bugün

entry'ler (80)

ehli sunnet

sünnet ehli demektir. yaşayış olarak peygamber ve onun sünnetinden ayrılmamış sahabe gibi yaşamaya çalışmaktıır. onlarda zaten direk yaşayış tarzlarını kur'an'dan alıyorlardı. bu bağlamda kur'an'idir.

not: yazar olanını bilemeyecem.

kürtlerin sanat anlayışları

bilgisayar delisi, çok aptalsın lan ve işin kötüsü o kadar aptalsın ki muhtemellen aptal olduğunu da bilmiyorsun.

kefil olunan kitaplar

Seyyid Kutub- yoldaki işareter.
Ali Şeriati- dine karşı din.

farsların anadolu ya attığı topluluk

Ne filoloji ne de antropoloji bilen cahil ifadesidir.

Kürtler; aynı farslar, beluciler ve osetler gibi hint-avrupa dili konuşan irani halklar sınıfındadır. Yani farsi ve Kürt aynı halk grubundandır, Bilimsel olarak. ''Farslar attı bunları hee'' gibi bir yorum cahillik ve şövenizmin ürünüdür. Çünkü oğuz türkü ve Uygur türkü arasında nasıl bir bağlantı varsa aynısı fars ve Kürt içinde geçerlidir.

Edit: la oğlum ben ne anlatıyorum. Adamın hayatında övünecek hiçbir başarısı,kimliği olmadığı için kendini posasına nispet ederek ego fetişizmi yapıyor, kendini rahatlatıyor. Ben de bilgi veriyorum, salak gibi. He abicim he fars attı, hatta araplar felan bunlar da hep düşük ırk, kızılderililer de türkmüş doğru mu?

japonya deyince akla gelenler

ikinci Dünya Savaşı'ında; almanya,italya savaştan çekildiği halde ve kafalarına atom bombası yemelerine rağmen, savaşı bırakmayan Japon imparatorluk ordusu

islam arap emperyalizmidir

islam arap kültürünü öven,arabın üstünlüğü belirten bir din midir ? yoksa arap geleneklerini,toplumumu eleştiren bir din midir ? kesinlikle büyük yanlışlar içinde bulduğu arap toplumunu eleştiren, onları ortak insani değerler (fıtrat) üzerinde ıslah etmeye çalışan bir dindir.

"arabiler, küfür ve iki yüzlülükte daha yaman ve allah'ın, elçisine indirdiği şeylerin sınırlarını tanımamağa daha müsaittirler. allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."
tevbe-97

ayette allah; indirdiği hükümleri "kültürleri" yüzünden arapların inkâr etmeye daha yakın olduğunu belirtmiştir. ve açıkça o dönemde yüksek seviyede olan arap asabiyetini"milliyetçiliğini" kırmıştır.

onlara, "allah’ın indirdiğine uyun" dendiği zaman, "hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız dediler. ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu bulamamışlarsa? kâfirlerin hali, bağırıp çağırmak dışında bir şey duymayan, yine de haykıran kişiye benzer. o kâfirler sağır, dilsiz ve kör oldukları için akledemezler.) [bekara 170, 171]

allah atalarına uyan ve dolayısıyla arap kültürüne uyanları eleştirmiş ve atalarının bir bilgi sahibi olmadığını ayette açıklamıştır. arapları insanlığa gönderilen ortak hükümlere uymaya davet etmiştir.ve kur'an'da yüzlerce ayette
"ey akıl sahipleri, ey insanlar, ey iman edenler, ey kâfirler, ey kitap ehli" gibi ifadeler kullanılarak bu hükümlerin ortak olduğu açıklanmıştır.

sözgelimi islam'ı, bir kültürel emperyalizm aracı olarak göstermek mümkün değildir. bu kur'an'ın ana yapısına terstir. tarihi gerçekler de bunu kanıtlamaktadır. tarih boyunca müslüman olmuş türk toplulukları özünü kaybetmemiş ancak gayri müslim olan (macarlar gibi) toplumlar türklük özelliklerini kaybetmişlerdir.

