bugün

entry'ler (217)

uzun yollara devam

http://www.youtube.com/watch?v=zlazszsjNUs

moussa sow

fenerbahçe'de 78 numaralı formayı giyecekmiş. tekrar hoş geldin kara boğa..

fenerbahçe

bu kulübü şu hale getirenler, bizi iki kuruşluk adamların ağzına sakız edenler allahından bulsun.

kendi çıkarları doğrultusunda, gayrı resmi yollardan işler yürütmeye çalışıp fenerbahçe'nin adını kirleten, en ağır ithamlara maruz bırakan ve bıraktıran, tek eğlencesi futbol olan taraftarı üzen zihniyete de yazıklar olsun..

başka da sözüm yok..

ekşi sözlük

(bkz: al kırdın kırdın)

sözlük yazarlarının itirafları

telefonuma bilinmeyen bir numaradan çağrı geldiğinde acayip havalara giriyorum lan ben. şimdi belli ki arayan eski sevgililerden biri.. özlemiş, sesimi duymak istemiş. ben de en karizmatik ses tonumla sanki onun aradığını bilmiyormuş gibi artist artist konuşuyorum.

misal geçen yine çaldı telefon baktım özel numara;

- efendim (karizmatik ses mode on)
+.....
- kimsin ?
+.....
- niçin konuşmuyorsun ?
+......( iç ses : mal konuşacak olsam gizli numaradan arar mıyım)
- kendi numarandan arayamıyorsun değil mi ?
+..... (iç ses : ha şunu bileydin)
- kim olduğunu biliyorum..
+...... ( hassiktir)

çattt.....
dııttt..
dıııtt..
dıııtttt...

çok eğlenceli lan.

fenerbahçe

--alıntı--

büyük bir gümbürtü var bu sokaklarda

gazete sayfalarından taşıyor sesleri; televizyon programlarından, radyolardan, dava dosyalarında dinlenen konuşmalardan. meclis başkanları konuşuyor; kulüp başkanları, sekreterleri, ortak basın açıklamaları, mafya babaları çıldırmış gibi. aklını kaybetmiş bu kalabalığın ortak dili türkçe, cümleleri küfür, iddiaları yalan, delilleri komplo teorisi.

belediye başkanları "fenerbahçeliliğimi dondurdum, bu sene şampiyon olamayacak" diye bağırıyor. zamanında fenerbahçe'de kaleci olmuş bir futbolcunun gol yemesinden bin teori uyduran taraftar, ankara'da fatih tekke için pankart açıyor, tam bir hafta sonra bir anda sevdası rıza çalımbay oluyor.

genel başkanları isviçre'de 8 hesabı olduğu iddia edilince iftiracılar, yalancılar diye köpüren partinin milletvekilleri, televizyon kanallarında "duyum" üstüne açıklama yapıyor "yalansa nasılsa ortaya çıkar" pişkinliğine hızla geçiyor. meclis başkanları "trabzon'un şampiyon olmasını istiyorum" diye bağırıyor, iki haftada bir kere. ezeli rakibin takım kaptanı katılıyor koroya, canlı yayında.

gençlerbirliği futbolcularının "trabzon için oynadık" sesi, karabüksporlu bir futbolcunun "saha içinde de iyi oynuyorlar saha dışında da" iftirasına karışırken, bir hafta sonra, sivasspor'un fenerbahçelilere ayırdığı tribüne kadar bulaşıyor yöneticilerin dilleri.

ceza sahası içindeki açık müdahaleye penaltı çalınmasına "şaibeli" diyenler, burak yılmaz'ın ceza sahası dışında verilen penaltısında havaya zıplayanların ta kendisi.

tam 10 sezondur yüzü kızarmadan fenerbahçe'nin federasyonu, medyayı, hakemleri ve kuzey deniz saha komutanlığını parmağında oynattığını iddia eden, su testisi kriteri hıncal, darth sidious tonuyla bağırıyor yeniden "penaltılar penaltı değil, fenerbahçe'nin şampiyonluğu önceden belli."

