz da istihza ile böyle söylüyor tabii... Demin dediğim Engin Ardıç faşizmine başka somut örnekler de var... Bu aralar dindarların özgürlükleri konusunda da bugünlerde hiç taviz vermiyor Engin Ardıç biliyorsun... Oysa başörtüsü sebebiyle önce parlamentodan sonra da ülkeden kovulan Merve Kavakçı'nın o acı günleri yaşadığı zamanlarda Kavakçı'nın parmak arası terliklerine kafayı takmıştı kendisi... O sırada aşağılanmakta ve linç edilmekte olan bir dindar kadın vardı... Ardıç ise öyle zor bir dönemden geçen kadına dair şöyle satırlar kaleme alabiliyordu:
"Merve'nin çıplak ayaklarını görünce, dedim ki içimden, kim bilir kaç aksakallı muhterem gece rüyasında, Merve'nin çıplak ayaklarının hayalini kurup asılmıştır..."

Ardıç'ın cinsiyetçiliği sadece Müslüman kadınlara karşı da değil... Ardıç tipi erkek-egemen zihniyetlerden özgürleşmek için mücadele veren her türlü kadına düşman olan bir zihniyet var karşımızda... Feminist kadınları "Kendi orospuluklarına özgür kadın kılıfı arayan hatunlar" diye niteleyen bir zihniyetten bahsediyoruz... Kate Milett gibi öncü feminist düşünürleri "Bir takım hamburger ve fıstık yağı şişkosu Amerikan sevicileri" diye adlandıran bir ucuzluktan ve düzeysizlikten bahsediyoruz. Ulusalcılar gibi dandik değil kalifiye ve komple bir faşizmin örneği bu adam...

Valla baya sert ve ağır yükleniyorsun! Sana fikren yakın olduğu varsayılan birine böyle hitap etmen beni şaşırttı...

Tam aksine bana fikren yakın gibi gözüktüğü için en sert eleştirileri yönlendiriyorum! Sosyalistler konusundaki eleştirilerimden çok daha fazlasını kendine liberal diyenlere yöneltiyorum. Ahlak bunu gerektirir bence...

Sonra bence ağır da yüklenmiyorum! Kürtlerden, Türklerden, Müslümanlardan, kadınlardan yani insana dair olan her şeyden tiksinen kendi patolojisinde boğulmakta olan sefil bir zihniyet var karşımızda "Engin Ardıç böyle bir adam"

Bu Ardıç'a itibar eden, Ardıç’ı takdir eden, "Ardıç ne de harika yazıyor, tabuları kırıyor" diyebilen her türlü "liberal", "demokrat" hatta her türlü insan kendinden utanmalıdır! Bu utançtan uyanınca da Ardıç'tan hesap sormalıdır! Engin Ardıç, yaptıkları yanına kar kalarak, köşesinden "liberalcilik" oynayamaz! Bunu sorgulamamak Türkiye liberalleri adına da utanç vericidir...

medyacasusu.com

fahrettin altun

trt 2 de pazar akşamları yayınlanan ayrıntı programının hem sunucusudur kendisi.son programda göç:normal bir travma konusunu işledi.her programda ilginç konulara değiniyor.sanırım bir keresinde fantezi konusunu işlemişti:)) fantezi dediğime bakmayın komple işledi konuyu.bu hafta bakalım ne işliyecekler.durun biraz tahmin edelim.bir analiz olarak medya,haaa sanırım bir futbol kaldı değinmedikleri,ama ona nasıl değinecekler ki... eminim onunda adını değiştiriler..programda sanki önce isimleri buluyorlar sonra programın içini:)) sevdim bunu iyi taktik.

ayrıntı

trt 2 de çok ilginç konular işleyerek start veren proğram.ilk hafta yeni orta sınıf,ikinci hafta ekşi sözlük ile devam eden bu ilginç program trt formatının oldukça dışında.Sunucusu da ayrıntı kadar kaliteli olsa değmeyin keyfimize.

yalcin ari

Haberx köşe yazarıdır.politik,iletişim tarzında yazılar yazar.yeni nesil yazarlardandır.aynı zamanda secim dönemlerinde partilerin siyasal iletişim çalışmaları kapsamında seçim analizleri yapmıştır.

naber sinan aygün atatürk nasıl

Atatürk'ü kendine kalkan olarak kullanan binlerce kişiden biri.kahraman olmayı beklerken birden kendini içerde bulmuştur.bu ve benzerleri ortaçağdan kalma düşünceleri ile son dönemlerini yaşıyorlar.ama ben onu seviyorum demek bana kimse dokunmasın demek.atatürk sevgisinin ne hale geldiğini gösteren en son örnek.

tum hayallerimi evin bodrumuna doldurdum

güzel ruhlar için acı güzel vucutlar için haz gereklidir sözünü hatırlatan bir başlıktır.acısız bir yaşam yaşanmış sayılmaz.ne mutlu onlara ki hayatlarını büyük bir kısmı çile ile geçmştir.daimi bir çile arzusu dilerim.

