bugün
- düşün ki o bunu okuyor17
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz22
- iğrenç bir his tarif et30
- sözlük kızlarının saç rengi18
- anın görüntüsü9
- icardi190510
- galatasaray12
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı17
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat10
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek21
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek41
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- bir türlü ısınmayan ayaklar9
- en yaşlı özelliğiniz14
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks22
- insanlar melek mi şeytan mı10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız15
- hemşire kızlar nasıl oluyor27
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi10
- içip içip entry girmek8
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır10
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
entry'ler (22)
gerçekten sürekli değişiyor oyuna başlayalı çok olmadı bir şeyler öğreniyorum bir yama geliyor her şey alt üst oluyor. eşyalar, şampiyonlar vs. bir tane hero oynamıyoruz ki biz her koridorda iki champı bilmezsen derecelide o koridora düştüğünde küfür yemeyen akraba kalmıyor oturup ders çalışır gibi buna mı çalışalım...
gerçekten açıklanmış arkadaşlar hayırlı olsun.
yürüyen bir bitki hücresine benzeyen canlı. hücre duvarı yoktur. kamçısıyla hareket eder. kloroplastı vardır fotosentez yapar. e kloroplastı olduğu için ökaryottur tabi. bunun dışında ışıksız ortamda bulduğu bakterileri falan da affetmez, fagosite ederek yer. o yüzden hem ototrof hem heterotrof bir canlıdır. boyuna bölünerek üremesiyle meşhurdur. kontraktil kofulu vardır, benim diyen tatlı suda yaşar da hemolize uğramaz. allah affetsin pek de tipsiz bir canlıdır kendileri.
edit: şöyle bakınca pek de bitkiye benzemiyormuş ama sessiz sedasız değiştirmek istemedim.
edit: şöyle bakınca pek de bitkiye benzemiyormuş ama sessiz sedasız değiştirmek istemedim.
şu an uyanık olmamın müsebbibi şey. ben bu kadar iğrenç bir şey görmedim. kulağımdaki ses sayesinde nabzımı sayabiliyorum. sol kulağım tamamen tıkalı nerdeyse sağı kapatınca bir şey duyamıyorum. Sol arka dişlerimin etrafı sızlıyor ve kulağım çok feci ağrıyor... kafayı yemek üzereyim oturdum bu saatte entry giriyorum umarım kulak zarım delinmemiştir...
asıl adını "sensiz saadet" olarak bildiğim şarkı.
güzel söylemiş diye önerilen herkesten dinledim: pamela, özdemir erdoğan, cem adrian hatta hızımı alamayıp şarkıyı polis filminde seslendiren özgü namal'dan bile dinledim.
ancak şarkıyı şu versiyonuyla https://www.youtube.com/watch?v=LsLIBtN0HbY olgun bir yaşar güvenir-ki ilk entry'de yazılanın aksine şarkının sözünü yazan ve bestesini yapan kişidir- sesinden dinlediğimde aldığım hazzı hiçbir versiyonda alamadım.
"seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli" derken sevmek kelimesini uzatışında zaman zaman içimden gelen bir hisle yumruğumu sıktığım oluyor.
tabi yaşar güvenir'in bu şarkıyı ölen eşine yazmış olması da ayrı bir üzüntü yaratıyor dinlerken...
güzel söylemiş diye önerilen herkesten dinledim: pamela, özdemir erdoğan, cem adrian hatta hızımı alamayıp şarkıyı polis filminde seslendiren özgü namal'dan bile dinledim.
ancak şarkıyı şu versiyonuyla https://www.youtube.com/watch?v=LsLIBtN0HbY olgun bir yaşar güvenir-ki ilk entry'de yazılanın aksine şarkının sözünü yazan ve bestesini yapan kişidir- sesinden dinlediğimde aldığım hazzı hiçbir versiyonda alamadım.
"seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli" derken sevmek kelimesini uzatışında zaman zaman içimden gelen bir hisle yumruğumu sıktığım oluyor.
tabi yaşar güvenir'in bu şarkıyı ölen eşine yazmış olması da ayrı bir üzüntü yaratıyor dinlerken...
fikret kızılok - ama babacığım
bir aruz kalıbı.
(--./.--./.--./.--)
çok hoş bir kalıptır. tıktık tıtı tıktık tıtı tıktık tıtı tıktık diye ilerler.
bu kalıpla yazılmış birkaç şiir;
(bkz: geri gelen mektup)
(bkz: lale) *
(bkz: gönlüm açılur zülf-ü perişanını görgeç)
aklıma başka gelmedi şu an. *
ahmet haşim ise birçok şiiriinde mef'ûlü mefâilü feûlün kalıbı kullanmış. o da bunun bir kısası gibi.
