bugün

entry'ler (119)

sözlük yazarlarından aforizmalar

ve bazen en zayıf yanın, en güçlü yanını alt edebilecek güçtedir.

somalili çocuklar için beş kuruş verecek değilim

sözlükle günlüğü dahi birbirine karıştıran iq'ya sahip söylemdir.

ne yaptığın umrumuzda değil ama böylesine b.ktan fikirlerini bu aziz millete fikir beyanı diye yutturamazsın.
bir değil iki değil çiklettten mi çıkıyorsunuz arkadaşım gidin lavabonuza sıçın.

hbbia nın son iki ayda girdiği 100 tanımsız entry

(bkz: ibretlik)

sözlük yazarlarının meslekleri

matematikçi falan.

ateistlerin sözlükte bıraktığı kabak tadı

her ateisti içine almayan ancak kendini ateist adı altında servis edip inançlar üzerinden alay ederek,
bi b.ka yaramayan egosunu tatmin ederken sözlükte bıraktığı tattır.aslında sifonu çekmeyi unutup bıraktığı kötü koku da denilebilir buna.hayır biz sizi biliyoruz işin ilginç yanı saçmalıklarınıza gülünmüyor bile.iki kitap okumayla olsa keşke bu işler, klasik ergen işleri, aslında bu başlığa bile değmezsiniz de yine de meydan sahipsiz demesinler.ancak böyle sanal ortamlarda var gibisiniz ama burası dünya ve siz noktadan ibaretsiniz.

sizi ne yapsak bilemedim, sığındığınız düşünce özgürlüğü adı altında islamiyeti sövüşünüze seyirci mi kalalım yoksa

biz de aynı özgürlükten faydalanıp size düz mü gidelim? ya da allah'a emanet moderasyona mı bırakalım?
zaten kemalistlerin ulusalcıların saçma sapan şakirt başlıklarının olay olmayıp şakirtlerin açtığı başlığa koyulan tavırlardan anlayabiliyoruz ortamın iq seviyesini.

sizlere iki söz ki iyi bilirsiniz ama ibret almazsınız.onun öncesinde kemalistler dinsizdir gibi bir söylem geliştirmiyorum mazallah çok alınıyorlar bu konuda.

gelelim ibretlik cümlelere konuyu kapatalım kalbi olan vardır uğraşmayalım :

(bkz: körler görmese de yıldızlar vardır)
(bkz: güneş balçıkla sıvanmaz)

2 astsubayın uyuşturucu kuryeliğinden tutuklanması

postal yalayıcılarının es geçtiği gündemi sarsacak haberlerden.*
gerçekten de buzdağının görünmeyen kısmıdır.daha neler neler çıkacak merakla bekliyoruz.

şakirt olmanın on altın kuralı

(bkz: sıçacak yer bulamayınca sözlüğe başlık açmak)

peygamber sizin için neyse apo da bizim için aynı

malesef yanlız bırakılan ve sonrasında da hainlerin eline kalmış;

onların fikirleriyle beslenmiş, ülkesinin kültürel, ahlaki güzelliklerinden nasibi aldırılmamış küçük kızın hezeyan dolu lafıdır.

bu noktada suçun hepimizin ve oturup düşünmemeiz gerekliliği noktasında bir cümle kurmaya gerek yok diye düşünüyorum.keşke zamanında devlet tam anlamıyla sahiplense, farklı politikaların oyuncağı olmasa ve yüzlerce yıldır birlikte kurduğumuz sofraların, kurtarılan vatanın gelişimi adına çatlak sesleri susturabilme imkanı olsa.
ha şu var uygun uslubla konuşana birşey denemez ama göremediğimiz için pkk, bdp'nin hezeyanlarından hep kin ve nefret doğmuş; gereksiz yere masum kürt kardeşimin ahı alınmıştır.

şakirtlerin tsk ya dil uzatması

şakirtler tsk'ya dil uzatmaz,
şakirtler sadece tsk'ya layık olmayanlara dikkat çeker.
ve sonucunda dedikleri hep çıkar.*

emekli olan bir paşanın 600 000 tl ikramiye alması

gerçekten oha denilesi, bir paşanın emekli ikramiyesinin uçuk rakamıdır.

hele ki bizdeki kadar bol general cenneti olan bi diyarda ekonomi neden iyiye gitmiyorun temel nedenleri olarak gösterilebilecek askeriyedeki ekonomik planlamanın gözden geçirilmesi şart'a varana kadar bir çok mevzuya bağlanabilir olay.

