sadece isim hakkının koza davetiyeye satıldığı, gün itibariyle beşinci boyut adlı tartışma programında da yaşar nuri öztürk' ün allah ile aldatmak adlı kitabının tartışılacağı, kısacası çizgisini hala kaybetmediği açık açık görülen kanaldır.

hayır değildir, çünkü; 1922 yılında diktatörlüğün ta kendisi olan monarklık rejimine son vermiş, ardından onun kalıntısı kıvamındaki çirkin kopya halifeliği dünyevi bir kurum olmaktan, dahası bir kurum olmaktan çıkartmıştır.
yunanlılar, izmir' den çıkartma yaptıklarında bile işlerini 1.tbmm' de alınan kararlarla yönetmiştir. 2.tbmm zamanında da, cumhuriyet halk fırkası na alternatif olarak hürriyet ve itilaf fırkası' nın kurulmasını bizzat teşvik etmiştir. ancak daha sonra ülkede gerici ayaklanmaları ve din tacirlerinin kışkırtmaları sonucu ödemişte kubilay' ın kafasının kesilerek -ki bunu yapanlardan biri de bülent arınç' ın bir atasıdır- zorbalık yapılmasından sonra parti kapanmıştır.
çok eleştirilen istiklal mahkemeleri' nin kararlarından sadece 154 ünün (kaynakça: uğur mumcu, `kemalizm sendormu ve pax amerikan) infazla sonuçlanması çok büyük bir yüzdeyle affa gidilmesi, diğer ülkelerdeki devrim mahkemelerinin ise (örneğin fransa' da tribunale revulitionair) sivil-isyancı demeden binlerce kişiyi doğraması da, kıyas yoluyla yapılan ayrı bir tarihsel inceleme metodudur.
atatürk diktatör değildir çünkü; dinci tınılar taşıdığı başından beri bilinen hürriyet ve itilaf fırkası ile 1920' de mustafa suphi tarafından kurulan türkiye komünist partisi' nin yaşamasına izin vermiştir.
ayrıca, 9 umde de düzenlediği devletçilik politikası gereği, devlet güdümünde özel sektörü (yabancı sermaye de belli ölçülerde dahil olmak üzere) desteklemiş ve monopolist piyasa oluşturmamıştır. (1931-1938)
şimdi bunları oturup bir orta okul inkılap tarihi dersi gibi anlatmamın sebebi de, bütün bunları bildikleri halde bu soruyu sormaya meyleden provakatörlerin fiillerinin amacının neye ve hangi sakat yoldan gidildiğine ışık tutmak içindir.

akp ye kapatma davası açılması ile türban davasının esastan birleştirilmesi üstüne tarihi müphem olan seçimlerdir. ancak deniz baykal' ın akp li sorumsuz belediye tuzla' da söylediği üzere ''2009 mart' ın da genel seçimlerle beraber olabileceği gibi kasım' da da olması muhtemel''dir.
akp' nin belediyecilik hileleriyle ankara' da çankaya ve izmir' de karşıyaka' yı bölüp kendine 6' ya 5 bir yaklaşma payı çıkartmak niyetinde olmasının yanı sıra cumhuriyet halk partisi, söylenenin aksine söz konusu seçimler için startını vermiştir bile.
balıkesir' deki anap, shp, dyp ve dp belediyecilerinin chp' ye geçmesi, ordu' da da dsp li ve dyp' li belediyecilerin bünyeye katılması ile antalya üzerindeki yoğun çalışmalar sürmektedir. üstelik kamer genç' in de chp' ye geçme ihtimali olması üzerine tunceli' deki bankosunu artıran chp, hatay' daki ve bursa' daki eski üyeleriyle de barışmış, şimdiden 20' ye yakın il gezilmiştir.
kısacası, akplicikler türban ile kapanma-açılma ile tırnaklarını yerken, kendisine vuranın puan kazandığı chp, işini yapmaktadır.
(bkz: chp ye vur puan kazan)
edit: ayrıca istanbul' daki iki akp' li belediye' nin chp ile temas halinde olduğu da bilinmektedir. daha istanbul' daki belediyelerine sahip çıkamayan bir oluşum karşısında şansının yüksek olması umuduyla...

