bugün

entry'ler (1159)

9 ağustos 2017 kei nishikori gael monfils maçı

Rogers Cup adı altında, kanada'da (montreal) oynanan ikinci tur mücadelesi.

kesinlikle monfils'in kariyer maçıydı.

ilk sette set için atılan servisi kırmasıyla seti tie-break'e taşıdı fakat kaybetti.

ikinci setin ortalarına kadar vasat bir oyun sergiliyordu, son zamanlardaki klasik monfils'ti adeta.

fakat ikinci setin son 4 oyunuyla birlikte gerçekten kusursuza yakın tenis oynamaya başladı. 5-3'ten çevirip 7-5 kazandı ikinci seti.

ardından final setinde yine maç için kullanılan servisi kırarak maçı tie-break'e taşıdı.

kötü başladığı tie-break'te 6-3 geriye düşmesine rağmen, tam 4 kez maç puanını çevirerek, üst üste aldığı 5 puanla maçı kazandı.

bu maçı izlemeyen tenis tutkunları kesinlikle çok şey kaybetti. fakat izleyen nishikori'ciler de çok şey kaybettiler...

lütfen özetini bulun ve izleyin. tribünlerin defalarca nasıl ayakta alkışladıklarını görün. monfils belki en iyisi değil, fakat kesinlikle ne zaman ne yapacağı en çok belli olmayan tenisçidir.

ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları

sinem kobal'ın selena olduğu zamanlarda, popstar yarışması için izmir'e geldiği dönemde, kendisiyle sağlam bir bakışmamız olmuştu. ayıp olmasın diye başımı çevirmeme rağmen, sonradan dayanamayıp baktığımda onun hala bana baktığını görmüştüm. arda turan tercihini bu yüzden hep yadırgamıştım fakat yıllar sonra kenan imirzalıoğlu'na gönlünü kaptırınca; o gün gerçekten beni süzdüğüne inandım. çünkü kenan'a olan benzerliğim su götürmez bir gerçek.

sözlük yazarlarının itirafları

hoşça kal.

yiğit özgür karikatürler

(img:#922951)

seve seve ölürüm senin için

Jehan Barbur tarafından imal edilmiş olan, 2010 yılına ait fevkalade bir parça. Dinlediğinizde 45'liklerin tadını verir size. Sanki eski bir parçayı yeni bir sesten dinliyormuşsunuz gibi hissedersiniz. Şahsen son derece etkilendim.

seve seve ölürüm senin için
yine yine tek bir bakışın için
hadi hadi bak bana
cesaretin varsa aşka

seni ilk gördüğüm günü hatırladım
kandırdı beni birden tek bir bakışın
senindi tüm aşkım senindi hayatım
kalbimi kırıp bıraktın

seve seve ölürüm senin için
yine yine tek bir bakışın için
hadi hadi bak bana
cesaretin varsa

bile bile ölürüm senin için
seve seve bir daha aşkın için
hadi hadi koş bana
yarınlarımıza...

https://www.youtube.com/watch?v=fZVCfE5Pb7o

seve seve ölenlere...

kitap yazacak olsanız son cümlesi

...ve sonsuza dek mutlu oldular.

delirme

Fettah Can'ın, küçük harflerle konuşup büyük cümleler kurduğu şarkılarından biri.

Bitti ellerin eline düştü
Söyledim ya seni kim düşünür bu kadar
Bitti ellerin eline düştü
Söyledim ya seni kim düşünür bu kadar

Hâlâ yangın yeri evimin içi
Aşk iki kalbe muhtaç ya bizde öldü birisi

Delirme aklım hep sende
Kızdığıma bakma zaafım güzel yüzüne
Gel etme aşk gururdan öte
Nefret ede ede sever mi insan böyle

https://www.youtube.com/watch?v=fXWezCZjGTA

sevgiliyi kendine bağlamanın yolları

Merhaba canlarım. Başlığı önce "sevdiğini kendine bağlamanın yolları" diye okudum, bunun hakkında birtakım önerilerim olabilirdi olumlu yönde sizleri teşvik etmek adına.