5n 1k 1t

zaman gazetesi tarafından her yıl geleneksel hale getirilen gazete tasarımı günleri proramına verilen isimdir.türkiyenin ve dünyanın en önemli tasarımcıları bir hafta süreyle gazetede genç tasarımcılara eğitim verir.eğitim çok disiplinli olmakla birlikte oldukça da verimlidir.oradan çıktıktan sonra bir gazeteye genel yayın yönetmeni olacak kadar bilgi sahibi oluyorsunuz.http://www.5n1k1t.org adıyla da web adresi vardır.

reha erdogan

türkiyenin ender tasarımcılarından biridir.dizayn konusunda eli değmemiş hiç bir nesne kalmamıştır.bilgi birikimini öğrencilerle paylaşan fedakar bir insandır.Sanhe performansı da oldukça iyidir.doğan holdingin bugun çıkardığı bir çok gazeteninin de tasarımcısıdır.zaman gazetesinin 5n1k1t günlerinde seminer vermiştir.

mecbur olmak

insanı harekete geçiren en temel öğe bir şeyi sevmekse, bir şeye karşı kendini mecbur hissetmek, sevmenin de ötesindedir. Sevmek harekete geçmek için yetmeyebilir. Ama mecbur olmak, harekete geçirmek için kaçınılmaz bir yoldur. Çünkü hayattaki en güçlü şey kendini bir şeye karşı mecbur hissetmektir...

laik olmak

anlamını savunanların bile bilmediği,herşeyde olduğu gibi dışarıdan ithal edilen kavram.savunucuların büyük bir kısmının ülkeyi geriye götürdüğü topluluk.nesli tükenmek üzere olan ve bunun için amansızca mücadele eden zavallılar gurubu.

orduevi

belli bir düşünceye sahip insanların girebildiği mekanlar.dünyadan uzak insanların yaşadığı yerler. eğlencenin değişmez mekanları.

kurtlar vadisi tenor

insanları,yıllar öncesine götürmeye çalışan,çok basit,avam tabakasından insanların izleyebileceği bir senfoni orkestrası.

ask vakfi

aşık olupta karşılık bulamamış erkeklerin kurmayı hayal ettikleri vakıftır. sadece erkeklerin üye olabileceği ve sadece aşkın konuşulacağı bir konsepti olacaktır. aşk konusunda konuşacak şeyi olan herkes bu vakıfta konuşmacı olabilir, tabiki tek şartla aşık olmak koşulu ile. aşklarının karşılığını bulan ya da üye iken evlenenler üyelikten çıkarılır. birde vakfın birinci kuralı: bayanlar asla üye olamazlar.

hürriyet gazetesi manşetleri

yıllık ortalama yüz civarinda din, irtica, tarikat vb konularda, bir çoğu yalan olan manşetlerdir. bu manşetlerin çoğu para karşılığında satın alındığı idda edilen manşetlerdir. son cüppeli bombası haberi de 10000 ytl karşılığında satın alındığı idda edilmektedir. bu tür haberleri satın alarak , para karşılığında böyle bir sektörün oluşması öncülüğünü başlattıkları idda ediliyor. önüne gelen bir kamera alıp hürriyet'e manşetlik haber çıkarırmıyım diye ortalıkta dolaşıyor. son yalan haberde uğur dündarın testis olayıdır.

kadınlar için kullanılan terimler

hayatın ta kendisi.

en güzel hediye

insanların kendisinden bir şeyler bulabileceği hediyedir. kişiselleştirilmiş, sadece onun için yapılmış, dünyada başka bir örneği olmayan hediyedir. en güzel hediyeyi oluşturmanın bir kaç kuralı: bir şeyi amacının dışında kullanmak, kişiselleştirmek, abartmak, küçültmek, büyütmek, bu kuralları uygulamak en güzel hediyeyi elde etmektir.

ulusalcı

türkiyenin gelişimi için elle tutulur hiç bir şey yapmayan, dünyanın gelişimine adapte olamayan küçük bir topluluk. vatan, millet , sakarya sloganları en çok kullandıkları kelimelerdir. ülkenin en kritik dönemlerinde ortaya çıkarlar. çoğu kez ülkeye zarar verdiklerinin de farkında değillerdir. fikir özgürlüğü açısından zenginlik kabul edilebilirler.