bugün

entry'ler (54)

futboldan anlamayan insanlar

-arka arkaya üç gol oluyo ve siz hiç bir tepki vermiyosunuz

benim gibi burhan altıntop hayranı olanlar hemen hatırlamışlardır bu repliği

avrupa yakası dizisinden

burhan altıntop kendi zorla davet ettirdiği bir futbol seyretme ortamında saçmalamaktadır

bahsi geçen başlığa cuk oturur bu sahneler

aslında burhan altıntop şehirli olma sevdasındaki bir köylüdür en kaba tabirle

bu yüzden bu sahnede bir terslik olduğu düşüncesine de kapılmıyor diil insan

Şundan:

Futbol şehirli yüksek kesimin bilmemekle övündüğü bir alan zaman zaman

burhan altıntopun bu ortamda aralarına karışmak istediği yüksek zümredrn insanlar ise futbolla yakından ilgililer

bu halde bi terslik var gibi

emmanuelle

emanuelle'in ölümünün anısına

bu gece sevişmiycem..

dur lan!

ben zaten hiç sevişmiyorum ki..

emmanuelle

emanuelle'in ölümünün anısına

bu gece sevişmiycem..

dur lan!

ben zaten hiç sevişmiyorum ki..

okeyde beşinci olmak

kare masaların köşelerine konuşlanır..

ısmarlanırsa masadan bi çay,bi oralet içer..

oyuna asla müdahale etmez,

buna rağmen kontrol edebildiği maksimum iki oyuncuda

baskı unsurudur..

bir soru;

yancı silik bir karakterde midir?

yancı olduğu süre boyunca;evet,

normalde diilse bile yancılığı süresince silik kalmak zorundadır..

sessiz bir gözlemci..

renkvermez bir duygu yoksunu gibi davranmalıdır..

bir poker oyuncusu serinliği..

biraz abarttım mı..

evet,biraz abarttım..

sana da oluyor mu

bu akşam kıza yazdım uzun uzun

geceleri sabahlara kadar kitap okuduğumu..

yazarken

aldı beni bi korku;

ya bahsettim diye artık kitap okuyamazsam..

sana da olur mu;

bahsettiğin iyi şeyin hayatından çıkacağı korkusu?

en güzel ahmet kaya şarkıları

atının üstünde

günbatımına doğru ilerleyen red kiti çağrıştırdı

aklıma gelen sözler..

gecenin bu kör karanlık saatinde hüzne büründü sevimli karakter..

şöyle mi derdi ozan;

kendine iyi bak

beni düşünme

su akar yatağını bulur..

gözleri kapalı yürümek

yeni türk sinemasıyla kurduğum özel ilişkiyi seviyorum..

nedir o ilişki örneklerle anlatıyim:

mesela süt'te tek başına basketbol oynayan çocuk..

ya da uzak'ta porno seyrederken odaya birinin girmesi gibi..

son örneği bu akşam seyrettim;

bizim büyük çaresizliğimiz'de sokakta gözleri kapatarak yürümek..

ben bi de sahilde yapıyorum bunu..

her adımını uçuruma atıyo gibisindir..

benim rekorum on beş adımdı galiba..

sen de dene..

hırsız şair

victor hugo'nun,

hırsızlar kralının eline düşen şair kahramanı

kendini asılmaktan kurtaracak güçlü nedenler bulmaya çalışır..

nedenleri hiç de yabana atılır cinsten değildir:

''ben şairlerin neden serseriler arasında yeralmadığını anlamıyorum..

serseri derseniz aesopus serseriydi,

dilenci derseniz homeros dilenciydi,

hırsız derseniz mercurius hırsızdı..''

nirvana'nın pennyroyal tea şarkısının sözlerine bakın bi de;

''ben bir yalancı ve hırsızım''

evet,övüyorum hırsızlığı...

kırk güne gitmem

kırk güne gitmem,bizimkilerin kullandığı bi laf..

kırk gün içinde ölürüm,gibi bi anlamı var..

mecaz tabii..

kill bill..

beş nokta kalp patlatan tekniği..

beş adım attıktan sonra düşer rakip..

bi yerde kırk gün,bi yerde beş adım..

benzemiyo dimi..

bana da öyle geldi..

bertolt

büyük oyun yazarı brecht'in önadı..

yalnız ben oyunlarını diil güncesini okumuştum..

yıllar önce..

isimlerden kısaltmalarla bahsediyodu güncesinde..

onu okuduktan sonra ben de öyle yapmaya başlamıştım..

gökmen'e gök.,yelda'ya lda. demek gibi..

bak o günceden bi de arsız ne hatırlıyorum..

bi gece sevgilisiyle yatakta;

üzerine çıktım yapamadım diyo..

bunu anlatmış güncesinde..

doksanlar kötü değildir

Doksanların aşağılanmasını anlamıyorum..