fakat iş "sevgiliyi" bağlamak olunca, olaya sonradan dahil olan bir isteksizlik söz konusu oluyor.

sevgilinizin size bağlı olmaması demek; sizden uzaklaşmış, sizden soğumuş, size karşı isteksiz, size değer vermiyor ve daha nicelerini içinde barındıran olumsuz duygular besliyor olması demektir. olabildiğince hızla koşarak uzaklaşın ondan. unutmayın, hayatınıza girip de size karşı fedakâr olmayı reddeden her kim olursa olsun sizden değerli değildir.

orta vadede, hatta kısa vadede bile bu sizi psikolojik olarak çok zor durumlara sokabilir. hayatınızın akışı değişebilir, geleceğe dair bakışınız farklılaşabilir ve aklınıza bile gelmeyecek türlü travmalara itebilir bu sorunlar sizi...

sevmek, hayatta karşılığını bekleyeceğiniz tek şey olsun. sevilmiyorsanız asla fazladan vakit ayırmayın.* *

hasibe özlem eren

Bugün alsancak'ta bir kitapçı çıkışında göz göze geldiğim tatlı şahsiyet. ilk etapta kendisini görmemiştim, bana birinin baktığını fark edip döndüğümde onun olduğunu gördüm. Sonrasında utanıp gözlerini kaçırdı.* Halbuki bir iki kelam edebilirdik, sonraki karşılaşmamızda artık umarım. sevgiler hasibe'cim.*

cenk tosun

son gaziantep maçında kazandırdığı penaltının ardından, kullanmak için takım arkadaşlarına adeta yalvaran; ardından da -sanki beş kişiyi çalımladıktan sonra gol atarak eski takımını rezil rüsva etmişçesine- gururlanarak "sevinmeme" triplerine giren futbolcumsudur.

biraz dikkat edin koçlarım, sizin yaptığınız tafralar kadar rezillikleriniz de görüntüleniyor yayıncı kuruluşlar tarafından. eminim antep halkı da "naabıo ule bu ırgat" diye g.tüyle gülmüştür bu duruma.

trakya üniversitesi

10 yıl sonra sınava girip, uluslararası ticaret bölümünü 4. sıradan denk getirdiğim güzide üniversitelerimizden biri.

hiçbir şekilde hazırlanmadan girdiğim bir sınavdı. bir arkadaşımın ısrarı üzerine girmiştim ve aldığım puanı görünce tercih yapmak istedim haliyle.

izmir'den istanbul'a pek yetişemiyorum. istanbul'a olan yakınlığı sebebiyle gidip okumayı düşünüyorum.

işin tuhaf tarafı da daha önce 2-3 kez edirneyi komple gezmiş olmam. ilk kez 2007 yılında gitmiştim keşan erikli'ye ve daha o zamanlar hissetmiştim hayatımda bir yeri olacağını sanki...

keşan'da yaşayan, okuyan ya da bilgisi olan arkadaşlar genel bir bilgilendirme yaparsa çok sevinirim. özellikle kiralar, yaşam kalitesi, hayat pahalılığı gibi öğrenmek istediğim detaylar var.

kocan kadar konuş

filmdeki en büyük mesaj, efsun karakterinin odasının kapısında asılı olan "kitabı filmiyle yargılama" yazısıydı bence.

bu mesajı taşıması gereken onlarca türk filmi varken, bence uyarlama olarak son derece iyi olan bu filmin vurgu yapması son derece manidardı.

içeriğe gelirsek, çok eğlenerek izledim ve kaç sahnede kahkahalarla güldüğümü sayamadım bile...

kitaptan uyarlamalarda, işin bir kısmında aksaklıklar olduğunu görüyorum genelde. yerli, yabancı fark etmeksizin aynı kopukluk ya da eksiklik göze çarpıyor -ki bu filmde de aynı şey vardı- o da düğümden çözüme bir anda bıçak gibi kesilerek geçiyor olması. yani tam olarak yükseldiğinizde yavaş yavaş alçalmıyorsunuz. o yükseklikten kendinizi aşağıya bırakıyorsunuz. bu biraz rahatsız ediyor beni.

