bugün

entry'ler (143)

açık oylayan bayan yazarın amacı

mobilden giriyorum ve tek oy seçeneği var o da; açık oylama (bunu da sonradan öğrendim).
ha bu durumdan rahatsız mıyım asla.
beğendiğimi/beğenmediğimi açıkça göstermekte bir sakınca görmüyorum.
er kişilerin bunu yanlış anlamasını, altında farklı farklı sebepler aramasını da çok önemsememek lazım.

akrep burcu kadını

bir video izlemiştim. şunlar anlatılıyordu;

akrep burcunu 3 hayvan temsil eder, diğer burçları ise tek bir hayvan.
ilki, akreplerin %90'nı temsil eden bildiğimiz akrep hayvanıdır ve bu akrepler oldukça saldırgandır.
ikinci hayvan akrep burcunun %9'nu temsil eden yılandır. güçlü bir iyileştiricin olduğu kısımdır.
üçüncü hayvan ise yalnızca %1'nin ulaşabileceği, bürünebileceği kartal ya da zümrüd-ü anka kuşudur ve nadir rastlanılır. 'hayatlarımızı daha iyi yapan yüce sifacılardır'. şamanlar, büyücüler ve cadılar da bu burç hayvanına dahildirler.
'hiçbir akrep bu aşamada doğmaz. yaşarken hayatlarına akrep olarak başlarlar, sonra yılan ve belki de kartala dönüşürler'

ek olarak bir akrep kadını olarak şunları da söyleyebilirim;
kabul, kıskançlık çok üst seviyelerdedir. bunu kimse inkar edemez ama aynı zamanda bunu en dibe çekecek güce de sahipler. sezgileri inanılmaz ve inanılmaz güçlüdür. bu da şüpheci olmalarına sebep olur. güven sorunları var ama bu gökten ellerine düşmedi. kendilerini dinlemeyi, hislerine kulak vermeyi öğrenebilmelerinden kaynaklanıyor. haksız çıktıkları, yanıldıkları çok az görülmüştür.
ve sanıldığı gibi zararlı kadınlar değiliz.

kız çocuklarını becerme hayali kuran islamcı

insanlar acı çekiyor ve bu size çirkin olanı, çirkin bir dil ile ifade etme hakkını veriyor.
öyle mi.
ve biliyor musunuz kurduğunuz cümleye baktığımda bundan rahatsız olan birini göremiyorum. bundan acı duyan birini de göremiyorum. bana saldırmak yerine 'becerme' kelimesini kaldırmak sizi ve savunduklarınızı daha samimi kılardı. ben de bunu sadece üslup hatası olarak görürdüm.
düşünsenize tecavüze uğrayan bir kadına; 'tecavüze uğradı' yerine, 'becermişler bunu' dediğimizi. kulağı, aklı, vicdanı rahatsız ediyor değil mi. bunun üzerine 'aa ne kadar kötüsünüz. yapılana sesiniz çıkmıyor da, bir kelimeye mi takıldınız' denilebilir mi, bundan rahatsızlık duyan birine ajitasyon yaptığı söylenebilir mi.
evet dile getirme biçimine takıldım ve bu bile bu konudaki hassasiyetimi gösterir, sesimin çıktığını, yapılan şeylerin iğrenç olduğunu, katılmadığımı..
benim, senin, bizim daha dikkatli olmamız gerekmez mi.
aklım başımda benim.

kız çocuklarını becerme hayali kuran islamcı

bu cümlede kız çocuklarına yapılan şeye 'becerme' dersen, 'hayalini kuran'dan sonraki yere; islamcı değil, senin adını koyarım ben de.

geceye 3 iyi dilek

anne sağlığı.
anne mutluluğu.
dünya barışı.

