bugün

entry'ler (35)

şeriatçı olup her gün karıya gidenler

şeriatçı olmayıp, hergün karıya gidenlerden farkı olmayanlardır aslında. ikisi de sağlıksız kişiliklerdir.

asıl sorun bu şekilde bir kategorileme penceresinden bakan şeriatçı olmayanın, her anlamda kendi ile yüzleşebildiğini sanmasıdır.

şeriatçi olmayan da gece yol üstündeki eşcinsellerin yaşamını idameye katkıda bulunur, gündüz yasaklanmalı bu pislikler diye nara atar ön saflarda.

halbuki şeriatçının inancı neyse, şeriatçı olmayanın vicdanı da odur.

irana gidip bir hafta kalamamaları son derece doğaldır, şeriat devlete yönelik bir yönetim şekli değildir özünde çünkü.

küfretmeyen yere tükürmeyen tango yapan asil erkek

tango tarihini iyi okuması gereken, varolmayan erkektir.

desemmidemesemmibilemedim

nickinde m ile e harfini eşitlemiş yazar , hoşgelmiş.

salonunda alparslan türkeş resmi olmayan aile

rahmetli dedem daha bir heybetli ve hükümet gibi poz verdiğinden olsa gerek, ilaveten hiçbir zaman yaşam felsefemizi yansıtmadığı için gereksinim duymadığımız bir davranıştır, salon duvarına türkeş resmini konuk etmek.

kutuplarda oruç tutmak

uydurmanın da bir haddi olması gerekir.

kutup noktalarında,kısa süreli bulunan araştırma ekiplerinden başka kimsenin yaşamadığını bilmeyen insanın anlamsız söylemidir.kendisine sorulsa eskimoların da kutup noktasında yaşadığını söyler. halbuki eskimolar kesin kutup noktasında değil, kutuba en yakın bölgede yaşarlar.yakın dediğiniz bölgede, oyle iki durak kala bir yer değildir ayrıca.

altı ay gece ve gündüz sadece gerçek kutup noktalarında geçerlidir. geri kalan yakın bölgelerde normal yaşam farklı değildir.

sadece yazın güneş gece onbirden sonra batar, bu yüzden uyku problemi oluşur, ki yakındaki wal-mart'tan o bölgeye uygun özel perde edinilerek bu problem ortadan kaldırılır, kışın ise tipik koyu yağmurlu bir istanbul gününe benzetilebilir gökyüzünden aldığınız ışık.

zaten mantığınızı da kullanırsanız şayet, dünyanın eğimi gereği artikteki buzullar, emdikleri gün ışığıyla sürekli yansıma yaparlar ve gökyüzü aşırı beyaz görünür, ve aşağıya da o şekilde yansır. gece de bu olay tam tersine dönüşür ve northern lights görünür.

ha derseniz ki araştırma ekibinde müslüman varsa ne yapacak?

kesin kutup noktası insan yaşamına uzun süre elverişli olmadığından(çünkü botunuz sadece biri dahi yaklaşık dört kilo ağırlığındadır varın gerisini siz hesaplayın), ya en kısa sürede aşağı inecektir, veya en yakın yerel saate göre ibadetini yapacaktir. bilinir ki islamiyette, yolculuk, seyahat esnasında ibadetlere tölerans her zaman vardır.

yaratıcının, kulun yaşayamayacağı yere kitap yollaması, zaten sıfatları ile çelişir.

eşcinsellik hastalıktır

homofobik insanların eşcinselliği tanımlayış biçimidir. ki kesinlikle doğru değildir.

tanrının ve muhammed in şair sevmemesi

hayırdır? şiir seviyor olsa, imana mı gelecekti ki inamayan birileri?

peygamberin özel şairi olduğundan bile bi haber, hayatında hiç ebu izzet, ka'bb malik , ka'bb zuheyr, ka'bb eşref, hassan b sabit isimlerini duymamış insanın, tamamen uydurmasıdır.

