bugün

dünyanın tüm işçilerin, emekçilerinin bayramı.
amacına uygun olarak bayram havasinda geçmesini ve avrupa'da da olduğu gibi emekçilere tatil edilmesini dilediğim gün.
genellikle ütopik solcuların provokasyon alanına dönen kutlamalar yaptığı gün.
provakasyonlara gelmemek itin köpeğin diline düşmemek dileğiyle tüm dünya halklarının 1 mayısı kutlu olsun.
kutlu olsun. iyi bağrışmalar. *
burjuva itlerinin her zamanki gibi çemkireceği gün, halbuki yalnızca işçi ve emekçinin bayramı.
tüm dünya'da işçilerin bayramı olarak, işçiler tarafından kutlanırken, ülkemizdeki işçilerin, ekmek derdinden kafalarını kaldıramayıp, normal bir günmüş gibi geçirdikleri, fakat bununla beraber yasadışı sol örgütler ve sol çizgideki terör örgütlerinin provake ettikleri bayramdır...

ayrıca; redwinemania'nın doğum gününe de denk gelen bayramdır. *
işçilerin yaptığı stres atma yöntemidir. * *
bugün neredeyse bütün müşterilerimizden "happy labours day!" diye mail aldım.. keşke bizim ülkemizde bugün bu kadar mutlu, umutlu, bayram gibi kutlansa.. sanırım biz bu günü asla "happy lobours day" olarak hatırlamayacağız, daima "bloody labours day" olarak hatırlayacağız..

ama yine de bu bi yerde değişmeli..

arkadaşlar hepinizin 1 mayıs işçi bayramı kutlu olsun!!!!!
Türkiye de kutlanılması bir türlü becerilemeyen bayramdır...

kendini bilmez gruplar yüzünden her yıl polisle kutlayıcılar arasında ki it dalaşına dönüşmektedir... amacı işçi haklarını ve isteklerini belirtmek olmayan o dengesizler yüzünden her yıl yapıldığı yerde ortalık savaş alanına dönmüştür...

be şerefsiz insan, sen kimsin? sen kendini ne bok sanıyorsun da, benim halkımın üç kuruşluk maaşı ile aldığı arabayı yakıyorsun?

sen işçi bayramı diye katıldığın grupla birlikte vatandaşımın evinin çatısındaki kiremitleri nasıl olur da senin gibi işçi olan insanlara atıyorsun?

sizin gibi akıl yoksunu, embesil provokatörler yüzünden bu ülke de kimse yürüyüşlerle hakkını arayamaz oldu...

aklı başında işçi bayramının ne anlama geldiğini bilen insanlar ise; siz nasıl olur da bu tür olaylara sebeb olursunuz?
bir bayram böyle mi kutlanır?

katılanların birçoğunun emekçilikten haberi yok, tek amaçları ortalığı karıştırmak olan ve bunu da her yıl en güzel şekilde yapan, işçilerin haklarının savunulduğu, taleplerinin dile getirildiği bir bayram olmaktan çıkmıştır...

ne acıdır, ülkenin yarısından fazlaşı işçidir ama bir bayramı kutlayamamktadirlar...

yine de;

tüm emekçilerin işçi bayramı kutlu olsun...
hala ortalığı karıştarının polis devleti değil de oraya giden kişilerin çıkarttığı söyleniyor. bu kadar mı körüz, bu kadar mı bilincimiz gerçeklere kapalı? bence insanlığımızı sorgulamak gerek. gerçi gene 3-5 tane resim koyulup "bak bunlar provakatör, bunlar polise taş atıyorlar" denilecektir, eminim peki neden buraya dövülen gençleri, üstleri su sıkılan halkı görmezden geliyorsun. "biri sana saldırıyorsa, sen elini kolunu bağlayı bekler misin?" sorularının sorulması gerekir elbet.
sabah 06:00 civarlarında üstbostancı'dan * Taksim tarafına geçmek isteyenlerin yoğun trafik nedeniyle 2. köprü girişinde saatler 09:30'u gösterdiğinde yani yaklaşık 3 saat boyunca hala Anadolu yakasında mahsur kalmalarına sebep olan miting.. * Çekilir dert olmadığını, istanbul trafiğinin tarihinde ilk kez böyle kilitlendiğini de görmüş olduk. "Toplantım vardı diye ağlayıp, bayınlar mı dersiniz; işte sağlık dememize neden olan ambulansın trafikte takılı kalması ve hastanın durumunun ağırlaşması mı dersiniz; otobanda arabaların kontaklarını kapatıp; çıkıp da arabalarının yanlarında sigara içmeleri mi dersiniz..."Bugun enteresan bir gundu denilebilir.. Ve şu sonuç çıkarılabilir:
"Türkiye'de bu tarz olaylar hep yaşanıyor, 30 sene sonra tekrar yaşanacak ne denilebilinir ki başka"
ilk not: geç kalınmış yazıdır (sayelerinde)