oruç tutmanın sağlıksız olduğu gerçeği

saçma bir yalandır. buyrun okuyun;

--spoiler--
“oruç, insan sağlığına zararlıdır” diyen kişilerin ne bilim dünyasından, ne de mevcut araştırmalardan haberi yoktur.

bu iddiayı ciddi şekilde incelemek adına objektif bir araştırmaya giriştim ve olabildiğince çeşitli kaynaklardan faydalandım. elbette en büyük kriterim, bu araştırmaların “hakemli dergilerde” olmasıydı. falanca bilim insanının bireysel yaptığı çalışmaları değil, bilim dünyasında çeşitli denetlemelerle kabul görmüş ve yeterli verilerle desteklenmiş çalışmalardan söz ediyorum.

bunun için de elbette en fazla başvurduğum kaynak pubmed oldu. pubmed linkine sahip olmadığı halde yine toplu çalışmalara bakılan kaynaklardan da olabildiğince istifade etmeye çalıştım.

bir kere, bilim dünyası kesin bir şekilde “oruç fiziksel olarak zararlıdır” ve “oruç fiziksel faydalıdır” da diyemiyor. bunun sebebi, orucun kimi bünyelerde olumsuz tepkilere yol açabilmesi, kimi bünyelerde ise sağlıklı sonuçlar verebilmesidir. bunun da islami anlamda bir tezatlık noktası yoktur. çünkü islam zaten, “fiziksel rahatsızlık yaşayan ve orucun kendisine zarar vereceği bireylerin oruçtan muaf olacağını” söylemektedir.

bu hususta çalışmalardan bazılarının türkçe tercümelerini özet olarak verelim:

“effects of ramadan fasting on the health of muslims” başlıklı araştırmada, özet olarak: “orucun çeşitli fiziksel değişimlere yol açtığı gerçek, fakat sağlıklı bireylerin bu faktörlerden etkileneceklerini söylemek zor. ramazan orucu hipertansiyon, hiperkolestrolemi, kalp ve böbrek hastalıkları olan kişilerin hastalıklarını arttırıcı bir etken olabilir” cümleleri ifade ediliyor.

kaynak link: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/10714147

“physiological changes during fasting in ramadan” başlıklı diğer araştırmada, ramazan orucunun kırmızı ve beyaz kan hücrelerini arttırdığını, kan kolestrolü ve triglesiti düşürdüğü, vücut yağ oranı, vücut kitle indeksi ve endişeyi azalttığı belirtiliyor. bunun yanında inflamasyon ve kanser riskini düşürdüğüne dair kayıtlar olduğu ve “ramazan orucu sağlıklı bireyler için problem teşkil etmez, ancak diyabet ve koroner arter rahatsızlığı gibi durumlarda ise riski büyüteceği” ifade ediliyor.

kaynak link: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26013791

“effects of ramadan fasting on physical performance” başlıklı araştırmada orucun sporcular üzerindeki etkisi tartışılıyor, orucun sporcularda melatonini düşürdüğü ve adrenalin ile noradrenalini arttırdığı, enerji anlamında ve hormonal bazda değişikliklere yol açtığı ifade ediliyor. makale tavsiye olarak da: “oruç tutan sporcuların günlük iş yükünü azaltmalarını ve gün içinde uyumalarının orucun bu tip etkilerini düşüreceğinin” altını çiziyor.

kaynak link: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19767792

“the impact of religious fasting on human health” başlıklı diğer çalışma ise sanıyorsam bu konuda en kapsamlısı. orucun “enerji, karbonhidrat, vücut kitle ağırlığı, kan şekeri, kan lipidleri” anlamında ne gibi etkileri olduğuna dair yapılan birçok farklı araştırmayı bir araya getirip tablolaştırmış. bu hususta zararlı olduğunu gösteren veriler de dahil, sonuçların birbirleri ile çelişkili olduğunu ifade ediyor ve buradan “orucun, sigara içenler ve içmeyenler gibi farklı bünye ve bünyenin bulunduğu şartlara göre etkilerinin farklılaşacağını” vurguluyor.