ülkenin yarısı hayır derken yeni sistem getirmek

duruma gerçek anlamda tarafsız bakarsak;
elbette gönül böyle olsun istemezdi. milletin %60-70"nin kabul ettiği bir anyasa daha kucaklayıcı olurdu.
gerçeklere dönersek bir sınıfta başkanlık seçimi yapıldığında 'hocam 1 oyla kabul edildi, biz kabul etmiyoruz' denebilir mi.
'anayasa bu, boru değillll' diyenler için söyleyeceğim şey; seçim seçimdir ve  kuralı budur.
ha bu konu seçim öncesi konuşulabilirdi, tartışmaya açılabilirdi. seçim olmuş, sonuç alınmış 'banane ben oynamıyorum, bu kuralı sevmedim' demek çok havada kalıyor.
bu düşünceyi savunan birine şunu da sormak istiyorum;
ya tersi olsaydı. 49 evet, 51 hayır olsaydı yine aynı şeyi düşünür müydün.
'halkın yarısı evet demiş, halkın yarısının istediği anayasayı kabul etmemek olmaz' der miydin. bunu söyleyen birine hak verir miydin.
bana hak verin, vermeyin ama gerçek bu.
 

sen benim her şeyimsin diyen kız

inanma!
gidecektir.

buna rağmen çok çok sevilen kızlarımızdır.

2019 da erdoğan ın karşısına çıkması gereken aday

bu aday chp, mhp ve hdp den oy almayacaksa pek de karşına çıkmış sayılmayacaktır.
peki bu mümkün mü?
elbette hayır.
kabul referandumda birlik sağlandı, %49'u kimse azımsayamaz. gerçi bir adama karşı yine az, yine yetersiz ama bu başarısız bir muhalefet için bir başarı sayılır.
bu gözler bir daha recep tayyip erdoğan'a karşı böyle bir oran görmeyecektir. bu birlik onu alt etmek içindi, onu devirmek içindi. yerine birini koymak için değil.
yapılacak başkanlık seçiminde hdp ve mhp aynı adayı göstermez, aynı adayı desteklemez.
cumhurbaşkanı seçimine bakalım. son çare uzlaştılar diyelim yine kürt seçmen bölünecektir, mhp seçmeni bölünecektir. bu iki seçmen tek aday için tam birlik olmaz, yarı birlik de işe yaramaz.
bu iki partiden oy alabilecek tek kişi tayyip erdoğandır. bu yüzden, %49 kimseyi yanıltmsın.
sanki bu sadece chp'nin başarısıymış da başkanlık seçiminde daha da kuvvetlenip, onu alt etme umutları besliyorlar.
bu sadece bir kerelikti ve o da işe yaramadı.

edit; imla.

16 nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu

adamlar kalkmış ciddi ciddi bayburt'taki adamla benim oyum bir mi diyor.
ve arttırıyorlar; büyük şehirde yaşayan biziz, söz hakkı bizim, dağ başında olanların değil, köylüler ölsün falan filan.
o zaman sana demezler mi; sen büyük şehirde oturursun, ama ülkenin geleceğini dağ başındaki köylü belirler.
ve yine demezler mi; 'büyük şehirde oturuyorsun diye adam sayılmazsın, bu düşüncede biriysen eğitimli sayılmazsın, ordasın diye bu ülkenin ipi sende değil' diye.
ve en son şunu da demezler mi; 'sen onları aşağılamaya, küçük görmeye devam ettiğin sürece bu ülke senin istediğin gibi bir ülke olmayacak.
boşuna hayal kurma' diye.
bu düşünceye sahip hiçbir kimse kalkıp 'neden bu haldeyizzzz' diye ağlamasın.
%51 evet, %49 hayır ile sonuçlanmış referandumdur.

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

yarın seçim var, ne giyeceğim ben.

