belgelerin kalan kısmını an itibariyle yayınlamaya başlamıştır.

itina ile koklanmayı gerektiren tuhaf bir hava oluşturmuş site.

bir taraftan kafanızdaki soru işaretlerini silerken diğer taraftan yerine daha büyük boyutta olanlarını yerleştiriyor olması bir adım öteden daha dikkatlice incelenmesini gerektiriyor. bu kadar kontrolsüzce bu bilgilere sahip olmak bütün beyinleri devleştiriyor, bu adamlar bu beyinlerin devleşmesini neden istiyor? ani devleşme yaşayan beyin eskisinden daha sağlıksız düşünür ve sağlıklı düşünen birileri görünmüyor.

bu herkeze dağıttığı "kontrol sizde" hissi pek inandırıcı değil. çok ucuza dağıtıyor, promosyon ürün gibi.. tuhaf.

yapı gerekli hasarı almış olacak ki en sonunda söndürülebildi.

kapitalizm yine bir tarih öğütmek istiyor, bu günün tarihinin tanıklığında..

herşeyi biliyorsun sözüm ona, şunuda bilmelisin yok yere itibar ediliyor sana, duymadığın ve hiç bir zaman duymayacağın dualar için bıkmadan son bir umut el açılıyor, o son umudun adresi hep sen oluyorsun ve gurur duy ben yine dönüyorum o adresten, bil bu senin yüzünden.

iyi biliyorum sen onların tanrısısın ve benim en kirli halimsin.

ben ise benim en temiz halime, kendi tanrıma inanıyorum.

sen şimdi beni cehenneminde de yakarsın, off cayır cayır hemde, erir bedenim öylemi? görüyorsun ya "benim en kirli halim" yakacaksın güyya beni, benim kendimi yaktığım gibi.

(bkz: soraya yı taşlamak)

ramazanda pide kuyruğunda beklemektir.

rivayet odur ki; ne kadar çok beklersen sırat köprüsü; kıldan ince, kılıçtan keskin olma özelliğini kaybediyormuş. valla bak.

buna ilişkin en güzel örneklerden bir tanesini an itibariyle verecek olmanın rahatlığıyla;

"küçük burjuvanın eşsiz kişiliği".

özgünlükten uzaklaşıp "yama" haline gelmiştir. öyleki toplum ve toplumun çoğulcu yapısı üzerinden gelişerek karekterlere yansıtılan eleştirel yapısını kaybederek halktan bağımsız, kopuk bir tutum sergilemek ile birlikte fantaziler ağı olarak şekillenmiştir. bu şekillenme cumhuriyet dönemi öncesi şekillenmeyle ufak bağlılıklar gösterse de kalitesizliği tükenebilirliği ve yüzeyselliği açısından ayrılmaktadır. cumhuriyet dönemi edebiyatıyla daha sağlam bir şekilde devamı getirilen edebiyatı "seçkin zümre" nin masturbasyon aracı olmaktan kurtaran duruş, bugün daha farklı bir kimliğe bürünerek popüler edebiyat adı ile küçük burjuvanın masturbasyon aracı haline gelmiştir. batı edebiyatında bu sürecin daha eskiye dayanması ve daha çabuk ilerlemesi ile birlikte türk edebiyatında etkisini büyük oranda 80 darbesi sonrasında oluşan kitleleri apolitikleştirme ve duyarsızlaştırarak uyuşturma gibi yüzeyselliğe teşvik edebilecek aşağılık nüfuz etmelerin bir parçası olarak edebiyatımıza sızmıştır. başta söylediğim yama olma özelliği bu dönemin imzasını taşımaktadır. sevgiyi ve her türlü duyguyu basite indirgeyerek bunu küçük burjuvanın doyumsuzluğuyla süsleyen, meşrulaştıran adi aşk romanları, edebi vurgulardan uzak gelişigüzel sıralanmış cümleler, zaaflara yönelik oluşturulan konular, biçimsizliği biçim edinmiş hayatlar ve bu hayatlara karekterler üzerinden yapılan övgü, toplumdan kopuk, toplumun seyrinden çok uzak, doğuya sırtını dönüp batıda hakim olan yozlaşmanın övücülüğü, sosyal psikolojik konulardan ve bunların karakterize edilerek ifadesinden kaçınma rahatlıkla gözlemleyebileceğimiz özellikleridir. küçük burjuvanın "eşsiz kişiliği", istekleri, rahatlığı ve miskinliği, bireyselciliği, maddi zaafları, dürüstlükten uzak menfaatleri doğrultusunda oluşan ikiyüzlü tutumu edebiyat yoluyla taçlandırılarak, olması gereken gibi gösterilmeye darbe sonrasının hatırası olarak devam etmektedir ve durumun eleştirisini yapmak kişinin kendinde saklıdır.