atv' nin çalık grubuna satılmasındaki hortumculuk, sağlık bakanlığının üniversite hastanelerine yaptığı çifte standart, osman paksüt' ün dinlenmesi olayındaki kişi özgürlüğü savunmaları, kraliçe elizabeth' in eski bir sömürge makamını hatırlatırcasına türkiye' ye gelişi üzerine yerinden kımıldamamak, çankaya konusundaki tutarlı tavırları, rte' nin kendisiyle uğraşmaktan başka hiçbir şey yapamamasını sağlarken, anlaşılan yandaşlarının da hobarey hobarey neresinden saldırsak? pozisyonlarında, demode ataklar yapmasına sebebiyet vermiş deniz baykal...
kendisinin sosyal demokrasi' yi dezenformasyona uğrattığını düşünsemde, izdivacını akp kapandıktan sonra ara hükümet döneminin başı olarak göreceğimizi hatırlatmak isterim.

bunu söyleyen kimsenin bir akp yandaşı olması, bir akp sepatizanı olması veya akp' nin politikalarını içten içe destekliyor olması ihtimalleri bir yana, zaten söz konsu yapılan bir takiyyecilik zanaatıdır.
ayrıca! akp yandaşı veya akp sempatizanı olmanın gerçekten utanç verici ölçülere vardığını (2008 yılı boyunca bunu gördük) bilen ama bilip de yine de bunu inkar ile karışık bir tarafsızlık perdesi altında savunmaya çalışan bünyelerin meşgalesidir.
(bkz: bir akp linin anatomisi)*

doğruları ve yanlışlarıyla ülkenin son bir buçuk yılına damgasını vuran bir kahraman, totem, medya maymunu, ilerici, solcu, takiyyeci, şov adamı, müstakbel lider ve goygoycusudur... kısacası tarafımca herhangi bir kategorsiye sığdıralamayacak kadar çoktur ama bir o kadar da azdır.
bir buçuk yıl içinde kemalizmi ulusal ideoloji toteminden kurtarıp, manasız bir resepsiyon adeti görünümünden sıyırsa da, kemalistleri duygusal söylemler içine iterek, havada kalan bazı eylemlere girişmiştir. kemalizmi sol ve sosyal demokrasi ile örtüştürüp, aslında 80' den beri başımızdan bir türlü eksik olmayan ballı-börekli merkez sağcıların gardıroplarından kurtarmıştır. ancak sosyal demokratlar arasında korku, panik, hezeyan ama bir yandan da farkındalık yaratmıştır.
bazı kelimeleri, bazı kavramları yeniden hatırlamamızı sağlamış, kaynağını akpspor adlı siyasi cemaat gibi 1000 yıl öncesinden değil, aslında sadece 90' ların başında uğur mumcu' nun söylemlerinden almıştır.
müritlerince bir totemmişçesine savunulan ve maalesef taasupluğa yol açan bu adamın gerçek niyeti elbette bu değildir. ancak deniz baykal ile aynı hataya girerek, solaryum bağımlısı rayban gözlüklü, sarışın caddeci hatunlardan bir parti meclisi yaparsa, zaten dejenerasyona uğrattığı sol' dan iyice uzaklaşacaktır.
yapması gereken: ivedilikle parti kurarak bir manifesto yayınlamak ve bcp, hyp gibi 60 yaş üstü partileri bünyesinde toplayarak, 2009 yerel seçimlerine hazırlanır gibi örgütlenmektir. bu aşamada asla ve kat' a chp' ye sataşmayıp, o yokmuş gibi davranmalı ve sosyal demokrat sermaye sahipleri ile omuz omuza vermelidir.
şimdilik yapılması gerekenler basit, uygulaması zahmetli işlerdir. müstakbel parti başkanıdır ve tüzüğü ile manifestosu merakla beklenmektedir.
(bkz: siyasi parti)