(bkz: parıltı)
(bkz: bir günün sonunda arzu)
(bkz: kari e)
(bkz: şafakta)
(bkz: karanlık)
(bkz: karanfil)
(--./.--./.--./.--)
çok hoş bir kalıptır. tıktık tıtı tıktık tıtı tıktık tıtı tıktık diye ilerler.
bu kalıpla yazılmış birkaç şiir;
(bkz: geri gelen mektup)
(bkz: lale) *
(bkz: gönlüm açılur zülf-ü perişanını görgeç)
aklıma başka gelmedi şu an. *
ahmet haşim ise birçok şiiriinde mef'ûlü mefâilü feûlün kalıbı kullanmış. o da bunun bir kısası gibi.
(bkz: parıltı)
(bkz: bir günün sonunda arzu)
(bkz: kari e)
(bkz: şafakta)
(bkz: karanlık)
(bkz: karanfil)
"beni benden alırsan seni sana bırakmam" cümlesini
"I will not leave you to you if you take me away from me" diye çevirerek beni şaşırtan hizmet.
tekrar türkçeye çevirince de
"Beni benden götürürsen seni sana bırakmayacağım"
oluyor. bence başarıda kıstas bu cümledir. ben çok beğendim. :)
"I will not leave you to you if you take me away from me" diye çevirerek beni şaşırtan hizmet.
tekrar türkçeye çevirince de
"Beni benden götürürsen seni sana bırakmayacağım"
oluyor. bence başarıda kıstas bu cümledir. ben çok beğendim. :)
seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli,
alıştım hasretine, gel desen gelemem ki...
http://youtu.be/f5fSjcKRRS4
alıştım hasretine, gel desen gelemem ki...
http://youtu.be/f5fSjcKRRS4
az önce görüp şaşırdığım gerçek. ilk bakışta bölünemeyecekmiş gibi duruyor.
benim psikolojim ne kadar vahim durumda düşünün ki soluksuz okudum.
"let me kiss you" şarkısını çok iyi coverlamış şarkıcı. ayrıca sözleri biraz piyasa olsa da the truth şarkısı çok güzel.
Özellikle "you" kelimesini uzatırken piyano girince çok tuhaf bir haz alıyorum.
Özellikle "you" kelimesini uzatırken piyano girince çok tuhaf bir haz alıyorum.
when ı'm not around/ben etrafında değilken kısmının bu şarkıda çok özel bir yeri var bence. hani o derecede karşınızdakini yüceltiyorsunuz ki; sen çok güzelsin, çok özelsin, özellikle de ben etrafta değilken, diyorsunuz...
kendini sevdiğin kişinin güzelliğini gölgeleyecek kadar aşağılık hissetmek çok tuhaf bir şey.
kendini sevdiğin kişinin güzelliğini gölgeleyecek kadar aşağılık hissetmek çok tuhaf bir şey.
Şöyle bir çevirisini yaptığım, çok sevdiğim radiohead şarkısıdır:
karma polisi, tutukla şu adamı,
matematiksel konuşuyor, buzdolabı gibi vızıldıyor
bozuk bir radyo gibi...
karma polisi, tutukla şu kızı,
Hitler gibi saçları beni deli ediyor
ve biz partisini mahvettik
alacağın budur,
alacağın budur,
bizimle uğraşırsan alacağın budur
karma polisi
tüm verebileceğimi verdim
yetmiyor
verebileceğim hepsini verdim
ama hala maaş kuyruğundayız
bir dakikalığına, kaybettim kendimi orda, kaybettim...
bir dakikalığına, kaybettim kendimi orda,
kaybettim...
aah, bir dakikalığına kaybettim kendimi orda...
karma polisi, tutukla şu adamı,
matematiksel konuşuyor, buzdolabı gibi vızıldıyor
bozuk bir radyo gibi...
karma polisi, tutukla şu kızı,
Hitler gibi saçları beni deli ediyor
ve biz partisini mahvettik
alacağın budur,
alacağın budur,
bizimle uğraşırsan alacağın budur
karma polisi
tüm verebileceğimi verdim
yetmiyor
verebileceğim hepsini verdim
ama hala maaş kuyruğundayız
bir dakikalığına, kaybettim kendimi orda, kaybettim...
bir dakikalığına, kaybettim kendimi orda,
kaybettim...
aah, bir dakikalığına kaybettim kendimi orda...
ilginç bir Türk dizisi.
konusu falan hakkında hiç bilgim yok aslında ama az önce denk geldim, leyla ile mecnun'daki hidayet, beyti engin' e baba diyordu. sonra yaşlarına baktım. beyti engin 81 doğumlu, oğlu rolündeki adam 84...
sonra annesi rolündeki sevinç erbulak'a baktım, o da 75 doğumlu. 30 yaşındaki adamların lise dizisi yapmasını kanıksadık neyse de bu baya tuhaf geldi.
konusu falan hakkında hiç bilgim yok aslında ama az önce denk geldim, leyla ile mecnun'daki hidayet, beyti engin' e baba diyordu. sonra yaşlarına baktım. beyti engin 81 doğumlu, oğlu rolündeki adam 84...
sonra annesi rolündeki sevinç erbulak'a baktım, o da 75 doğumlu. 30 yaşındaki adamların lise dizisi yapmasını kanıksadık neyse de bu baya tuhaf geldi.
onur ünlü'nün yine aynı oyuncularla çektiği filmdir. yani nadir sarıbacak olsun, ahmet mümtaz taylan olsun, ali atay olsun, diğerleri olsun nerdeyse hepsi müthiş oyuncular ve onları bir filmde görmek güzel aslında. ancak bütün dizi ve filmlerde oyuncu kadrosu hep benzer olunca birbirine biraz da huzursuzluk verici oluyor.