16 nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu

evet ben de eksik kalmayayım.
başlıyorum.
dikkatimi çeken şey; tahminlerde bulunurken, 'bir tanıdığım evetten hayıra döndü, etrafımdaki herkes evet diyecek, çevrem hayırcılarla dolu' gibi gibi.. örneklerin verilmesi.
tamam tahmin yaparken marstaki insanları göz önünde tutmayacağız, elbette çevremizi baz alacağız ama, sizce de bu çok abartılmıyor mu 'ay bir oy daha geldi, evet/hayır gümbür gümbür geliyor demek.
demişler ya büyük resme bakmak lazım diye, öpüyorum bunu söyleyenleri.  haklılar ve yine şunu da bilmek lazım; şu an olanlar aşağı yukarı her seçimde olan  şeyler. 'aaaa bu bir parti seçimi değil ki' demeyin.
kabul edelim ki her iki taraf için de parti seçimi. evet diyenler tayyip erdoğan'a güvenip, onu sevip veriyor. zaten onun arkasındaki kitle belli ve bu durumda onun getireceği başkanlık sistemine de evet demeleri gayet normal.
hayır diyenler ise sol kesim; bunlar da ak parti iktidarını istemeyen taraf onların da hayır demesi gayet normal. chp başkanlık sistemini getirseydi emin olun ki meydanlarda ağızlarında evet'i duyacaktık ve ve bu da çok normal.
her şey ne kadar normal değil mi?
kızın ya da kızmayın durum bu ve ben insanlar böyle düşündüğü için onlara aptal çomarlar/kafir hayırcılar demem.
bir de gerçekten başkanlık sistemini anlayan, bize iyi olacağını düşünüp evet diyenler var, başkanlık sistemini anlayan, felaketi getireceğini düşünerek hayır diyen var ama emin olun sayıları öyle abartılacak kadar değil. bu yüzden baştan kabul edelim her iki taraf için de bu bir parti seçimidir.
çok konuştum şimdi kendi değerlendirmeme geçeyim.
kafamdan geçen şu;
hdp, chp, mhp'in bir kısmı hayır diyecek tamam ama ooo hayır'lar patlar diyemiyorum. zaten her seçimde akp ye oy verenler yine akp ye, bu partilere oy verenler yine aynı yolda yürüyecektir. tabi burda işi mhp seçmeni değiştiriyor. sırayla gidersek.
hdp; hayır diyor. kimse kalkıp evet dediklerini savunmasın parti hayır diyor ama hayır dese bile yıllardır akp'ye oy verenleri etkilemeyecektir. ne yani 'aa başkanlık sistemi, aa hdp hayır diyor, aa biz de hayır demeliyiz' mi diyecekler. elbette hayır. kürtlerden, doğu illerinden sağlam bir destek gelecektir. aslında bu sağlam destek her iki tarafa da gelecek. kürtler oylarını bölecek, 'al bir sana hadi bir de sana' diyeceklerdir
chp; etrafı sallamayacak bir fire verir onun dışında kesinlikle tam puan hayır'a eklenecektir.
mhp; kendi düşüncem evet oylarının sanıldığı kadar az olmaması. başlarda devlet bey kararını açıkladığında tabanı destek vermemişti ama bu kararından sonra mhp seçmeni sol kanadın baya bir saldırısına maruz kaldı. 'bu nasıl milliyetçilik, bu nasıl başkan' diye diye kararsız seçmenin başkanlarına ve partilerine sahip çıkmasına yol açtı. kamuoyu baskısı onları başkanlarının yoluna itti, ters tepti diyebiliriz. %55-60 arası evet gelir düşünüyorum. %45-40 seçmeni de akp'ye nasıl yardım edersincilerdir.
akp; çevrenizde fikrini değiştiren seçmenler, her yıl küsen seçmenler kadar bir etki yaratır. sol kanadın birlik olduğunu gören seçmen 'erdoğan sana canımız feda ama sen de kusurumuza bakma seni tek bırakmak zorundayız, bunca yetkiyi sana veremeyiz' diyeceklerini sanmıyorum. daha çok asılacaklar.
kararsız seçmen; ikiye ayrılır.
1- hiçbir seçimde oy kullanmayanlar, kullanmayacak olanlar.
2- umudu kırılmış chp, hdp seçmeni.
umudu kırılmışlar bu seçim onlar da asılacaklar  -bu asılan taraflar bu durumu ölüm kalım meselesi gibi görüyorlar-.
diğer kararsızlar yine kimseye dokunmayacaklardır.
toparlarsak aşağı yukarı normal bir genel seçim sonucu olacaktır. dediğim gibi taraflar yıllardır aynı tek farklılık mhp seçmeni ve arada bir kaç puan oynamalar..
halk bilinçli evet diyecek, halk bilinçli bu kez hayır diyeceklerle aynı fikirde değilim.
evinde oturmuş kendince tahminde bununan biri olarak %53'ün altında evet gelmeyecek dememe rağmen, ufak da olsa acaba hayır çıkabilir mi diyorum. sol kanadın bu birliği acaba dedirtiyor ama..
bakalım yarın her şey belli olacak.
bu kadar uzun yazıyı ben bile okumam, heleki kaba taslak bir değerlendirme ise hiç okumam okuyan olursa, gözlerinden öpüyorum.