müşrik şairin bile, beyitlerini dinleme olgunluğuna sahip bir insandır söz edilen..

döneme ilişkin erkek şairlerin yanisıra ilave olarak da şiirlerinden en cok etkilendiği kadın şairlerden biri de, al-hansa'dır.

kaldı ki şu hadisi de unutulmamalıdır. "şiir söz gibidir, güzeli güzel, çirkini çirkindir."

tam da bu yüzden, özellikle üstteki isimlerden dolayı muhammed'e şiir ögretilmemiştir, şairlik yakıstırılmamıştır bahsi geçen ayetlerde..

islamiyet de dahil tum dinler zaten özünde inanan ve inanmayan üstüne kuruludur. bu bağlamda şair ile celebin pek bir ayrımı olmadığından, yancı veya yancı olmayan şair üzerinden mantık yürütmek ve çürütmeye çalışmak anlamsızdır.

yaratıcı da şiir gereksinimli bir varlık olmadığından, "şair sevmez" şekilde tanımlanması ve bundan yola çıkılması abes ve dahi gülünesi bir durumdur.

kısaca yaratıcı katında, namaz kılmış olmak için namaz kılan insanla, şairin arasında hiçbir fark yoktur. tam da bu yüzden inen bütün ayetleri araştırsanız, her kılınan namazın, kesinlikle kabul olduğuna dair bir ibareye rastlayamassınız.

hep söylerim,ne evrim, ne yaratılış süs olarak sunmaz aklı insana..

değerlidir.savruk şekilde kullanılmamalıdır.

dünyanın en mutlu insanı olunan anlar

türk çayının bulunabildiği anlardır.

oğlunu baleye gönderen baba

sanattan anlayan, fakat komşuları tarafından anlaşılamayan babadır.

bu sensiz ilk gecem

çok eskilerde ferdi özbeğenin yorumladığı hoş bir şarkıdır.

bir ateistin kurani azimussani savunmasi

objektif olmayı becerebilen bir insanın, inanarak değil, mitolojik metin diye benimseyerek araştırdığı, okuduğu, kutsal kitapta yazılı olanın hakkını vermesi. söz konusu olan bilgiye ulaşmaksa, kimin yazdığının, kimin yolladığının öneminin olmadığını kavramış kişidir.
bu kişi kitabı kuran oldugu için savunmaz, zira manevi bir ilişki içinde değildir kitapla, varolan bilginin çarpıtılmasını önlemek için savunur.

hayata dair umut veren detaylar

güneşin her sabah, zamana inat, size kazık atmaksızın aynı yerden umut verici biçimde doğması..

gay gibi mor giyinmek

mor çatıyı da gay klübü olarak algılayan zihniyetin ürünü, bir benzetmedir.

kapıcı

deneyimlerinden, en az yüz kitap çıkabilecek,görmüş geçirmiş nadide insan.

sadece ben zekiyim hepiniz gerizekalısınız

genellikle aşağılık kompleksine sahip büyük-küçük insanların, kendini bir şekilde dışavurumu.

erkeklerde bastırılmış ibne olma korkusu

sadece erkeklerde değil, heteroseksüel kadınlarda da görülen psikolojik korku.

papalığın avrupa devletlerini kışkırtma merakı

tahrifata uğramış bir dinin, elçi yoluyla toplumlara verdiği zarar.

yere izmarit atmak

ne gariptir ki, okyanus ötesindeki ülkelerde uygulanmayan kural. temizlik işçilerine fazla para ödemekten kaçınan avrupanın, emeğe verdiği değerin standart olarak algılanması ve uygulanması.

gözde isimli kızların genelde güzel olması

insanın isminin kendine yakışmasının, yüzde oranı bakımından tavan yapmış olma durumu.

kula kulluk eden zihniyet

emperyalizmi din haline getirip, bu dine mensup olan kişilerdir.