kaynak link: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/…/articles/pmc2995774/

“ramadan fasting and infectious diseases” başlıklı bir diğer kaynaktan çalışma ise orucun enfeksiyona dayalı hastalıklara etkisini inceliyor. diyabetlilere orucu önermeyen makale, ishal gibi problemlerde orucun bir etkisinin hiç ya da hiçe yakın olduğunu ifade ediyor. bağırsak kurtlarına sahip bireylere de orucun herhangi bir etkisi gözlemlenmediğini vurguluyor. “aktif ülser”e sahip olmayan bireylerin de ramazan orucu tutabileceği ifade edilirlen, buna karşın aktif ülserli hastaların oruç tutması tavsiye edilmiyor.

kaynak link: https://www.esciencecentral.org/…tious-diseases.php

daha araştırma ekleyeyim mi? bence gerek yok. bahsettiğim araştırmaların büyük kısmı da ramazan orucunun saatlerinin uzayıp kısalması durumunu da göz önünde bulunduruyor. gördüğünüz üzere sağlam bir araştırma çıkıp da “oruç herkese zararlıdır, kesin tutmayın” gibi bir cümle kurmuyor. aksine bu alandaki araştırmaların ortak noktası, orucun bünyeden bünyeye etkisinin değişiklik göstereceği; kişinin sağlıklı veya hasta olup olmamasının orucunda bir etken olduğunu vurgulamaktan ibaret.

üstelik bunlar işin biyolojik yönünün yanında, değişen uyku düzeni ve enerji etkisi gibi fiziksel yansımalarından ibaretti. orucun psikolojik anlamda, inanan bireyleri olumlu etkileyebileceğine dair bir dizi araştırma da var. hatta bir makalede, orucun kanser hastalarına maneviyat hissi açısından izin verilebileceğine dair bir ifade ile karşılaştım. buna dair de ortaya konulan görüşler var. entry genişliği açısından bu konuya da girmek istemiyorum.

çalışmaların kafanızdaki tasavvuru nedir bilmiyorum ama "çok zararlı öyleyse hemen kanser hastalarına da önerelim." demiyor bilim.

orucun söz konusu etkilerini gidermek için de, bilinçli bir şekilde iftar yapma ve sahuru aksatmamak tavsiye ediliyor. iftar ve sahur yiyeceklerinin hafif ve besin değeri açısından zengin, doğal olması ise tavsiye edilenler arasında. bunları zaten yıllardır biliyoruz.

dolayısıyla, artık özellikle dini ritüeller aleyhinde, bilimle alakası olmayan safsatalarınızı bırakın. bir inancı benimsemiyor olmanız, sizi bilimsel yaklaşımdan uzaklaştırmamalı. bunu bir müslümandan duymayı belki ilginç buluyorsunuz ama alışmanız gerekiyor. zira karşınızda boş insanlar yok. hatta mevcut gözlemlerim ve projeler açısından, daha yetkin bir kitle ile karşılaşacaksınız. elbette bu her iki taraf için de bir nebze olumlu bir durumdur.

--spoiler--
iktibas:http://dusunenmusluman.co...r-iddiasi-bilimsel-midir/- Ekşi Sözlük/sidon

seni hayata bağlayan şey ne

Allah'ın varlığına olan imanım. Zira Allah ve dolayısıyla ahiret olmasaydı herşeyin son bulacağı, ölümlü bir dünya da hayat tamamen anlamsız olurdu.

anime önerisi

Ben de en çok iz bırakan steins Gate oldu. Arkadaşlık bağları, ilginç ve zekice hazırlanmış senaryosuyla güzel bir animedir.tavsiye ederim.
Ayrıca Code geas da güzel bir animedir.
(bkz: steins Gate)
(bkz: Code geas)

hz muhammed

Evet karikateist capslerinden gördüğü bilgilerle argüman üretenler de gelmiş. şimdi dostum bu dokuz yaş olayı hem kur'an'a hem de tarihi verilere göre yanlıştır.