oy kullanmaya giderken dinlenecek şarkı

okul evimin dibinde. şarkı açsam 1. dakikasında sandık başında olurum zaten.
telefonumu bile almam yanıma.

ilkokulda müzik dersinden akılda kalanlar

gel bize katıl bize.
hem oyuna hem söze.
türkü söyleyip oy oy.
oynayalım loy loy.

el ele tutuşalım.
halkaya katışalım.
haydi gülüm sen de gel.
oynayalım loy loy.

üç adımda sağa koş.
bir adımda sola koş.
bak ne güzel ne de hoş.
oynayalım loy loy.

daha ilkokuldayım ve bu şarkı o kadar içli içli söyleniyordu ki cidden hüzünleniyordum ve hala aynı his kalmış üstümde.

 

yanlış ellere geçerse çok tehlikeli olacak şeyler

en yakın arkadaş.

sadece mesleğinize has terimler

laissez faire laissez passer.

sanırım herkes ne demek istediğimi anladı.

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

'birazda böyle devam' etsin aklıyla kendimi rahat bıraktım. kendime karışmıyor, dinlemiyor, oralı olmuyorum.
bazen iyi olsam da tuhaf hisler etrafımı sardığında aptala dönüyorum ama yine de bozuntuya vermiyorum.
bazen de samimi olmadığımı düşünüyorum. kendime bile samimi olamıyor muyum gerçekten.
sanki hep biri beni izliyormuş da, her şeyi onun görmesini istediğim şekle sokuyormuşum gibi.
tuhaf cidden.

özlemek ne renk

ilk dönemler kapkara olsa da, sonraki dönemlerde alışmanın rengi olan; yeşil ve grinin karışımıdır.

1954 te boğaz ın donması

babamın doğduğu tarihtir.

7 nisan 2017 üçüncü dünya savaşı

'3. dünya savaşı çıktı' bunu 40 dan fazla söylediğiniz için çıkmayacağı varsa da..
evet basit olaylar değil şu yaşananlar. ortalık karışabilir, gündem uzun bir süre sıcak kalabilir ama 3. dünya savaşı çıkmaz. çıkmaz arkadaş.
bakın suriye sanıldığı kadar önemli değil abd ve rusya burdan savaşı başlatmaz. sonuçta bu iki ülke açlıktan ölmüyor ya.
sonra nükleer güç diye bir şey var. kimse bunu göze alamaz rahat olun. o kadar da değil.
bir gün kayış kopacak kopmasına da ne o gün bugündür, ne de yer suriyedir.
türkiye'nin atacağı en önemli adım bir an önce istikrarı sağlamak, güçlü görünmek.

kendinizle tanışsaydınız sever miydiniz

bilmiyorum.
baya düşündüm ama ne evet ne de hayır diyebildim. kendimle tanışmak hayrıma mı olurdu, yoksa zararıma mı kestiremiyorum. bu kendimin iyi ya da kötü insan olduğu ile ilgili bir durum değil, iki tane benim bir arada olması durumu. ben olduğum için kendimi sevmeyebilirdim.