küçük burjuvanın çevresini küçük burjuvayı yavaş yavaş "kahramanlaştıran" kendi edebiyatı sarmaktadır. *

(bkz: abdurrahim tuncak)

http://www.itusozluk.com/...abd%FCrrahim+tuncak/18595

en iyi liği hak edebilmek için gerekli vasıflar nelerdir acaba, kuşkusuz fahişe denilince aklımıza gelenler belli, ya peki onun ötesi..

bedenin duygusuzca başkaları tarafından tadılmasına onay veren fahişedir de, o bedeni duygusuzca tatmak isteyen belki en iyi fahişedir.

suretini "müşteri" ye teslim eden fahişedir de, o suretin aslını aramadan müşteriliğe talip olan belki en iyi fahişedir.

dokunulmamış zara sahip olmak isteyen fahişedir de, dokunulmamış zara sahip bedeniyle kendini pazarlayan satılık ruhlar belki en iyi fahişedir.

biraz daha dürüstlük..

yalanları söyleyen dudaklarımız,
aldatan ruhlarımız,
düşünmeyen beyinlerimiz,
sevmeyi bilmeyen kalplerimiz,
emeğini sahiplenmeyen köle olmuş yüreklerimiz,
her bedene bakmak suretiyle talip olan gözlerimiz,
satılığa çıkarttığımız ruhlarımızdır...
en iyi fahişe olan.

şimdi bozduğumuz ezberler ile yeni bir "genelev" kurma vakti.
birileri var içeride belki aileniz, belki kendiniz ve en sevdikleriniz.
bakın onlara, iyice bakın.
korkmayın..

eğer olursa kazım koyuncunun o güzel yüreğinden, faşist bursaspora ve taraftarına atfedeceğim şampiyonluk olur.

camileri temizletmek için birilerini tutmak gerekirdi örneğin, çünkü yazları camilerde verilen dini eğitimin eşantiyonu herbirinin eline süpürge tutuşturup oraları temizletmektir, eger bu dini eğitim verilmeseydi o cami temizlemeyen çocuk ileride büyüyüp ahlaksızın önde gideni olabilirdi, şükür ki bu gaflete düşülmedi.

o değilde daha tutarlı olabilirdi belki, çocukluktan sıyrılıp büyüdüğünde her haltı yiyip, allahının o yüce bağışlayıcılığına sığınıp, tevbe etmenin hafifliğiyle koyulmazdı yine o yediği haltların yoluna ve cenneti biçmezdi ruhuna.

oluyor çünkü diye başlayıp bu oluşları sadece buranın türkiye olması ile sonuçlandıran yüzeysel bir bakış açısı. oysa gerçekte var olan nedenler yüzeyselliğin homojen yapısı ile uyum göstermeyecek derecede çeşitlilik ve derinlik gösterir.

halkın büyük bir bölümü açlık, sefalet içinde, mutsuz sadece bir alışkanlığın devamı olarak gülüyor bazıları,
bazıları ise o denli uyuşmuş ki yaşanılanlara karşı veremediği tepkilerinin gölgesinde,
yüzsüzleşmiş gülüyor ağlanacak haline.
açlık, daha fazlasına sahip olma isteği, koşullar;
hırsızlığa, dolandırıcılığa, dilenmeye, "orospuluğa", bedenlerinin haricinde ruhlarınıda satmaya, aşağılık pazarlıklar etmeye yöneltiyor insanları;

bütün bunlar "oluyor çünkü kapitalist sistem dağda aç kalıp şehire inen bir kurt gibi saldırıyor insanlara, bir vampir gibi emiyor kanlarını, ellerini kollarını bağlıyor emekçinin" eli kolu bağlı şekilde en güzel orospuluk yapılır ve erkeğinde orospusu vardır.