özetle bu filmi kesin olarak izlemelisiniz. harika bir işlenişe ve diyaloglara sahip...

unuttun mu beni

sözü ve müziği malum kendisine ait olan bir soner sarıkabadayı şarkısı. kendine ayırdığı şarkıların besteleri genelde birbirine çok benziyor fakat sözleri ayrı ayrı derin anlamlar taşıyor. kendine ayırdığı diye vurgulamak istedim çünkü başkalarına gayet birbirinden farklı tınıların oluşturduğu eserler veriyor. bunu özellikle mi yapıyor; bence evet.

https://www.youtube.com/watch?v=Eahs64bnHBI

Herhalde yalnızım yine, uzunca bir süre
Bu halimi sevdiğim söylenemez
hasret ağır, ağır gider alınmaz kötü söze
sanki sağır olmuş kimseyi dinleyemez

tutulacak sözüm de yok benim
unutulacaklar kapıya dayandı
senin bir hesabın varsa bile
sorudan ve cevaptan bu gönül usandı

kimse yerime sevdi mi seni?
gölgelerine aldı mı seni?
şunu bir yüzüme yüzüme söylesene
unuttun mu beni?

tan

"ağrılı başımız" adlı teklisini, ortalığa bir bomba gibi bırakıp kaçan "sanatçı". sözleri kendine ait olan bu güzel parça, müziğinde mert dörter'in ona eşlik etmesini sağlamış.

her ne kadar ilk çıktığı zamanlardaki tarzını bir hayli değiştirmiş olsa da tan'ı severek dinlerim. ama tabii ki o hafif alaturka tarzı, o nağmeleri çok daha fazla yakışıyor. şarkıyı da paylaşayım, sözleri de müziği gibi güzel.

Yanıldık bir hata yaptık
Yüz yüze bağırdık
Biz, bize ağırdık

Bile bile bu sonuca vardık
Doğruyu bulamazken
Yanlışı denemeden

Fazla kalmadan yer etmeden
Günahlara günah eklemeden
Sevdiğim kadar çok öğrendim
Sabrımız tükenmeden bitmelisin

Tarifi yok ihanetin içimizdeki nefretin
Aşka biçtiğim değerin karşılığı yok
Affetmek özgürleşmek
Zaten mümkün mü birleşmek
Aşktan ağrılı başımızın tedavisi yok

Fazla kalmadan yer etmeden
Günahlara günah eklemekten
Sevdiğim kadar çok öğrendim
Sabrımız tükenmeden bitmelisin

Tarifi yok ihanetin içimizdeki nefretin
Aşka biçtiğim değerin karşılığı yok
Affetmek özgürleşmek
Zaten mümkün mü birleşmek
Aşktan ağrılı başımızın tedavisi yok

Bu dertten ağrılı başımızın tedavisi yok...

http://www.youtube.com/watch?v=GJadTySU1M8

2015

herkese sağlık, mutluluk, huzur ve başarı getirsin yılıdır. her şey gibi yıllar da bir bir değişiyor.

halam geldi

adet'tendir tanımlayalım başta: genellikle ülkemizin doğusunda doğup, doğurup, doğuşanların kullandığı; artık tabii ki gizliliği kalmamış olan farklı bir "regl oldum" deyişidir.

ayrıca az sonra bahsedeceğim fevkalade türk filmidir.

http://www.imdb.com/title/tt3463014/

melisa celayir haricinde olağanüstü oyunculuklar, ülkemizde sürekli halının altına süpürülen bir konu ve kıbrıslıların harika türkçeleri...