küme düşmeyeceği 31. hafta kesinleşenle, 17'de 17 parolasıyla yola çıkıp ilk 5'e gireninden, fener maçında savunma öncelikli olarak sahaya çıkıp trabzon maçında "açık futbolu" tercih edene kadar hepsinin ağzında delirmiş kelimeler.

gümbürtüyü duyuyor musunuz?

bu sarı lacivertin gelişinin paniği.

gökkubbeyi yere indirseler, bastığımız toprağı bir halı gibi ayağımızın altından çekseler, ayı gümüş, güneşi altın diye önümüze serseler bir kez olsun dönüp bakmayacağız.

anasını sikin diyen mafya babalarının, ibb maçında 60.000 kişiye oynadığı zaman susan ama takvim sivas olduğunda konuşan genel sekreterlerin, "saha içinde de saha dışında da iyi oynuyor" sözünden "deplasmanda da iyi oynuyor" sözünü çıkartan ancak "biz futbolu böyle oynarız" yazısından "yani nasıl oynarlarmış, ne demek bu" diye komplo teorisi yaratan zihniyetlerin inadına,

şampiyon olamasak da, olmasak da, kupanın yanından geçemesek de,

ben diyorum ki hüznümüzü gönlümüze bastırıp gururla duracağız karşınızda,

bu manyak, bu akıldışı, bu ahlak dışı, bu rezil dünyanın tam ortasındayız bizler, işte aldığımız formalar kardeşim, işte gördüğümüz şampiyonluklar, işte bir denizli maçından sonra kalbimize dercettiğimiz gözyaşlarımız var.

çok acı gördük, çok büyüklük gördük, çok yükseldik ve düştüğümüz de oldu, hep daha iyi oynasınlar istedik, hep daha çok gol atıp yensinler. yetmedi bize kardeşim 3-5, 6 olunca 10'u istedik.

siz baktığınızda kahrolursunuz, bizin gönlümüzde alex'in ankaragücü'ne attığı gol değil, sanat. orada heykel gibi bir duruş var, michalengelo'nun davud'u, orada topun inişi iniş değil, van gogh'un fırça darbesi, arkasından yükselen tezahürat değil, ses değil, gönüllerinizi yakan, gözlerinize yaş düşüren, mozart'ın requiem'i.

sarı lacivert çubukluyla çıktı mı bu çocuklar sahaya, oynadıkları top değil, sevgimiz, heyecanımız, çünkü iyiler de kazanır lan bu dünyada. küfürlerinize rağmen kazanırlar, ağzınızı işgal edip dudaklarınızda iftira olan hırsınıza rağmen kazanırlar, devlet bakanlarınıza, nüktedan başkanlarınıza, tbmm başkanlarına, büyükşehir başkanlarına, her şey mübahtır anlayışınıza rağmen kazanırlar.

ipinden kopmuş komplo teorisyenleriyle çizdiğiniz algı gümbür gümbür sallanıyor ya her golde,

lugano'nun vurduğu top fileye değil de, hepinizin hayallerine giriyor ya hani, geminin limana girişi gibi,

mızrak gibi kalkıyor ya binlerce kol, onlar kol değil davud'un calut'un alnında patlayan sillesi.

gümbür gümbür geliyoruz. öyle afilli. bembeyaz şortlarımız, bembeyaz çoraplarımız, simsiyah kramponlarımız yemyeşil çimlere her değdiğinde, titretiyoruz hepinizi, "yine kazanacaklar" diye.

çünkü tam bitmişti derken kalkabilir fenerbahçe. malatya'ya yenilmesiyle dalga geçerken boğazınıza dizer arena'da, inönü'de, 19 mayıs'ta, atatürk olimpiyat'ta, iki haftada bir saraçoğlu'nda.

çünkü top oynuyoruz kardeşim biz. 7 kişi 8 kişi 70 dakika kapanan takımlara karşı 90. dakikanın uzatmasının son saniyesinde didiniyoruz hala.