cinsellik ruhda başlayıp bedenlerde son bulmuyor, "sokup çıkarmak" olarak algılanıyor.
arabası olan erkekler, fiziki özellikleri yerinde olan kadınlar sulandırıyor ağızları ve aynı ağızla zara endeksli namusu korumaya yönelik oral yapılıyor.
el değmemiş yada kendini el değmemiş olarak pazarlayan kadınlarla evleniliyor,
erkeğin el değmemişi işe onu ebediyen "abazalık" a mahkum ediyor, bu abazalık travestilerle, köpeklerle, umumi evdeki kadınlarla son buluyor,
son bulmazsa erkek ya dışlanıyor yada kendini kendi erkekliğinden dışlıyor.
ilişkilerin çetelesi tutuluyor, beraberliklere karşı büyük bir öfke,
cinsellik yatakta güç gösterisi olarak neticeleniyor kadın mı, erkek mi galip zihinlerde o sorgulanıyor, böyle yaşanan cinsellikte ikiside yenik kimse bilmiyor.

bütün bunlar "oluyor çünkü insanlar sevmeyi, sevgiyle bakan iki çift gözün delice sevişebileceğini, cinselliğin sevginin ürünü olduğunu, tüketilen bedenlerin değil, sevginin insanı var ettiğini bimiyor" bilmeyen yürekleri kirlilik zaptediyor, kirlilikle zapdolmuş yürek geçmişini saklamak istiyor.

belirli güvencelerle birlikte zihinlere, ruhlara, davranışlara, hükmetmek isteniyor,
bunlara din alet ediliyor yada din insanları kendine alet ediyor.
başlar kapatılıyor, namazlar kılınıyor, oruçlar tutuluyor, evlere televizyon girmiyor, gelenekçi yan dinin etkisiyle sözde ağır basıyor fakat;
insanlıktan terfi edip kulluk mertebesine yükselen yine küfür, tecavüz ediyor, dindar fahişe oluyor "alışmadık götte don durmuyor" o don sürekli düşüyor.
dünyada açlık, cefa, keder çekene cennet vaad ediliyor, bu yolla daha çok sömürülmek isteniyor
aslında herkez bunun bir sömürü olduğunu seziyor fakat çaresiz kendini avutuyor.

bütün bunlar "oluyor çünkü insanlar kendi gerçeklerini değil, kendilerine sunulan gerçeği benimsiyor. okumuyor, düşünmüyor, sorgulamıyor; okunmadan, sorgulanmadan, düşünmeden edinilen inanç ikiyüzlülük yaratıyor. daha çok keder, çekilen kederden haz duyma sapkınlıkla sonuçlanıyor. inandıkları tanrı kullanılan bir araç, o nu araç edenlerin yüzüne tükürüp daha tutarlı olmak denenmiyor" denenmeyen her davranış onu karanlığa tutsak ediyor, oysa karanlıkta kimse önünü göremez, sürekli takılıp düşürtülmek isteniyor.

halk birgün vampir gibi kanını emen, aç kurtlar gibi üzerine saldıran sisteme baş kaldırmasınıda bilecek,
sevgiyle sevişen bedenler, sevginin ürünü çocuklar var edicek,
sorgulamadan inanmayan toplum hislerinin sömürülmesinede geçit vermicek.

bütün bunlar "olacak çünkü insanlık birgün kızıl güneşin doğduğu yarınlara uyanacak".

subhanallah iynakenabüdü kel kefser elhamdülillah çok şükür rappim amin.

sorun başı ne ile kapatacağınızda değil o başı bir şekilde kapattırmak isteyişinizdedir.

illa bir gerçekten söz edilecekse; ataerkil toplumun dinden bel alarak kadın üzerinde kurduğu baskı, bu baskı üzerinden gelişen şekilcilik ve bu yöntemle aidiyet duyguları hiçe sayılmış kadınlarımızdır asıl gerçek.

dünyanın kapitalist düzenin kininden, açlığından, ikiyüzlülüğünden, halkı sindirmek için kullandığı baskıdan, yaşamdan söküp aldığı ve tekrar yaşama daha kirli bir şekilde iade ettiği kişiliksiz ruhlardan arındırılıp tekrar itibarını emek gücünün görkemiyle verecek birbirinin devamı olan yegane sistem.

(bkz: kemalist zırvası)

badem bıyıklıların yeni adresi. *

siz ne kadar ikiyüzlüsünüz arkadaş ya sözlükte her gün her görüşten insana eleştiride bulunmak yerine adice hakaret ediliyor sesinizi çıkartmıyorsunuz, ortak oluyorsunuz, youtube da biri çıkıp herhangi bir hakaret içeren video yayınladığında birilerini harekete geçmeye davet ediyorsunuz.

aynı hassasiyeti sözlük içinde de gösterinde tutarlı denebilecek bir yanınız olsun.

fütursuzca solculara bok atma istediğini doğurabilir örneğin.

(bkz: deniz gezmiş abd nin maşasıyıdı)