Çünkü Allah : “Yetimleri evlenme çağına gelinceye kadar deneyin; reşit olduklarını anlarsanız mallarını kendilerine verin...” (Nisa 4/6) buyurmuştur. Ayette evlilik için reşitlik yani akli olgunluk kriteri koyuluyor. Dokuz yaşında bir çocuğun akli olgunluğa erişmediği de zaten ortadadır. Dolayısıyla peygamberin de kur'an'a uyduğunu düşünürsek böyle bir şey yapmadığını, yapamayacağını anlarız.

Ayrıca biz Arabistan tarihini incelediğimiz de görüyoruz ki araplar kız çocuklarının yaşını adet olduktan sonra saymaya başlıyorlardı. Olaya bu yönüyle de bakarsan hz. Ayşe'nin evlendiği dönemde on dokuz yaşlarında olduğunu anlarsın.

ilahiyat fakültesi tercih edeceklere tavsiyeler

AKP'li olmayınca dinsiz olacağımızı ima eden bir yazarın verdiği tavsiyeleri barındıran başlıktır. islami sistemin demokratik yollarla geleceğini düşünmüyorum, AKP'nin böyle bir derdi olduğun da sanmıyorum. Sanmıyorumdan da öte gittiği her Arap ülkesinde laikliği tavsiye etmesinden, dini referanslı bir parti olmadığını açıkça belirtmesiden anlıyorum. Söz gelimi hiçbir partili olmanıza gerek yok, hatta insanların oylamasıyla hüküm koyan bir sistemi desteklemenize de gerek yok.

Asıl konuya gelirsek ilahiyatçı olmak istiyorsanız; islami ilimleri çok iyi bilmekle birlikte, felsefeyi ve dini bilimleri, (din sosyolojisi, din psikolojisi vs. gibi) de çok iyi bilmeniz gerekmektedir. islam dünyası ateizm, deizm, sekülerizm, kapitalizm gibi modern düşüncelerin tahakkümü altında bunlarla hesaplaşmanız, hesaplaşmak için de bunları bilmek zorundasınız. Ayrıca öğretmen veya imam olduğunuzda bir genç size ateizm hakkında bir soru sorduğunda '' ayetler var ayetler'' demiyesiniz diye bilmek zorundasınız. Yani demem o ki kendinizi islami ilimlerle kısıtlamayın çağ ile hesaplaşacak donanıma da sahip olun. Sürekli öğrenin.

azadari yazd

çok güzel mersiyeler söyleyen, iranlı şii sanatçıdır.
''Allah Allah'' mersiyesi çok güzeldir.

https://www.youtube.com/watch?v=3_4FKCo_oB4

said hatipoğlu

Din'in asli konularını, meselelerini anlatmayıp hikaye anlatarak, ''sizden ücret talep etmeyenlere uyun'' ayetini bilmeyen halkı uyuşturacak, sömürecek din tüccarı. Babasının yolundadır. Babasının taklididir ve karaktersizdir.

islama saygı duymuyorum

islam'a göre cihad nedir, doğru islam anlayışı nasıl olmalıdır ?
--spoiler--
https://www.uludagsozluk.com/e/36890311/
--spoiler--

islam ın nefret dini olması

''Sen, fenalığı en iyi şekilde sav. O zaman göreceksin ki; seninle arasında düşmanlık bulunan kişi bile yakın bir dost gibi oluvermiştir.'' fussilet-34
inananlarına kötülüğe, iyilikle karşılık vermeyi tavsiye eden; haz, para, makam gibi tüm sahte tanrılara tapmayı yasaklayıp sadece Allah'a kul olmaya davet ettiği için için islam'a kin besleyen bir yazarın açtığı başlık.

depremin laikçi yerleşim yerlerinde olması

allah evrene kevni ayetler yani doğa yasaları koymuştur. magmanın hareketi ve kıta hareketleri sonucu oluşan depremi bir helak gibi yorumlamak doğru ve islami değil. olay allah'ın doğaya koyduğu yasalar sonucu tecelli etmiştir. aynısı islami kimliğiyle bilinen bir şehirde de olabilir.