koşarken ayağı takılmasın... dediğimdir. zira bağımsızlığın anlamı ve kapsamı geniş olmakla birlikte, dil konusunda her hangi bir bağımsızlık kazanamayacağı gün gibi aşikardadır. zira kelime haznesi bir kaç yüz ile ölçülebilen bir yan-dil den bahsedilmektedir. üstelik dünya' nın en verimli petrol yatakları üzerinde bulunacaklarından abd' nin onlara çin-rus bloğuna yaklaşmamaları için pek bağımsızlılarını yaşatacakları, akl-ı selimler tarafından sanılmamaktadır.
(bkz: kürt edebiyatı)(?)

(bkz: liboş)

halkbankası' nı halka kapatıp, sömürgeleştirme merkezi haline getiren akp cemaatinin çalık grubuna sattığı, oligarşi hizmeti görmeye aday hükümet kanalıdır. bir de bunun ana haber bültenlerinde daha bir satırı öteki üzerine koymayıp, tek işi emin çölaşan ile hikmet çetinkaya' ya sataşmak olan, parano-septik mehmet barlas vardır.
(bkz: köleleşen basın)

yıllardan beri insanların elinde kirletilmeye, vesilelere, siyasetlere, sebeplere sokulmaya çalışılan, oyuncak yapılıp, duygu sömürüsü yaptıktan sonra milletini sömürmekte kullanılan bir araç gibi görülen büyük erdemler topluluğudur.
uzun süredir türkiye' de, emretmediği ne varsa o yaşanmaktadır, bir de millet yeşil devrim beklemektedir.
(bkz: sıcak para)
(bkz: faiz)
(bkz: kul hakkı yemek)
(bkz: kalpazanlık)
(bkz: zorlama)

akp' nin sıçacağı, boka batacağı, .mına konacağı... bik bik bik... durumları dışında, akp lilerin azıcık siyasal katılım hakkında bilgi sahibi olduktan sonra, siyaset terbiyesi öğrenmeleri ile sonuçlanacak durumdur. nasıl olsa vuran çok...

stalinist odaklı partidir. bu yüzden günümüzde var olan ve troçkist eğilimler taşıyan ödp gibi solcuları görmektense mhp lileri görmeyi tercih etmektedir bir çoğu. geçen seçimlere oranla bu seçimlerde oy oranını %100 artırsa da, 2179' da parlementoya anca gireceğinden şüphe yoktur.(o da bu istikrar da giderse)
(bkz: stalinist)

tedirgin edici karma şeysi. nasıl yani? hangi misyon? bu karmalar sayıya göre değilde niteliğe göre mi veriliyor acaba? gibi soruları zihnimde uyandıran uludağ sozluğe münhasır gördüğüm bir statü.

aynı abd' nin akp' ye de destek vermesi, bir yandan da kuzey ırak kürtlerini vatan hayali ile yanıştırıp tutuşturması... düşünüyoruz... düşünüyoruz... bulduk!
(bkz: büyük ortadoğu projesi)