çünkü manyaklığınızla uğraşıyoruz, yumruk atan adamları bağrınıza basmanızla, sahaya rakı şişesi atan adamları unutturmanızla, 17 yaş altı takımını kendi evinde dövenleri sahiplenmenizle, berabere kalan bir maç sonrasında maçta oynamayan bir takımı suçlayacak başkanlarınızla, hıncalınızla, ermanınızla, ağaoğlularla, evdeki son maçında bilet almayıp bir hafta boyu komplo teorisi kuran taraftarlarınızla, kafamıza attığınız mermerle, 5000 kişi sahayı bastığında "bahane arıyorlar" tiynetindeki başkanlarınızla, başka adamın formasıyla sporcusunu sahaya çıkartıp bunu herkese yedirmeyi bekleyen yöneticilerinizle, kimsenin kıymet vermediği gazete yazarlarınızla.

şampiyon olmayalım,

sarı laci sahaya çıktığında gümbür gümbür sağır ediyor ya kulaklarınızı, titriyorsunuz ya kupaya elimiz değecek diye, biliyorsunuz ya iyi olduğumuzu, her maçı izleyip kahroluyorsunuz ya, yalanınız, iftiranız son sığınağınız olduğunda bizim hala gözlerimizi yaşartan alex'imiz var ya,

mutluyuz yahu?

biliyoruz kimin iyi kimin kötü olduğunu,

görüyoruz kimin iftira attığını ve kimin iftiraya maruz kaldığını,

duyuyoruz emek harcayanları ve emeği şikeyle, şaibeyle karanlığa boğmaktan haz alanları,

umut kuruyoruz, hayal ediyoruz, bu pisliğin içerisinde güzel bir maç daha bekliyoruz,

boğazınızdan geçmiyor ya hiçbir golümüz,

gümbür gümbür geliyoruz.

duyuyorsunuz, sokaklarda, caddelerde, gittiğiniz her yerde.

önce uzaktan geliyor, sonra evinizin içinde, bir patırtı, karmaşa, gökgürültüsü gibi bir anda:

fenerbahçe. fenerbahçe. fenerbahçe. fenerbahçe.

hiç böyle sevmediniz be kardeşim, izmir'in alsancağında sarı lacivet bayraklar olacak pazar günü, aynı sakarya'da, düzce'de meydana asılacağı gibi. sivas festival yapacak o gün, aynı ankara'nın kızılay'ında formalı çocukların güleceği gibi.

babalar oğullarına forma alacak o gün, lefter'i anlatacak bir kere daha, küçücük kızlar alex'i izlemek için geçecek televizyonun karşısına, kayseri'de 55 yaşında bir adam koltuğun üstüne çıkacak uğuru bozulmasın diye, atina'da bir fenerbahçe'li hz. meryem'den yardım dileyecek, trablus'ta bir adam allah'a dua edecek o gün. şam'dan bosna'ya, bakü'den edirne'ye kaç dilde yakaracaklar rablerine,

gümbür gümbür geliyoruz,

yapayalnız, tek başına, birbirinin halinden anlayanlarla, gökte uçan uçurtmaya bakar gibi balkondan sallanan bayrağa bakanlarla, sokakta niang diye bağıran çocuğun neşesiyle, sağ kanattan bindiren gökhan gönül'ün teriyle, bağırmadan çağırmadan, iftira atmadan, kalbinden geçeni saklamadan,

şampiyon olmak için geliyoruz.

oradayız. tam karşınızda.

--alıntı--

http://papazincayiri.blogspot.com/2011/05/buyuk-bir-gumburtu-var-bu-sokaklarda.html

yaran facebook iletileri

bazen hem düşündürüp hem yarıyor;

- bugün çok sevdiğim mehmet amcamı kaybettik arkadaşlar:((
- 16 kişi bunu beğendi.

ideal meme

şöyle olmalı ; (o)(o)

akıyor zaman

seksendört'ün kendini aştığı bir albüm olmuş bu. boş şarkı yok gibi. dolu dolu, sözlerine bağıra çağıra eşlik edilesi şarkılar var albümde. şarkı listesi şöyle;

