bugün

'arkadaşım eş, arkadaşım şek arkadaşım eşşek', 'domates biber patlıcaaaaaan' türü şarkılar ile adeta tüm ülkenin sevgilisi haline gelmiş birini çok çok çok matah bişey bellemektir.

ülke ülke dolaştı vatanımızı tanıttı diye sevenler dahi var barıç manço yu. allah aşkına söyleyin şimdi ajdar anık beyfendi çıksa 'domates biber patlıcan' diye şarkı yazsa hangimiz dalga geçmez, feysbuğumuzda paylaşmaz. çikita muzla domates biber patlıcan ın tek farkı barış manço nun söylemiş olması.

diğer yandan oynadığı filmlere bakıyorum tamamen zaman kaybı. lanet ediyorum her seferinde ' niye izledim lan ben bunu' diye. biraz daha yaşasaymış avrupa yakasında falan da oynardı herhalde. kendimizi kandırmamalıyız bence. çünkü türk milleti çok daha büyük sanatçılar yetiştirmiştir ve yetiştirmeye de devam edecektir. arkadaşım eşşekle olmazu bu işler!
mesaj veren şarkılarıyla, herkese on puan verdiği, çocukluk hatıramız olan "adam olacak çocukla" la, türkiye' nin gelmiş geçmiş, tartışmasız en önemli sanatçılarındandır.
yazmadan geçemedim.
mekanın cennet olsun.
rahmetlinin kemiklerini sızlatacak düşüncedir. zira bir kısmınız onunla birlikte büyüdü. çoğunuz diyemeyeceğim; nedeni malum...
o şarkıların sözleri oldukça harikadır. esprilidir ve harikadır.
(bkz: eşşek hoşaftan ne anlar)
barış mançonun sadece arkadşaım eşşek, domates biber patlıcaaan gibi şarkıları olduğunu sanan ahmak söylemidir. tavsiyem biraz daha araştırıp o güzide, içe dokunan şarkılarınıda bulup dinlemesidir. ha yok beğenmiyorum demeye devam edersen de bu senin şahsi fikrin olacaktır çıkıp barış manço sanatçı değildir onu dinlemek vakit kaybıdır gibisinden serzenişlerde bulunamassın zira bir insanı eleştirmek için ya onun seviyesinde, ya da ondan daha iyi olmalıdır kişi.
yunus emre'nin molla kasım'a verdiği ayarın günümüzde hâlâ geçerli olduğunu gösteren başlık/tespit.

arkadaşım eş arkadaşım şek'in sanatsal değeri olup olmadığını anlamak için, şu kavram bir fikir verebilir:

(bkz: şathiye)
sanatçıdan önce insan, adam gibi adam olmuş. her platformda türkiye'yi yüceltmiş hala gözlerimizi dolduran eserler seslendirmiş kişidir kendisi. 2-3 şarkısına göre değil tüm kariyerine göre değerlendirelim lütfen.
barış mançonun eserlerini arkadaşım eşek ve domates biber patlıcandan ibaret olmadığını; televizyonculuk, ülke tanıtımı, müzisyenlik alanında gelmiş geçmiş en büyük sanatçılardan biri olduğunu bilen bir insanın zannetmediği; aksine bu gerçeklikten emin olduğu durumdur... gülpembe ile ağlamış, dağlar dağlarla duygulanmış, bugün bayram melodisiyle her bayram sabahına uyanmış bir insan olarak gereken saygıyı yaşarken gösteremediniz; bari ölüye gösterin şu saygıyı dedirtmiştir...
(bkz: barış manço yu sadece şarkı söylüyor zannetmek)
matahla matrahı birbirine karıştıran bünyenin kimin sanatçı olup kimin sanatçı olmadığına karar verme girişimi..
'' demek '' eyleminin doğru biçimde yapıldığı durumdur. Çünkü kendisi sanatçıdır. adamın her işte parmağı vardır filim çekmiş , şarkı söylemiş , muhabir gibi gezmiş artı program yapmışdır. eski türkiyenin şartlarına göre herşeyide hakkıyla yapmıştır.
(bkz: kurtlar vadisi vardıda barış manço polat mı olmadı)
(bkz: aşk-ı memnu vardıda barış manço bihtere mi saldırmadı)
(bkz: yaprak dökümü vardıda ferhundeye tokat mı atmadı)
(bkz: ezel vardıda sağ kolu mu olmadı)
(bkz: adanalı vardıda maraz aliyi mi tokatlamadı)
barış manço, türkiyede progressive rock / metal kültürünün temelidir. dünya çapında büyük bir sanatçımızdır. bazı değerlerimizi, özellikle büyük değerlerimizi kolayca harcamaya başladık. yazık...
biraz oksimoron, biraz ad hominem.