ve bu bağlamda bütün dünya insanları islamik yöntemlerle yaşamalı, dogmalarla sosyo-kültürel yapıya dahil olmalıdır. sosyalizmden sakınmalı, hiç okumaya bile gerek duymadan, hepsini din dışı ilan ederek 1500 lerdeki düzenlere geri dönülmelidir. din e reform geçirtenlerin de bir bakıma ilerici-devrimci oldukları* unutulmalı, toplum içindeki baskın kolon olan islamiyet ya da dinin her hangi bir görünüş şekli, idari işlerimiz dahil olmak üzere günlük hayatta aldığımız her kararda bizlerin düşüncelerine el koymalıdır. aha! el koymalıdır!
kendi kendimi bana yakalatmış doğru olmayan önermedir. şimdi samimi olalım doğru bir önerme değildir. %100 taraflı bir çağdışılıkla ortaya çıkmıştır. islami rejimle yönetilen bir ülke ele alalım: iran. iran' da insanların -ev dahil- hiçbir kesimde özgürce düşüncelerini açıklamalarına izin verilmez. kadınları insan kategorisinde saymadığını hepimiz biliyoruz, zaten aksi halde bu sav kendi kendini çürütecektir. ilk ortaya çıkışı, ümmet devlet için, dolayısıyla baştaki oligarşik düzen bekçisi şıhlar, şeyhler için vardır, tazyiğinden yola çıkılmış bir yönetim biçmidir. içinde seküler herhangi bir demokrasi rengi olmadığından dolayı insanlar suç işlediklerinde bir organlarına devlet adına el konur (kol, bacak, el, kafa v.s.), sosyalizmde ise üretim araçlarının bireysel mülkiyete dahil olması serbestisi yoktur. tabi bunun da çeşitleri vardır.
21.yy' da bu iki birbirinden uzak ve bir o kadar yakın ideyi millete başka kaseler altından yutturup, birini ideal, ötekini yaşanılmaz göstermek de ayrıca günümüzde sadece konservatif islamcılara özgüdür. bu da düşünceye el koymak olsa gerekir.

türban gerginliğinden vaz geçen, 1 mayıslara izin veren, abdullah gül' ü cumhurbaşkanı olarak görmeyi başarabilen, muhalif seslere hitler kıvamında yaklaşmayan, cemaatçilerle arasına mesafe koyan, saygılı, halkına sevgi ile yaklaşan ve onları güdülecek koyunlar olarak görmeyen, din üzerinden sinsi siyasetler yapmayan, sattığı bütün kar yapan kurumları geri alacak kadar göt sahibi olan, türkiye' nin ulusal onurunu eski günlerine taşıyabilecek, resepsiyonlarda karısının başının açık gelmesinin dünyanın sonu olmadığının farkına varmış, siyaset adabı içerisinde konuşan, çoğulcu(aldığı oy değil, davranış biçimi), halkı eğitmek misyonuna yönelik, toprak satmaktan vaz geçen ve bop a karşı tavır alan bir başbakanlık...
sadece o' nun değil için değil bunlar... ama özlenen meslek ve niteliği budur diye düşünüyorum. bir de tabi kime anlatıyorum. nasıl olsa bu da eksi alır, çünkü; bir sikilenler güruhu varsa muhakkak sikicilerde mevcuttur.
(bkz: başbakan)*

sonucunda ''e kim verdi o zaman bu oyları aq'' şeklinde hüsranla sonuçlanacak serap.
sadece dünya görüşü olan bir ortalamaya hitap ettiğinden nispeten daha özgürce yorumlara açıklıktan kaynaklanan bir sanrıdır. bir sanrıdır...
(bkz: sanrı)*

sonuç olarak her kadından bir çocuk yaptıktan sonra 3 kadınla evlenip 4. yü metres olarak çantada keklik yapmakla sonuçlanacak durumdur. ama romantizm bir fransız icadıdır, günahtır, gavurdur...

illidan stormrage' in içinde bulunduğu warcrafttan bir hero klası. 6. level da kazandığı metamorfoz ile uzak saldırılar yapıp, çılgın dmg lar verebilen eski night elf, yeni gudubet de denebilir.
(bkz: night elf)
(bkz: naga)

dümbelek sensin, devrimde sana girsin bile denilmeyecek darbukaların, hazım problemi sonucu giriştiği kategorizasyondur. devrimden kasıt sol tazyikli olunca dümbelek, islamik olunca perküsyon olunuyorsa, o zaman burada darbukaların çifte standartından bahsetmekte fayda vardır. zira, devrim 1970' lerdeki anlamıyla kullanılmamaktadır artık.