şimdi tabi ki birileri çıkacak ve diyecek ki vatan millet için ömrünü verdi, vay canla başla mücadele etti.afedersin ama kurtuluş savaşından bu yana hangi general var canla başla mücadele eden? elbet tek tük vardır genelleme yapmayayım ama bu saçma önermelerinizi sunduktan sonra lütfen sifonu çekin.adamları özellikle de haketmeyen bir güruhu resmen paraya boğuyoruz ve bu paraların bir çoğu peygamber ocağından kerhane ocağına dönüşüm projesinde kullanılıyor elhamdulillah.zaten şu mevzuda bi anlaşsak her naneyi hallederiz gibime geliyor.

az gözlerimizi açalım da şu ülkenin kanayan yaralarının asıl merkezi olan askeriyeyi yeniden modern olması gereken seviyeye getirelim.

paşaların başörtülü cumhurbaşkanı eşinden kaçtığı, başbakan geldiğinde ayağa kalmayanları, darbe planlarıyla uğraşanları, uyuşturucu kuryeliği yapanları vb. say say bitmiyor değil mi, elinize gözünüze dursun hala anlamıyorsanız.

sonuç olarak, birilerinin çok ama çok canını sıkacak modernizasyon devam edecek ve engel olunamayacaktır, ilerde hem buna karşı hem de demokrasiyi destekleyenler bu mutluluğu ve refahı paylaşacaktır.işin ilginci de karşı çıkanların da nemalanması.neyse.

caretta caretta kurbağaları için göt yırtan güruh

şahsen yeni bir tür olup olmadığını tam kestiremediğim kurbağa cinsi.*
(bkz: yaran başlıklar)

matematiğin ve geometrinin akla zarar yansımaları

hepimizin gözünden kaçmayan bir gerçek varsa o da kainatta ve sistemlerdeki mükemmel matematiksel yazılım ve müthiş bir geometrik dizayndır.

onlardan belki de en sarsıcı, en inanılmazını paylaşmak istiyorum.beni inanılmaz duygulara sevkeden bu anlatacaklarımın sizi de çarpacağını düşünüyorum.

az buçuk biliyoruz üç boyutlu uzayda varlığımızı sürdürüyoruz.herşeyi üç boyutlu görüyor, ona göre düşünüyor ona göre hareket ediyoruz.(x,y,z eksenleriyle kodlanmışız.) iki boyutlu ve tek boyutlu uzayları görüyor ve analiz edebliyoruz, lakin 4, 5, 6, n. boyutlara uzanan uzayları göremiyoruz veya gösterilmiyor.bazen gördüğümüz şeyler(ruhani, ufo vs.) şeylerin sadece o olduğunu sanıyoruz.halbuki gördüğümüz şey o varlığın %99.9999 bile değil, nasıl mı?

karşınızda bir ayna olsun ve o aynaya baktığınızda gördüğünüz görüntü aslında kendinizin görüntüsü sanırsınız(3 boyutlu olarak).lakin bu bizlerin iki boyutlu görüntüsüdür.yani x ve y ekseni olarak kodlanmıştır, onun için bir üçüncü boyut(z ekseni yoktur söz edilemez).siz o görüntüyü görmektesiniz ancak o sizi görmüyor(ispatı, bulunulan boyutun bir veya daha fazla üst boyutlarının görülemeyişinden).şimdi bir cismi, mesela kalemi aynaya doğru yaklaştırın, o onu görmüyor; yaklaştırın yaklaştırın.o cisim sizin için üç boyutlu olsa da onun için bir hiç, yokluk.bu kalemi aynaya değdirdiğiniz an karşı taraftaki görüntünüz sizce kalemi görüyor mu yoksa sadece kalemin değme noktasındaki çemberi veya noktayı mı görüyor?

elbette çember ve noktayı görüyor, kalemi değil.çünkü çember iki boyutludur, iki boyutlu uzay aynadaki görüntü için tanımlı olduğundan onu görebiliyor ve analiz edebiliyor.ama dikkat edin ne kalemin tamamını ne de sizi görebiliyor.ne kadar garip değil mi?

işte bizden üst boyutlarda yaşayan varlıkları bu yüzden görmüyoruz veya gördüğümüzü zannedip o varlığı o kadar sanarak aldanıyoruz.işte allah'ı bu yüzden göremiyoruz.çünkü o tüm boyutlardan münezzehtir.*mesela bir cini veya değişik varlıkları ufoyu da kendi boyutlarımıza indiklerinde görür gibi oluyoruz.

şimdi o aynaya beş parmağımı birden değdirerek konumlarını amerika, japonya, türkiye, ispanya, fransa olarak yerleştireyim.düşünün ki ben dünyayı komple görebiliyorum, google earth'teki açılış konumundayım.

ve aynı anda o parmakları koyduğum ülkelerde beş insanı öldürmüş olayım, aynı anda farklı yerlerde aynı parmak iziyle ölmüş beş insan.kendimden bıraktığım küçük izlerle yaptığım muazzam olay, size birini, azrail'i hatırlattı mı?

işte azrail'in de aynı anda bir çok insanı farklı veya aynı yerlerde öldürmesinin sırrı burada yatıyor.üst boyutlardaki varlıkların alt boyutlarda yaşayanlar üzerindeki akıl almaz tasarrufların sırrı burada.

yaradan'ın aklımızın alamayacağı kainat üzerinden matematik ve geometri aracılığıyla bizlere öğütlediği sır.nasiplenme temennisiyle.