islamcı ve muhafazakar kavramlarını bilmeyen laik

islamcılık nedir, islamcı kimdir ? bilmeden. her gördüğü muhafazakar'ı islamcı zanneden sekülerlerin hezeyanlarıyla dolu sözlük. recep tayyip erdoğan ve akp dini referanslı bir parti olmadığını, laik/demokrat olduğunu defalarca belirtti. kuzey afrika ülkelerine gidip laikliği tafsiye etti. parti tüzüğüne liberal demokrat ibareler koydu. ancak islam'ın devlet ve siyasete temas etmeyen, kültürel, folklorik konularında müslüman halktan oy alabilmek için birkaç söylemde bulundu diye islamcı oldu öyle mi ?(!) bak dostum inan ki islamcılık bu değil. islamcılık; devletin,siyasetin, hukukun her alanının islam'a göre düzenlenmesini savunan bir çağdaş islami/kelami görüştür. bu akımın temellerini seyyid kutub, mevdudi gibi alimler atmıştır(allah onlardan razı olsun) ve muhafazakarlık yani siyaset felsefesindeki ismiyle conservatism ile alakası yoktur. lütfen bunları öğrenin, bu ayrımı yapın her allah diyene islamcı demeyin daha kaliteli yorumlar yapın

islamcı kafanın sadece bataklığa çıkması

islamcılık nedir, islamcı kimdir ? bilmeden. her gördüğü muhafazakar'ı islamcı zanneden bir sekülerin hezeyanını barındıran başlık. Recep Tayyip Erdoğan ve akp dini referanslı bir parti olmadığını, laik/demokrat olduğunu defalarca belirtti. kuzey afrika ülkelerine gidip laikliği tafsiye etti. parti tüzüğüne liberal demokrat ibareler koydu. ancak islam'ın devlet ve siyasete temas etmeyen, kültürel, folklorik konularında müslüman halktan oy alabilmek için birkaç söylemde bulundu diye islamcı oldu öyle mi ?(!) bak dostum inan ki islamcılık bu değil. islamcılık; devletin,siyasetin, hukukun her alanının islam'a göre düzenlenmesini savunan bir çağdaş islami'kelami görüştür. bu akımın temellerini seyyid kutub, mevdudi gibi alimler atmıştır(Allah onlardan razı olsun) ve muhafazakarlık yani siyaset felsefesindeki ismiyle conservatism ile alakası yoktur. lütfen bunları öğrenin, bu ayrımı yapın her allah diyene islamcı demeyin daha kaliteli yorumlar yapın.

kavat

sasani imparatorluğu'nda m.s 480-500 yılları arasında hüküm sürmüştür. zerdüşt din adamı mazdak'ın ortak mülkiyet, kadınlara erkeklerle eşit haklar vermek gibi reformist ve ilkel komünist isteklerini kabul etmiştir. mazdak taraftarları ülkeye kısa sürede hakim olunca, kavat kaçmış ve akhunlara sığınmıştır. ülke de mazdekler "yarin al yanağını gayrı" ortak sayacak kadar radikalleşince; akhunlarla birleşen kavat mazdekizm'e son vermiştir. ancak iran'a islam hakim olduğunda kavat'ın ismi, kadınların ortaklığına sebep olduğu gerekçesiyle küfür olarak kullanılmıştır ve hala kullanılanılır bazı yörelerde. evet.

en üstün peygamber muhammed sav dır

peygamberler arasında Allah katında derece farkı olabilir. nitekim Allah subhanehu ve teala bakara 153'te ''işte peygamberler! Biz, onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık.'' buyurmuştur. ancak bu onlar arasında ayrım yapacağımız anlamına gelmemelidir. zaten tüm peygaberler arasında eftaliyet farkını bilemeyiz, çünkü elimizde böyle bir sahih kaynak yok( muhammed sav'ın durumu müstesna). bu yüzden onlar arasında ayrım yapmadan iman etmek en doğrusu.

Deyin ki: “Biz Allah’a; bize indirilene, ibrahim, ismail, ishak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve isa’ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz O’na teslim olmuşlarız.” (Bakara Suresi, 136)