1 - hayır olamaz
2 - kara duvak
3 - şimdi hayat
4 - pert oldu
5 - kendime yalan söyledim
6 - söyle
7 - gözün doysun
8 - bin kere
9 - elbise
10 - akıyor zaman

hayır olamaz

güzel bir seksendört şarkısı. dağılın lan isyanım var kısmı ne kadar güzel olmuşsa, ardından gelen çalsın sazlar oynasın kızlar kısmı o kadar basit olmuş. yine de dinlenesi bir şarkı yapmışlar, nakarat insanın ağzına dolanıyor. o zaman sözlerini de yazalım tam olsun;

dün akşam ölemedim.
yine kör kütük sarhoş oldum.
rezalet çıkarmadım.
bi sana bir de kendime sövdüm.
ne içsem olmadı.
kafada başka dert tasa kalmadı.
bir seni atamadım.
sek içtim acıları su katmadım.
yalanlar, yalanlar söyledin.
beni hiç haketmedin.

sensizlik beni böyle yensin mi?
tek başıma yollarda
beni böyle bulsun mu
hayır olamaz
sensizlik beni böyle yensin mi?
tek başıma yollarda
beni böyle bulsun mu of

her akşam bir büyük,
başka türlü taşınabilir mi bu yük?
unuttum derken seni;
mağlup oldum aşka yine kör kütük.
her sokak köşe başı,
evim oldu yine kaldırım taşı.
yolunu kaybedenin kedi köpek olurmuş sırdaşı.
yalanlar yalanlar söyledin.
bunu hiç hak etmedim.

sensizlik beni böyle yensin mi?
tek başıma yollarda
beni böyle bulsun mu?
hayır olamaz

dağılın lan isyanım var,
çalsın sazlar, oynasın kızlar.
derdim var, efkarım var.
çalsın sazlar, oynasın kızlar.

sensizlik beni böyle yensin mi?
tek başıma yollarda
beni böyle bulsun mu?
hayır olamaz!
sensizlik beni böyle yensin mi?
tek başıma yollarda
beni böyle of..

hakan arıkan için ne dediler

idolüm

zapata

adamın ağzına sıçan şarkılar

110 - özledim seni

14 şubat 2011 fenerbahçe kayserispor maçı

fenerbahçemizin volkan, gökhan, yobo, lugano, andre santos, özer hurmacı, selçuk, mehmet topuz, issiar dia, alex, mamadou niang on biriyle sahaya çıkacağı karşılaşma.

sen nasıl bir insansın

böylesine güzide bir şarkının tam sözlerinin şimdiye kadar hiç yazılmamış olması beni şaşırttı gerçekten. sözleri şöyle efendim;

yağdı yağmur aktı sel, doğdu eylülün kızı esen. günün sürpriz ismi ehlen ve sehlen.
çok zaman kaybetti deve pireyle. ben de küçüktüm eskide. göğe bakardım gözlerim dönerdi maviye.
gergedanın ezik kalbim üzerinde koşturması, aynı benin farklı elde yepyeni bir hal alması,
uykudan evvel yolculanan günün hatırlanması, derinden bir iç yanması...

bana gelirsen kalbin elinde gel, kemiklerinden sıyrılıp da gel, baharı bekle akasyalarla gel.
çuvallamayız korkma bir rumuz ikimize de yeter.
söyle bana daha önce hiçkimseciklere söylemediğin sözler.
hayrımı isteyen şükür birkaç yaratılan da var. hala öldürdüğüm örümceğin üzerimde bedduası var.
hata yapmaktan korkan kolo, hata üzerine hata yapar.
sanki taşınırken düşer tabutum ölüm çıkar.
bir eksi daha yazıldı birden haneye. gerek yok bahaneye. utanç için bul kusur şahaneye...
mum kendini lav zannetti söndü döndü laleye. şükür rahmet düştü tane tane her bir daneye...

iste sade iste ayrı yedi pınardan su toplarım. iste eski medeniyetler gibi yerin dibine batarım.
ben gerçeğim onlar hayal, iste sana ispatlarım. bir sevsen beni gönlündeki derdi siler atarım...