öyle ki bu film, reklam kaygısı bir kenara bırakılarak bütün televizyon kanallarında tanıtılmalı; insanlar izlemeye teşvik edilmeliydi.

belli ki üzerinde uzun süre çalışılmış bir yapım bu. filmin sonunda çalan iki şarkıyı da paylaşmak isterim. gayet güzel ve etkileyiciler.

film hakkında herhangi bir deşifre içermiyor, dinleyebilirsiniz. ama filmi de izleyin sonra, mutlaka...

http://www.youtube.com/watch?v=ZhkqtLIz6yQ

Özür dileme benden
minicik bedenimden
kimseyi affedemem
canım böyle yanarken

Nasıl kıydınız bana
daha oyun yaşında
çaresiz yalnız kaldım
Hayatın karşısında

Reyhan kokmuyor artık
tenimde el kokusu
gelinliğim kefen mi
yok mu Allah korkusu

Güneş her gün doğsa da
Karanlığa gömüldüm
Nefes alıp versem de
Yaşayan bir ölüyüm

Vicdanını bir dinle
Ne söylerse nafile
Ben seni affedemem
Özür dileme anne

Reva gördüğünüz hayat
Sanki ölümün adı
Bundan böyle ömrümün
Kalmadı hiç bir tadı

Reyhan kokmuyor artık
tenimde el kokusu
gelinliğim kefen mi
yok mu Allah korkusu

Güneş her gün doğsa da
dünyam karanlık hâlâ
Yaşayan bir ölüyüm
Allahım güç ver bana

----------------------------------------

http://www.youtube.com/watch?v=a1C3XkRxr-s

elini çek kızıma dokunma
çocuk yaşta o daha yok mu utanman
yaşayan bir ölü artık minicik beden
affetmez seni canı böyle yanarken
asla temizlenemez baki kalır leke
ahlaksızın dik alası işte azgın teke
azrailin avucunda yazılır ismin hürmetine
insan doğasında yok böyle bir töre
ona evlilik değil evcilik yakışır
ölsen de bu günah yakana yapışır
hayattaki yerini bil soysuz
yalansın komple insanlıktan yoksun
görmezlikten gelme karanlığa iteni
bana ne dersen batar bu günah dikeni
sessiz kalmak üstlenmektir bu vahşi suçu
er ya da geç sana da batar bunun dikeni

elini çek kızımdan kızıma dokunma
hiç düşünmedin ama onun istediği tek şey bir salıncağa binip bu dünyada yok olmak
nasıl bi namertliktir, nasıl bir erkekliktir
sadece hayallerine sığınmış bir çocuğun yanına sokulmak
hangi şerefin hangi onurun namus mahsülüdür
bu görünen şeytanın orak tutmuş bi post türüdür
indirin maskeyi, yırtın atın kostümünü
Tahammülüz kalmadı, gömün geçmişin bu yoz kültürünü
vicdan, 13 yaşında gelin olmuş bir çocuğun çığlığıdır

çocuğa cinsel istismar insanlık ayıbı
vicdanınız yok mu durdurun bu kıyımı
kader değil, töre değil, vahşet bu lanet
sübyana saldıran töre değil cehalet
polis, savcı, hakim, jandarma duyun ha
cezasını verin çocuktan gelin olmaz
ananı, bacını, karını, kızını getir aklına
küçüğe el uzatmak yok kitabımızda

gözünü yumma, bu asla yok etmeyecek o çocuğun çığlığını
baktığında duyabilirsin bak, uzakta değil
biraz sorgularsan eğer merhametinin zayıflığını
insanlığına inan bu vahşet yakın uzakta değil
onun bir hayatı var, onun bir hayali
o konuşabilen bir varlık, hiç kalmasa bile mecali
onun bir ruhu var be, onun da görür gözleri
o bir insan ve hiçbir zaman affetmeyecek şerefsizleri

mail

atılabilen, yollanabilen, gönderilebilen, alınabilen, verilebilen; haberleşmeye, iletişime, yazışmaya, konuşmaya, paylaşmaya yarayan elektronik mektupçuluk...

incir reçeli 2

Bana göre fevkalade dram oyuncusu olan ama geçmişi başarısız komedi deneyimleriyle dolu halil sezai'nin, başrolünü şafak pekdemir'le paylaştığı devam filmi.

ilk filmden fazlasıyla beslenmişler ve bence çok etkileyici bölümleri de vardı, vasat taraflarından fazla olmak kaydıyla... sonunu biraz aceleye getirmişler ayrıca, orayı hiç beğenmedim daha gizemli ve vurgulu işlenebilirdi. filme mi acıdınız bir 10 dakika daha çekeydiniz.

filmi bir kenara koyup, her gün defalarca dinlediğim şu şarkıyı paylaşmak istedim aslında; film işin hikâye kısmı.