---burdan sonrası biraz film hakkında olacak, izlemeyenler okumasa daha iyi olur.---
kurşunun kitaba isabet etmesi biraz klişe olmuş. eğer özel bir anlamı varsa ve ben yakalayamadıysam orda özel mesaj ile birisi iletirse hoş olur.
bunun dışında kurgusunu, olay örgüsünü, çekimleri beğendim. herkesin özel güçleri olduğu küçük bir kasaba ve bunun herkes tarafından normalmiş gibi görülmesi falan çok hoş bir tema olmuş. defne ve cemal öpüşürken taş yağması olayı da çok iyi. finali benim çok hoşuma gitti. filmlerin finaline takıntılı biriyimdir genelde. özellikle etkileyici bulduğum bir film sıradan olduğunu düşündüğüm bir finalle bittiğinde çok rahatsız oluyorum. bu filmin finalini etkileyici ve tamamlayıcı buldum genel gidişata göre.
şimdi film eleştirmeni falan da değiliz sonuçta bu yorumları da öyle çok büyük bir ciddiyetle yapıyormuşum gibi oldu. sadece düşündüklerimi aktarıyorum.
---burdan sonrası biraz film hakkında olacak, izlemeyenler okumasa daha iyi olur.---
kurşunun kitaba isabet etmesi biraz klişe olmuş. eğer özel bir anlamı varsa ve ben yakalayamadıysam orda özel mesaj ile birisi iletirse hoş olur.
bunun dışında kurgusunu, olay örgüsünü, çekimleri beğendim. herkesin özel güçleri olduğu küçük bir kasaba ve bunun herkes tarafından normalmiş gibi görülmesi falan çok hoş bir tema olmuş. defne ve cemal öpüşürken taş yağması olayı da çok iyi. finali benim çok hoşuma gitti. filmlerin finaline takıntılı biriyimdir genelde. özellikle etkileyici bulduğum bir film sıradan olduğunu düşündüğüm bir finalle bittiğinde çok rahatsız oluyorum. bu filmin finalini etkileyici ve tamamlayıcı buldum genel gidişata göre.
şimdi film eleştirmeni falan da değiliz sonuçta bu yorumları da öyle çok büyük bir ciddiyetle yapıyormuşum gibi oldu. sadece düşündüklerimi aktarıyorum.
uludağ sözlük android uygulamasındaki sorunlardır.
arama butonunda yazdıktan sonra aşağıdan gelen önerilere bastığımda genelde atıyor, her zaman olmasa da. bütün başlığı yazmak zorunda kalıyorum. düzeltilebilir.
arama butonunda yazdıktan sonra aşağıdan gelen önerilere bastığımda genelde atıyor, her zaman olmasa da. bütün başlığı yazmak zorunda kalıyorum. düzeltilebilir.
nedense bir türlü kullanışlı bulamadığım sözlüktür bizim katılımcı sözlükler gibi çok geniş konularda çok çeşitli yazılar beklediğimdendir belki. deyimlerin, argo kullanımların falan bulunduğunu söylemiş arkadaşlar, ben orasıyla çok ilgilenmiyorum.
gerçekten olup olmadığını bilmediğim olay. ancak müslümanların bu ibadette sürekli bir fayda aramalarını anlamıyorum. geçen bir mesaj gelmiş mesela, iki üç tane bilimsel terim koymuşlar, saçmalamışlar da saçmalamışlar. ya hu buna gerek yok ki! orucun amacı nefsi terbiye etmek, iradeyi güçlendirmek. bunun yanında faydası varsa iyi, zararı varsa tedbirini almak lazım.
epey değişik bir insan modelidir.
bir inancın var, bazı şeyleri yapmazsan çeşitli işkencelere maruz kalacağına inanıyorsun.
bu şeyleri yapmıyorsun ve vicdanın da oldukça rahat.
bazı arkadaşların gücüne gidecek ancak ben böyle insanların inancını samimi bulmuyorum. sonsuz ateş korkusu ve çevre baskısının etkisiyle kendileriyle çelişir hale gelmişler.
bir inancın var, bazı şeyleri yapmazsan çeşitli işkencelere maruz kalacağına inanıyorsun.
bu şeyleri yapmıyorsun ve vicdanın da oldukça rahat.
bazı arkadaşların gücüne gidecek ancak ben böyle insanların inancını samimi bulmuyorum. sonsuz ateş korkusu ve çevre baskısının etkisiyle kendileriyle çelişir hale gelmişler.