aradan çok yıllar geçti çok sular aktı düştüm bu hale.
eller heva hevesine düşkün konuştu halimi yedi mahalle.
herkes anladı ne yazık ki anlatamıyorum derdimi yare.
kalbim ellerden düştü oldu ciğer de pare pare...

göründüm güçlü, düzeldim sandım ama hep bunalımdayım.
ne mümkün dengede durmak, fırtınadan bir uçurumdayım.
daha filmi anlatmadan ağlarsın sen nasıl bir insansın?
ben senle aşka düştüm parçalandım tane tane...

kolo kayıp ülkenin prensesi ondan duyulmaz sesi. büyütmüş beni ölülerin üvey sevgisi.
fermanı verdim ve vuruldu cellatın hain kellesi, azarlandığım anlar ve insanların küflü sözleri...
bakar kör bir hayat yaşadık hurma ağacı altında. bukağı vuruldu kahra ateş düştü bağrıma.
kötü niyetle sorulan bir sorusun iyilik arama cevapta. kendini öldüren bir akrebim ben, yangın ortasında.
altın suyuna batırdın tekrar sattın eski hurdayı. ben de sen kalana kadar soydum izbe dükkanı.
özledim sinirliyken gelip derdime sırnaşmanı. infilak eder gözlerine düşen intihar uçakları...
sonunda geldin, elinde tozlu yapma çiçeklerin. eh teşekkür ederim bana da birkaç dakikanı verdin.
sen çocukları korkutan o soğuk kanlı cin prenstin. ağlamak istedim 40 dereceyle yandı gözlerim.

aradan çok yıllar geçti çok sular aktı düştüm bu hale.
eller heva hevesine düşkün konuştu halimi yedi mahalle.
herkes anladı ne yazık ki anlatamıyorum derdimi yare.
kalbim ellerden düştü oldu ciğer de pare pare...

göründüm güçlü düzeldim sandım ama hep bunalımdayım.
ne mümkün dengede durmak,fırtınadan bir uçurumdayım.
daha filmi anlatmadan ağlarsın sen nasıl bir insansın?
ben senle aşka düştüm parçalandım tane tane.

behzat ç

20. bölümüyle bir ankara polisiyesi adını hak ettiğini bir kez daha göstermiş ve biz ankaralıları mutlu etmiştir.

evet biz böyleyiz lan işte. istanbul'a gider gitmez ne varmış la bu istiklalde bi turlayak deriz. ıslak hamburgermiş, tosta basılmış dürümmüş terstir aga bize. ekmek arası tavuk dönerdir bizim için oturup yenilecek yemek. soğanlı olacak ama..

ve evet biz istanbul'un ankara'ya dönüşünü severiz hacım. o gri şehir denilen, soğuk yaee memur kenti işte diye yerilen başkentimize dönmeyi severiz biz.

eline sağlık emrah serbes.. sen kocaman bir çılgınsın..

sigara içenlerin en çok söyledikleri yalanlar

" ya ben az içiyorum zaten. bak şu paketi tee 3 gün önce almıştım mesela "

(bkz: yalanını sevsinler)

sigara içenlerin en çok söyledikleri yalanlar

sigara tiryakilerinin en büyük kolpalarıdır, anlatırken kendileri dahi inanmazlar;

" geçen doktora gittim, baktı şöyle röntgenime dedi ciğerlerin bebek ciğeri gibi, tertemiz. sigara kullanmamışsınız hiç, yaa görüyosun di mi ne içsem yarıyor anasını satayım.. "

(bkz: at yalanı sikeyim inananı)

muhteşem yüzyıl

her şeyi geçtim de hürrem'in koskoca cihan padişahına süülümaan diye seslenmesi çok itici gerçekten. padişah lan bu. lisedeki sevgilinle mi konuşuyorsun.

- süülümaaann aşkımmm bana rodos'u alsanaaa yaaa lütfeeennn..

- ya hadi bi s.ktir git..

ezel vs behzat ç

ezel istanbul çocuğudur, burjuva takılır.

behzat amirim ankara bebesidir, halkın sesidir, candır..

bana biraz da şunu anımsattı bu karşılaştırma;

(bkz: alex vs hagi)

tender durden

altıncı nesil silik.