saat 09:00

taksim meydanı başta olmak üzere canlı yayın araçlarının yayın ruhsatlarına el konulmuştur.

sonrasını sadece saldıranların görünteleri vardır.

dayak yiyen gazeteciler bugün valilik önünde toplanmışlardır.

insanlara silah sıkanlar tv de çıktığından mıdır nedir "sakin ol ökkeş" diye bir ses çıkmaktadır. silah sıkanlara sakin ol denilirken diğer gruba işçi haklarının gaspçıları damgası vurulmuştur.

bu nasıl bir gözü dönmüşlüktür ki panzer önünden geçen "akrep" isimli araca çarparak bu araç içindeki meslektaşını!!! ezme konumuna gelmiştir.

tüm dünya'nın hem fikir olduğu, iranda bile kutlanılan bayram istanbul da birilerinin yardımı ile kaosa hatta sıkıyönetime dönüşmüştür.

yaşlı bir vatandaşımız atılan gaz bombalarının etkisi ile solunum yetersizliğinden hayatını kaybetmiştir.

saat 16:30: polisin gaz bombası stoku tükenmiştir.

son not: ezbere laflarla benim hakkımı onlar savunmasın diyen herkes haklarını savunmak için alanlarda yerini alsın.
''demokrasi'' anlayışı sadece istanbul' daki converse li türbanlı kızın, üniversiteye girme şımarıklığı düzeyinde olan bir siyasi tarikat(akp) tarafından, oldukça demokratik yöntemlerle yorumlanıp karşılanan bayram(!)dır.
azerbaycan ile birlikte dünya' da alan yasağı olan, hiper demokratik tek ülke türkiye' dir. bu günün emekçi tabakanın ve ezilenlerin, sermaye sahipleri ve kapitalistlere karşı kutladığı bir bayram olmadığı tek ülke de türkiye' dir.
bütün ısrarlara rağmen diksiyon kursuna gitmeyi red eden muammer güler' in ise, ''ayakları'' tehdit ettiği, patron particiliği eğilimin hızla tırmanışa geçirtildiği bir gerginlik unsuru haline daha getirilmiştir.
(bkz: 1 mayıs 2008)
ayak takımlarının toplandığı gündür. bu ayak takımı seçim dönemlerinde geçici bir süre ' efendi ' dir.
lanet olası siyaset, lanet olası demokrasi...
"sus, sesini çıkarma" dayatmasının amaçsız patlaması.

amacı işçi haklarını korumak değildir tabiki. bu enseye vur ekmeğini al sistemine ayaklanmaktır.
tabi bayram değil eylem olduğu için bu eylemde anarşistinden, komününe, pkk*lısından, satanistine, devlete karşı çıkan her çeşit insan bulunur.

bu nedenle asla serbest bırakılamayacak, devletin ektiği ve yine devletin biçeceği problem.
utanmak yeterli mi sizce?
hükûmetçe?
siyasetçe?
ideolojikçe?
sergilenen tavırca?
peki ya insanca? pek insanca?..

çok ötelere gitmeyelim diyoruz ya hep, bazen kimilerince ötelere giderken(!)
alanda yer alan, sessiz çığlıklarını duyurmak isteyenlerin içinde pekâla vardı sünnisi-alevisi, kürdü-türkü, sivili-sivil olan polisi -ancak haklı serzenişleri dillendirmek isteyen sivil halk kimliği; pekâla vardı hakların verilmemesi ile canı yanan, bunun yanı sıra sadece günün ehemmiyetine vurgu yapmak isteyen bilinçli insan.

abd'de 1 mayıs 1886 yılında iş saatinin 8 saat olmasına karar verilmesi ile eyleme geçilmiştir. işçi örgütlerin buna hazırlıklı olması kararı alınmıştır. ve 1889'da bu savaşımlar, mücadeleler '1 mayıs işçilerin mücadele dayanışma günü' olarak kabul ettirilmiştir.
ve pek tabii 1890'da da bu gün 1 mayıs işçi bayramı olarak alanlarda kutlanmıştır. bu süreç kansız geçmemiştir, ancak suçlular cezalandırılmıştır, üstelik idamla. ve bir daha da tekerrür etmemiştir insanlık dışı görüntüler.