4 ağustos 2011 gs tesislerindeki polis araması

an itibariyle şike soruşturması kapsamında yapılan aramadır.

bir galatasaraylı olarak hangi takım olursa olsun şike emaresi olan veya yapan her takımın gerekli ceza alması taraftarıyım.

tarafta bir travesti yazar

taraf gazetesinde yazmaya başlayan travesti yazardır.

cinsel tercihler yönünden ben ne kadar garipsesem de bu durumları, bu mesele onunla allah'ın arasında bir mesele olduğu için bir şey diyemem.

lakin,

onun da her insan gibi herhangi bir gazetede herhangi bir şekilde yazacak fikir özgürlüğüne sahip olduğunu düşünüyorum; nasıl ki burada her türlü çamuru yazma hakkına sahip olabilen ergenler olduğu gibi.

sözlük yazarlarının tespitleri

sözlüğün eski müdavimlerinden değilim ama bu tespitler için bir kaç saat bile yeterli sanırım.

bu sorunlar keşke bir an önce aşılsa ve hep birlikte güzel fikirlerimizi paylaşıp, birbirimize faydamız dokunsa.

şöyle ki,

ciddi manada farklı görüşteki insanların birbirine olan tahrik dolu başlıkları, entryleri yüzünden ilim yuvasından çok sinir yuvası olmuştur sözlük.

ikincisi farklı görüşteki kişilerin, karşı tarafın fikirlerine saldırdıktan sonra bu olayı meşruymuş gibi lanse edip, kardeşim fikir özgürlüğü diyerek hoşgörü beklemesi.bunu hepimiz yapıyoruz.lakin birbirimizi kandırmanın anlamı yok, bal gibi da sıçıp batırıyoruz.

üçüncüsü daha başlığın içeriğini okumadan yorum yazan ergenler.
tamam kitap okumuyorsunuz ama 100 kelime de mi zor geliyor kardeşim?

ayrıca bok var gibi şakirt yukarı kemalist aşağı, şakirt aşağı kemalist yukarı.
gereğinden fazla uzadı muhabbet ki bu yönde atışmalar sürdükçe malum safımda ben de duramam.*
hele o ateistlerin fikir özgürlüğü diye zırvaları yok mu, tam ismail abilik.*

emre uslu

son yaptığı açıklamalarla bizlere önemli bilgiler veren yazardır.

şöyle ki,

pkk'nın sanki ortada bir başı boşluk varmış havası yaratarak ramazan ayı ve ramazan bayramında ciddi manada eylemler yapacağını,

amacın millette infiale sebep olmak olduğunu dile getirmiştir.

zaten bugünkü sözcü gazetesinin manşetinden de bu durum anlaşılmaktadır.

aklımızı başımıza toplamak zorundayız, kesinlikle bu pkk'lı piçlere prim vermemeli birbirimizi değil onları yiyip bitirebilmeliyiz akl-ı selim davranarak.
pkk yeni genelkurmay başkanı'nın gelmesiyle artık kendilerine prim verilmeyeceğini, bu işin silahla olmayacağını ta en başından beri bildiği gibi sonunun geldiğini sezebiliyor.
bunu kullanması normaldir, sürekli eylemlerle bizleri ağına çekecek, ortamı kızıştıracak; 30 yıldır kalkınmanın içine ettiği günlere geri döndürmeye çalışacaktır.

burada am göt muhabbeti çevirmek yerine biraz olsun okuyun aklınızı başınıza alın.

the show must go on

ateistliğine, fikirlerine eyvallah dediğim ama inananlara saygısızlığından ötürü kınadığım yazardır.

tanrıya allah diyen insan

(bkz: tanrılar sizin olsun bize allah yeter)

leonhard euler

18.yy en önemli matematikçilerinden biridir.

hem fizik hem de matematik alanında inanılmaz buluşları bir çok alanda referans alınmasını sağlamıştır.

karmaşık analizdeki kısayol yöntemlerinden ötürü kendisine minnettarız.*
ayrıntılı bilgi için:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Leonhard_Euler

ramazan ayında ki ses kirliliği

ramazan ayında ki değil, ramazan ayındaki ses kirliliği şeklinde daha seviyeli bir başlık olmasını temenni ettiğimiz önermedir.

şöyle ki,

hani senin o rahatsız olduğun ezanlar uğruna bu anadolu ne şehitler vermiş

hani senin o rahatsız olduğun davul sesi, bir çoklarının neşesi unutulan değerleri

hani o senin ağzı kokan insanlar, o kokunun biri'nin katında ne değerli bihaber olduğun koku

ermeni çocuğu* veya orospu çocuğu da olabilirsin, buna herkes saygı duyar, fikir özgürlüğünü doğru ve seviyeli kullanmak zorundasın; yoksa burada kimseden sen dahil hiç kimseye tahammül gösterilecek değil.o embesil kafalarınız bunu anlamak istemese de.ne kadar uğraşırsanız uğraşın it ürür kervan yürür.

ve nerede yaşadığını, hangi dili konuştuğunu hangi kültürle oynaşta olduğunu, eğlendiğini bilmezsen bu dünyada değil belki ama ahirette*.