bugün

entry'ler (245)

hayalindeki aşkı yaşayamamaktan korkmak

Yani Yukari tukursem sakal asagi tukursem biyik durumudur.ya da tam tersi iste karar sizin degerli hem okur- hem yazarlar.

Yukarida belirtilen karakterler ve olaylar tamamen hayal urunudur. Gercek hayatla yakindan uzaktan alakasi yoktur.
Kamuoyuna duyrulur.

askerliğin kişiye kattıkları

Askerligine kadar hicbibok yasamayan insana muhakkak katacak cok seyi vardir ama zaten askerde ogrenilecek seyleri gunluk hayatinda da yasamissan herhangi bisey katamaz.
Koguslardaki kokularin dayanilmaz hazzina karsi gosterilen direnc disinda.

en sevilen ingilizce cümleler

She is mine but im not hers.

deizm

her birinin mensuplarının bir diğerini kötülediği,kendi dininden olmayanların cehenneme gideceklerini düşünen ve sırf bu karşıtlıklar yüzünden gözünü kırpmadan inandıkları tanrının vermiş olduğu canı alabilecek (ki hepsini detaylı olarak incelememiş olsam da mantık olarak hiçbir dinin insana zulmedin ya da insanlara zarar verin şeklinde bir emri yada düşüncesi olduğunu sanmıyorum.şayet varsa deistler doğru yapmış insanlardır), geçmişte ve halihazırda bolca örneği bulunan bu düşünce sahibi insanların mensup olduğu dinleri yok sayan inanç.

yazarların her gün muhakkak dinledikleri şarkılar

cennet - siya siyabend.

aşırı özgüveni olan çirkin erkek

bok gibi parası vardır..

mühendislik ve tıp dışında üniversite okuyan insan

ne demişler (bkz: okumak cahilliği alır eşşeklik baki kalır)

türkiye nin düşmanı olan ülkeler

türkiyenin düşmanı yine türk halkıdır..dışarılarda çok uzaklarda aramaya gerek yok..eğer gerçekten bi düşman arıyosanız dönün kendinize bakın..aziz nesin yıllar önce söylemiş türk milletinin yuzde 60 ı aptaldır diye..aptal oldugunuz sürece düşmanları dışarda aramaya devam edersiniz..
(bkz: ironi)

musevi olmak için yapılması gerekenler

muse dinlemek uygundur.

cehennemin çıkışındaki olası yazılar

sen şimdi gidiyosun ya herkes sana benzeyecek.

arnavutluk denince akla gelenler

arnavut ciğeri diye bişeyden arnavutların haberinin olmadığı.
enver hoca.
komünizm.
mehmet akif ersoy un arnavutlara yazdıgı şiir..

nasılsın diye sorana standart demek

bi sonraki denemesinde yoldan geçen bi kıza pardon sizinle yatmışmıydık? diye soran karsılıgında da çanta, tokat, alısverış paketi yada poşeti vb o an kızın elinde ne varsa onu kafaya yicek olan kişinin ilk adımı..

(bkz: nejat sorsa bölemi olur)

israil tezgahı olan muhtemel olaylar

son zamanlarda tavlada sürekli yeniliyorum bu zarlarda bi parmağı olabilirmi ki sitrailin..
ek olarak; sanırım bizim takım taraftarın coşkusundan olumsuz etkileniyo..çünkü ne zaman tribünlerden gözgöz goool goool gool sesleri yükselse takıma bişeyler oluyo gol yiyolar.. onu nasıl yapsak ki.. bilemedim bak şimdi..

otobüste zor açılan camı açamayan erkek

kursuna gitmesi lazım..
yeni dönem kayıtları ocak başı itibariyle çok uygun fiyatlarla piyasadaymış.. zoksesi yada zonusu olana peşin fiyatına 895 taksit yapıyolarmış.
bide sertifika mı veriyolarmış! yok artık.. kaçmaz bu fırsat..

göztepeli ünlüler

arranger var bide.. es geçmesemiydik onu..

rakı masası için en uygun ünlü

mustafa keser dir abi o adamsız olmaz hiçbir rakı masası..

anneden dayak yeme şekilleri

köy evlerini bilirsin heralde sözlük? bilmeyenler için genelde müstakil ve kocaman avlusu olan evlerdir.. işte bizimde köydeki evimizde öle kocaman bi avlumuz vardı ve avlunun tam ortasında da kocaman bi çam ağacı..
15 yaşına kadar köyde yaşamış ve komşunu eriğine dadanmak başta olmak üzere yapmış olduğum bilimum yaramazlıkların sonucu olarak; dayak yememiz gerekiyo haliyle.. işte tam o zamanlarda kaçıcamı bildiği için o çam ağacına bağlayıp hortumla döverdi beni anacığım.. bide yaz günü kısa şort var tabi (burda empati beceriniz devreye giriyo).. 3 gün totoşumun üstüne oturamadığımı bilirim..
okulların açık oldugu zamanlarda da okulda hocalardan yenen dayak cabası tabi...

sevilmesi imkansız olan tipler

gereksiz takıntıları ciddi ciddi yaşayan herkesler..

google kurucusunun türklere isyanı

zaytung parmagı vadır bu işte gençler..şimdi reklamlarrrr.

yağmur duasına şemsiyeyle giden hoca

unlu avukat petrocelli nin kaybettiği tek dava...
unlu bir futbolcu karisini öldürmekle suçlanıyordu..futbolcu yakalanmıştı... ama karisinin cesedi ortada yoktu..

duruşma amerikan filmlerindeki gibiydi.. futbolcu sanık sandalyesinde oturuyordu..
kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu:

"sayın jüri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum.. buna az sonra sizler de inanacaksınız.. neden mi? bakin, simdi 1'den 10'a kadar sayacağım ve müvekkilimin oldurduğu iddia edilen karisi bu kapıdan içeri girecek.. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10..."

bütün jüri kapıya dondu... kimse girmedi içeri.. avukat bir savunma dehasıydı; oldurucu hamlesini yaptı..
"bakin, siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz.. çünkü hepiniz içeri girecek diye kapıya baktınız.. i̇ste kararı

buna güvenmenizi talep ediyorum.."

jüri, unlu futbolcuyu suçlu bulduğunu bildirdi ve dava bu şekilde sonuçlandı.. mahkeme çıkısında avukat, bayan jüri başkanına yaklaştı:
"10'a kadar saydığımda siz de diğer üyeler gibi kapıya bakmıştınız.. neden böyle bir karara imza attınız?"
"doğru" dedi jüri başkanı; "ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu !..

kıssadan hisse;

(bkz: adam inanmış beyler)