ülkemizde ilk 1906'da kutlanmıştır bu bayram niteliğindeki hakların özgürce ve birlikçe savunulması anlamına gelen gün. ancak hep gölgeler altında olmuştur. sonrasını yakın tarihimizde, doğum tarihlerimizce ve biraz da arşivleri kurcaladığımızca biliyoruz hepimiz.

nedir ülkenin altına/kanatlarına almak istediği tahakkümperver tavrın nedeni? neden gocunulur ülke insanların kaynaşmasından? birlik olmasından ve birlik gösterisinden?
bizi biz yapacak olan, tüm farklılıklarımıza rağmen ortak payelerimizde buluşup, bu parçalar/parçacıklar ile bir bütünü oluşturmak değil midir insana yaraşır sıfatlarca?
hani bizi güçlü yapacak olan bu edimler değil midir de bunca zulüm ve baskı yapılır inatla, yılların 'bile bile lades' olmuş zihniyeti ile?
biri açıklayabilir mi, aynı hatayı defalarca yapmanın mantığını?
silkinip, yeni bir gün ve tarih yazmanın insan tarafını muştulayacak kimsecikler yok mu sağımızda, solumuzda, önümüzde ve arkamızda?
illa hep sobelenecek miyiz tüm bunlarla, bu zihniyetlerle?

medyada yer alan şu görüntülerden utanmamak kabil mi allahın aşkına?
neyiz biz?
insandan devşirilmiş et parçaları mı? her söze ve baş(!) diye tabir edilenlere itaat etmesi gereken köleler mi?
çok mu zor klişelerimizden-ezberlerimizden-korkularımızdan sıyrılmamız?
korktuğumuz nedir peki? bu topluma verilmemesi için didinilen hakların kalan kısmının da imtina ile alınmasının sebebi nedir? birileri anlatsın artık!..

utanmak yeterli mi sizce?
hükûmetçe?
siyasetçe?
ideolojikçe?
sergilenen tavırca?
peki ya insanca? pek insanca?..

senin 1 mayıs işçi bayramının rengi kırmızı türkiye'm. ihtiraslı bu rengin kaykılmış gölgesinde, emek ve işçi bayramın kutlu olsun. insanca, pek insanca...
(bkz: gaz bombası ve cop)
1923 teki versiyonu için:

(bkz: amele bayramı)
iktidar tarafından polisin işkence bayramı haline getirilmiştir.
1 mayıs 1886 da Amerika'da 14 saat çalışan işçi sınıfının çalışma sürelerini 8 saate düşürmek için genel greve gitmesi olayıdır.bu grev 5 kişinin idamıyla sonuçlanır.Türkiye'de ise ilk defa 1921'de kutlanmaya başlıyor.
kutlu olsun dediğimiz bayram.

ayrıca:

(bkz: 1 mayıs emek ve dayanışma bayramı)
zarar vermek için yaratılmış bir yığın işe yaramaz insan kılıklı bölücü yaratığın toplanıp eylemlerini gerçekleştirdiği gündür.
bir cok ülkede iscilerin toplanip, sendikalarin hazirladigi mitingler esliginde mangal partisi yapip eglendikleri ve hatta eglenirken birlik olup, "ne olursa olsun bütün insanlar esittir" sözünü gözle gösteren bir gündür. malesef; adam akilli kutlamak isteyenlere de leke sürdüren provakatörlerin ortaligi karistirmasiyla türkiyemizde bambaska bir sekilde algilanmistir.

elbet bir gün türkiye´de de 1 mayis, diger ülkelerde de oldugu gibi mangal partisi esliginde kutlanacaktir.
bugünü bekleyen provakatörler tarafından yine olaylar çıkarılmış. işine gücüne giden insanlara zarar verilmiş gündür. aynı zamanda makul denilen sayı ile taksimde bayramını kutlamış işçilerin günüdür. Eskiye göre olayların azaldığını görüyoruz.