--sözler--
Kadehin dibini vurunca dostlar masaya
Gönlümün sokaklarında kandiller yanar
Muhabbet demini salınca hafiften havaya
Gözlerim gözlerini, felaketimi arar

Şimdi Galata'da bir meyhanede
Aklım o zat-ı şahanede
Dostlar gönlümü eyler boşa
Artık kalmadı bir bahane de
Şans ne gezer divanede
Onca içtik meyler boşa

Sonsuz bir akşamüstü şimdi hasret
Gitmez çakıldı kaldı semaya
Canımın canı gönlümü kahret
Gitme müptela etme cefaya...
--sözler--

http://www.youtube.com/watch?v=1EOuvqY-7Uw

barefoot

2014 yapımı, yönetmenliğini Andrew Fleming'in üstlendiği, başrolleriniyse Evan Rachel Wood ve Scott Speedman'ın paylaştığı romantik komedi tarzında bir amerikan filmidir.

işlediği suçlardan dolayı kamu hizmeti cezasını bir akıl hastanesinde temizlik görevlisi olarak çeken kumarbaz Jay, aynı hastaneye hasta olarak gelen Daisy ile tanışarak, aralarında başlayacak komik ve trajik bir arkadaşlığın temelini atmış oluyor.

aynı zamanda bir road trip olduğunu da söyleyebilirim. film tanıtımında böyle bir bilgiye rastlamadım, şahsen yol maceralarına hasta biri olarak böyle filmlere ilgi duyanların bir hayli fazla olduğunu düşünüyorum.

ayrıca sizi duygudan duyguya sürükleyecektir. ben uzun zamandır bir kadın oyuncuya bu kadar gülmemiştim, o kadar doğal ve harika bir oyunculuk cidden.

izlemeden ölmemeniz gereken filmlerden...

http://www.imdb.com/title/tt2355495/

http://www.youtube.com/watch?v=i-b_mPVuNOI

gel gel

egzotik bir berkay şarkısı. sanki sevişme sırasında ya da başlarken dinlenmesi için bestelenmiş.

sözü ve müziği kendisine ait. klibindeki oyunculuk kime ait o konuda bir fikrim yok.

berkay'ın meziyetli insanlarla çalıştığı belli. Yaptığı son birkaç iş gayet başarılı. bu şarkının da tamamı çok güzel ama nakaratı bir başka tabii ki...

http://www.youtube.com/watch?v=YYQxIRHgtUY

Sonbahardı, soğuk bir sabahtı
Gördüm seni, bana yakın gözlerini
Ne zamanı, ne beni hiç anlamadın
Neydi bu sendeki hayatın rengi
ilk tanışmamız, ilk bakışmamız hâlâ çıkmadı aklımdan
Şimdi ne oldu, böylece bitti ama bendeki aşkın bitmedi

Susuyorum, çok yalnız kaldım işte
Duruyorum, nasıl geçer hayat böyle
Susuyorum, çok yalnız kaldım işte
Duruyorum, ölüme yakın uykulardayım

Gel, gel, gel
Gel çok özledim gel, gel, gel
Çok çaresizim gel, gel, gel
Böyle bitmesin gel, gel, gel...

Tam üç aydır çok uzaksın sen bana
Yalvarmıştım, dualar ettim Tanrıya
Küçük ellerinle ellerim kavuşsun diye
Son bir şans ver bu aşkın hatrına
lk tanışmamız, ilk bakışmamız hâlâ çıkmadı aklımdan
Şimdi ne oldu, böylece bitti ama bendeki aşkın bitmedi

Susuyorum, çok yalnız kaldım işte
Duruyorum, nasıl geçer hayat böyle
Susuyorum, çok yalnız kaldım işte
Duruyorum, ölüme yakın uykulardayım

Gel, gel, gel
Gel çok özledim gel, gel, gel
Çok çaresizim gel, gel, gel
Böyle bitmesin gel, gel, gel...