oksimoron çünkü, esasen böyle bir kavram yok, adam bildiğin, herkesin kabul ettiği sanatçı.

ad hominem çünkü, aslen barış manço'nun sanatçı olup olmaması değil burada sorun olan. sorun barış manço'nun ideolojik tercihleri. mesela cemaatçi olsaydı, bu başlığın ilk tanımı başka türlü yapılırdı.

neyse efenim, ne demek istediğim anlaşılmış olmalı.

kimse barış manço'nun sanatçı olduğunu zannetmiyor, herkes onun sanatçı olduğunu biliyor.
sanatın ne olduğundan bihaber olan insanların sarf edebileceği söz. adamın o kadar güzel şarkısı varken, taşak mahiyetindeki bir-iki şarkısına neden takılırsın ki arkadaşım? ayrıca ajdar'ın şarkıları gibi şarkıları var demek için önce ajdar'dan bir "gülpembe" düzeyinde şarkı dinlememiz gerekmektedir kanımca.
barış manço iyi bir şarkıcı kötü bir sanatçıdır. toplumun büyük kesimi tarafından, sadece kendi kıçını düşünen kişilere sanatçı denildiği için barış manço da sanatçıdır. peki topluma ne vermiştir? bu tartışılır.
ölmeden hemen önce bir gazeteci ahmet kaya'ya, o linç edilmeye kalkışıldığı, mgd gecesinde neden bu kadar öfkeli bir konuşma yaptığını sorduğunda ahmet kaya'nın cevabı şu olmuştur, "o salonda sahte bir mutluluk vardı ve türkiye gerçeklerine uymuyordu. öfkem bunaydı." sanatçının şarkıcıdan farkı budur.
(bkz: akıl dağıtılırken sıçmaya gidenler)
barış manço sanatçı değilse şimdiki sanatçılar ney oluyor diye sorası geliyor insanın barış mançonun sanatçı olmadığını duyunca.
(bkz: tahsil cehaleti alır eşeklik baki kalır)

görsel
o şarkıların çocuklar için yapıldığını düşünemeyenlerin zannıdır.
ulan onları diyon da niye karasevda, alla beni pulla beni, seher vakti, anlıyorsun değil mi, kol düğmeleri, can bedenden çıkmayınca, unutamadım, dağlar dağlar, eski bir fincan, gibi gibi, gülpembe vs vs vs. gibi şarkılardan bahsetmiyorsun. onları heralde ajdar anığın şarkıları değil. barış manço büyükler için olduğu kadar çocuklar için de şarkılar yapmıştır ve söylemiştir.

işte bu başlık da bunu anlayamayanların kurduğu talihsiz bir cümleden ibarettir.
ülkemizin bayrağını japonya gibi bize çok uzak bir ülkede dalgalandırdığı, japonları nane limon kabuğu diye bağırtabildiği, çocuklara diş fırçalamayı, sebze yemeyi vb bilumum hasleti aşıladığı, şarkılarını kuşaktan kuşağa milyonlarca insana dinletmeyi başarabildiği için olan histir. bunu anlayamayanlar da bir soda içsin bi'şeyleri kalmaz.
barış mançonun inançlı bir kişilik olmasını hazmedeyen bazı bünyelerin söylediği safsatadır. onu anlamak için;

(bkz: senden öte benden ziyade)
(bkz: sarı çizmeli mehmet ağa)
(bkz: halil ibrahim sofrası)
kol düğmeleri'ni, gülpembe'yi, kara sevda'yı, güle güle oğlum'u bilmeyen kişilerin kurduğu vasıfsız cümle.

bu sözü ortaya atan canlı kendini ne ''zannediyor'' işte o daha tartışmaya değer bir konu.

(bkz: dinime küfreden müslüman olsa)
çok ciddiyim salaklıktır. ajdar ve havuç bile sanatçı sayılıyor bu ülkede. barış manço gibi büyük bir üstadın başka bir tanımlayıcısı olması gerekir.
hayatta bir baltaya sap olamamış birinin laf olsun torba dolsun diye açtığı başlıktır.
yerinde bir şeydir, hatta çoğumuz zannetmenin ötesinde öyle olduğunu biliriz.

(bkz: ya ayar mayar vermeyin şuna)

hatırlatayım brad pitt se7en, vermeyin şu katile istediği şeyi.