Hiçbişi yoksa grunge'ın doğuşu var..

Nirvana pearl jam altın damgalarını vuruyolar müziğe..

Nirvana'nın unplugged'ını bilirsiniz..

Orda giydiği hırkadan istemiştim kurt'ün..

Rengini tutturamadık..

Şimdi kardeşim giyer..

Belki ne amaçla ördürüldüğünden habersiz..

kar yağacak edip cansever

gece

kırmızı gökyüzü

bu kar,şairin kehaneti desem kim ne diyebilir..

ortasından giriyorum şiire;

''anlaşıldı yarın bir gün kar yağacak

eski bir aşkın da anısına''

edip canseverin bu şiirinde

sonsuza kadar kar yağacak

şöyle bitiyor

yıllardır bu dizeleriyle bir fırtına gibi

kulaklarımda uğuldayan şiir;

''kar yağacak

sevdim mi sevildim mi

bir vaktin orasına''

leyla ile mecnun

hafta boyu tartıştık arkadaşımla;

leyla ile mecnun mu,

yoksa yalan dünya mı..

yeraltında notlar yazan dostoyevski bi yanda..

el aynasına robert de niro taklidi yapıp;

benimle mi konuştun diyen eleman bi yanda..

yapmıyorum kardeşim tercih mercih..

zaten günleri de çakışmıyo..

iki dizimiz olsun seyredecek,

şu saçma dizi alemlerinde..

çok mu..

rohtiko

ne bir tropical meyve ismi..

ne bir bitkinin latincesi..

sadece lahana yemeği,

ve mısır ekmeği karışımı..

kelimenin müziğini de dinleyin..

''rohtiko''

kitap ayracı olarak kullanılan şeyler

annenin senin odanı temizlemesindeki arızaları bilirsin..

o temizleme bitince mutlaka bi şeyin kaybolur..

defterlerimi kitaplarımı kurtarabiliyorum da..

orjinal kitap ayraçlarımın,

bi kağıt parçasından farkı yok annem için..

şimdi ben ne mi kullanıyorum..

mutfaktan alınmış peçeteler..

halı saha golünün tekrarı

Halı sahanın kenarında oturmaktasındır..

Sırtın sahaya dönüktür..

Ne gol oldu be,der arkadaşın..

O golü görmek için dönüşte,

ince bi hüzün yok mudur..

Kalın da olabilir..

rtenin öcü

herkes hapse giriyor..

en son genelkurmayı da koydular hapse..

gerçi ben çok rahatsız diilim..

ateş olmayan yerden duman çıkmaz..

darbe yapacaklarını düşünüyosan atarsın tabii hapse..

espiri de içersin istiyorum şimdi söyleyeceğim..

acaba rte o bi kaç aylık hapsinin öcünü mü almaya çalışıyo..

kahve ve çikolata ikilisi

kaçiki

sosyomattan tanıştığım kızla ilk buluşma..

alkım'da kahve çikolata yapmayı çok sevdiğini söyledi kız..

kitaplara da bakarız diye konuştuk..

buna bi isim bulmak gerekliliğini hissettim bi an..

ilk iki heceleri biraraya getirdim..

oldu mu sana kaçiki;

kahveçikolatakitap

bu imgeler buluşmamızı çok daha hoş hale getirdi..

sağolasın kaçiki..

çocukken yapılan saflıklar

bi bitkinin yeşil,fındıktan büyük cevizden küçük,

amerikan futbolu topu şeklinde bi meyvesi vardı..

çok da küçük diildim belki ortaokul yılları..

arkadaşlarım ısrarla o meyveyi yememi söylüyolardı;

tadı çok güzelmiş..

o kadar ısrar ettiler ki,

dayanamadım koparıp ısırdım..

ne o güne kadar ne de o günden sonra

o kadar acı bi sıvı tatmadım..

kahkahalarla güldüler bana..

oyuna gelmiştim..

şimdi hoş bi anı sadece..

ama o gün saflığıma çok bozulmuştum..

kayıp aranıyor

sene 94..
o zaman daha mizah dergileri okumaya başlamamışım..
o yüzden bu tür mizaha pek alışkın diilim..
bak sene ikibinoniki olmuş espri hala aklımda..
kayıp aranıyor;
niye..kaymadan arayamıyo musunuz..